Final

1.9K 108 67
                                    

Yıllar geçmiş bir bebeğim olduğunu sanıyorken ikizler Zeliha Hanımla beni şaşırtıyor. Doğumdan bir yıl sonra Ekin'in karşısına çıkabilmiştim. Zeliha Hanım'ın temelleri sayesinde Ekinle sorun yaşamadan ayrılmıştık. Yüzüne bile bakamamıştım. Koskoca 20 yıl geçti cesaret edip fotoğrafına bile bakamıyorum.

Yurt dışına yerleştim bir üniversitede akademisyen oldum. Hayret ediyorum geçen 20 senede neler neler yaptığıma Zeliha Hanım bizle irtibatı koparmadı o torunlarının canı için 20 senesini vermişti oğlunu üzmeyi göze alarak bense çocuklarım için Sevdiğim Adamı bırakmayı göze almıştım. Zorunlu bir seçim miydi hala sorguluyorum ama her seferinde Allah'ın verdiği canı korumak zorundaydım derken buluyorum hep kendimi.

Oturduğum koltukta iki yanımı saran kollarla gülümseme düşüyor yüzüme.

''Bu sene Türkiye'ye gidecek miyiz?'' Bu his bende alışkanlık yapmadı her hatırlayışımda yine içimde bir sızı var nefesim tıkanıyor. Zühre ve Ekim'le göz göze gelip ikisine de içten bir öpücük konduruyorum. Çocuklarım bunu sorabilme cesaretini 2 yıl önce vefat etmiş Kemal Beyden güç alarak sorabiliyor. 

''Bu sene annem ve babam buraya gelecekler hem üniversitedeki iznim ters düşüyor, biliyorsunuz hem kafe hem de vakıf vaktim olmuyor. İsterseniz anneanneniz ve dedenizle Türkiye'de bir hafta tatil yapıp dönebilirsiniz.'' Çocuklarımın canı için ilk defa korkmuyorum bunu söyleyebilmek o kadar güçtü ki benim için. Mimarlık mesleğime devam ediyorum özel olarak açtığım bir ofisim var akademisyenlikten aldığım ücretleri birikim yapıp burada yer edinebilmiştim. Boş günlerimde ofisle ilgilenebiliyorum tek başıma içinden çıkamayacağım için elbette ki çalışanlarım mevcut ama işim burada bitmiyor 3 katlı bir binamız var burasını Zeliha Hanım torunlarına verdi. En alt katta kafe işletiliyor bir üst katında ise vakfımız var gençliğimden beri hayalini kurduğum vakıfla akşamları Allah yolunda, rızası için hayatımı dolduruyorum. Bir çok kadına bir çok öğrenciye umut oluyoruz aynı zamanda. En üst katında da evimiz var hayatım bunların içinde vakit doldurarak geçiyor. 

''Sensiz gitmek istemiyoruz istersen halledebilirsin lütfen anne.'' Bir anne sözcüğü için yıllarımı vermeyi göze almışken bana verilen en büyük lütuftu iki anne sözcüğü. Engel olamıyorum tekrar öpücüklerimi sıralarken buna cesaretimin olmayışını kabulleniyorum.

''Ben gelemem belki emekliliğimden sonra ancak dönebilirim Türkiye'ye.'' Buna ben bile inanmıyorum. 

''Yine kaçıyoruz her şey geçti ama hala kaçıyoruz anne neden?'' Zühre'yi buldu gözlerim haklıydı ama bilmediği bir şey vardı; ben babanızdan kaçıyorum diyemiyorum onlara. 

''Henüz değil güzelim ben hazır değilim size seçenek sunuyorum ama ben gelemem.'' Kafedeyiz içeri 2 çocuğu olan bir anne giriyor çocuklar da boş vakitlerini burada ve çeşitli kurslarla geçiriyor. Ekim refleksle kalkıp oturabilecekleri bir yer tarif ediyor. Ardından hanımefendinin eşi olabileceğini düşündüğüm kişi giriyor.

Bu sızının tarifi yok kadını tanıyorum şimdi tesettürlü bir kadın var karşımda ''Nazan bu.'' diyorum Zühre anlamaz anlamaz bana bakıyor. Ardından Ekin'le göz göze geliyorum. Ekin'in gözleri bana anne diyen Zühre'yi buluyor. Nazan beni fark ediyor tanıdığı anda yüzünün şekli değişiyor mahcup bir bakış görüyorum gözlerinde ya da buna inanmak istiyorum. Hepimiz Ekin'den gelecek tepkiyi bekliyoruz. 

'Melis' ismimin değişikliğini çocuklarım biliyor kendi ismimi bir başkasından duymayalı yıllar geçmiş öyle saklanılmış, saklanmıştım. 'Anne bu adam senin gerçek ismini nereden biliyor?'' Ekin ikinci bir şok yaşayıp Ekim'e bakıyor. 

''Evlenmişsin.'' Söylediğini inkar etmek istiyorum ses çıkaramıyorum ama hesap vermeyi istemiyorum bundan daha ne kadar kaçabilirim onu da bilmiyorum. Her şeyi bilmek hakkın ama....

''Ekin.'' Nazan sesleniyor çocuklarım o zaman karşımızdakinin kim olduğunu anlıyor. 

''Konuşsana Melis.'' İrkilmeme sebep oluyor bu kükreyiş yılların kızgınlığı kırgınlığı gözlerinden ateş olup çıkıyor. 

''Ben sana anlatamadım.'' diyebiliyorum sadece gözlerimi kaçırıyorum bulunduğum durumun bitişini düşünüyorum yer yarılsa içine girsem kaybolsam diyorum. Nazanla gözlerimizi birbirimizden kaçırmıyoruz kızgınlık arıyorum kendimde ama yok. Her şerde vardır bir hayır deyip onun güzelliğine bakıyorum. Umuyorum ki dinen takva olarak da çok iyidir. Belki de bir iman için 20 yıl çektim diyebiliyorum. Nazan kızgın olacağım bir kadın değil eski eşimin çocuklarının annesi benim gibi.... o da çocuklarının annesi...

''İsterseniz üçümüz konuşabiliriz.'' Kaçış yok Melis diye kendimi telkin ediyorum buraya kadar bu yük seni artık bıraksın diyebiliyorum. Nazan da yanımızda olup dinlesin huzursuz olmasın tadı kaçmasın istiyorum. ''Siz oturun ben bir şey alıp gelmeliyim.'' diyorum bebeklerimin Kemal Bey'in gözündeki değerini alıp masaya geliyorum. Yan yana karşımdalar kendine itiraf et bu acıyı kendini dinle desem de elimden bir şeylerin gelmeyeceğini biliyorum. Kağıdı uzatıyorum masaya ''Kemal Bey.'' diyebiliyorum sadece sesim titriyor gözyaşlarım akmaya başlıyor. 

''Merdivenlerden yuvarlanışım...'' o acizliği tekrar hatırlarken yine yine kanım çekiliyor. ''Bebeklerim ölmemiş Rabia ve Zeliha Hanım saklatmış.'' diyebiliyorum Ekin'in gözlerindeki çaresizliği görmeye cesaret bulamıyorum. ''Bu kağıtta çocuklarımın Kemal Bey'in gözünde maddi değeri var.'' Duraksıyorum ya Ekin bana inanmazsa korkusuyla baş başayım şimdi. 

''Melis sen neler diyorsun?'' Nazandı konuşan ondan konuşmasını beklemiyordum onun yüzüne bakarken Ekin'e takılıyor gözüm omuzları düşmüş savunmasızdı. Çocuklarıma bakıyorum kafenin bir diğer ucundalar yanlarında benim çocuklarımın kardeşleri var. Derin bir nefes alırken ardı arkası kesilmeyen göz yaşlarımı itiyorum.

''Senin yurt dışına çıktığın gün Rabia ve Zeliha Hanım geldi. Bebeğimi düşürmediğimi söylediler. Ayarlamışlardı her şeyi ben hariç mecburdum bunu yapmaya Kemal Bey beni tehdit ediyordu durulmuyordu. Daha evlenmeden başlamıştı tehditlerine inanamamıştım bu kadar ileri gidebileceğini bana ömür boyu acı çektireceğini düşünmemiştim. Katil olamazdım çocuklarımı ona tekrar öldürtemezdim. Zeliha Hanım'a uymak zorunda kaldım dediği gibi oldu Kemal Bey'den yıllarca kaçtık. 2 nefes koruyabilmek için hem seni hem kendimizi üzdük.''

Yıllarca çektiğim bu acı bu güç savaşı beni hala şaşırtıyor nasıl dayandım bilmiyorum ama bu son buraya kadar her şey tüm kozlar, tüm kartlar ortada. 







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Patatesli BöreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin