#5 Part 2

3.6K 297 193
                                    

Selamun aleyküm. Bir de Yeni Ekin'imizden dinleyelim. InşaAllah beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

Aynure300182 bölümü de sana ithaf ediyorum 😍😍🐦

Bissürü paragraf yorumu bekliyorum sizlerden. 🙈

---Ekin'den---

Melis işe başlayalı 1 ay olmuştu neredeyse. Onu ne kadar özlediğimi farkediyorum. Gömdüm sanmıştım. Hatta başka aşklarla üzerini kapatırım sanmıştım. Ama gelince işler değişti.

Zaten Melis'ten sonra başkasıyla sevgili olmamıştım. Melis'in özelliklerinde birilerini arıyordum. Ama o tek ve özel.

Inatçı kapanmıştı dediği gibi. Kapandıktan sonra görmemiştim. Sosyal medya hesaplarında ise fotoğraflarına denk gelmemiştim.

Yıllar sonra tekrar karşıma çıkmaması gerekiyordu. Bu böyle olmamalıydı. Bir de kapanınca bile güzeldi. Masmavi gözleri hala başkasının görmesini kıskandığım derecedeydi. Hala kıskanıyordum onu! Tek tesellim gözlerini kaldırıp bana dahi bakmıyordu.

Bana dahi derken kendimi ezdim baya. Hem onun hayatında sıradan biriyim.

Bu düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Elimdeki kahveyi gelişigüzel mutfağa bırakıp evden çıktım. Şirkete geldiğimde babamla karşılaştım.

"Oğlum odama uğra bi. Cansu'ya da haber ver Melis'i odama çağırsın."

"Geliyorum baba." Melis'imi Cansu'ya çağıttırır mıyım? Çağıttırmam tabiki.

Melis'in bulunduğu odaya doğru ilerledim. Odaya yanında çalışanlardan birkaç kız giriyordu.

"Cansu Hanım'ın yanına uğrayın." Soğuk bir sesle söylemiştim. Melisle konuşacaktım. Bu yüzden gönderdim.

Içeri girdiğimde Melis pencere kenarındaydı. Ağzında bir şeyler mırıldanıyor bir yandanda çiçekleriyle uğraşıyordu. Üzerine kolları açılan ferace giymişti -ismini yeni öğrenmiştim sanırım buna yarasa kol deniliyor.-

Yolda dahi görsem feraceli insanlara tuhaf tuhaf bakışlar atan ben şuan Melis'i diğer erkeklerden koruduğu için minnet duyuyordum. Melis'imi kimse göremez kıskanç adamım ben.

Diğer erkekler gibi değilim. Yanımdaki bayanın Ekin'in eşi diye anılmasını istemezdim. Çok güzel kız vs gibi. Yanında eşimi taşıyacağım. Süs değil. Kimse diyemez öyle benim Melis'ime.

Nerden senin Melis'in oluyor.

Iç sesle canımızı sıkmaya gerek yok. Melis benim karım olacak.

Hıııı tabi. Kız seni niye kabul etsin. Abdest yok namaz yo-

Sanane iç ses. Hem belki hala seviyordur da. Bende ki umuda bakar mısınız? Melis'in patatesli börek aşkı bitmesiyle beni hala seviyor olma olasılığı aynı.

Ben bunlara kafa yorarken Melis aniden bana dönmüştü. Ilk başta afallasamda hemen toparladım kendimi.

"Bir şey mi vardı Ekin Bey?" Anında dönünce göz göze gelmiştik. Hemen indirdi gözlerini eğer gözümü kırpıyor olsam kaçırırdım. Bir de sesini duymuştum. Nadiren konuşuyordu. Hatta hiç. Konuşsa da sesini duyamıyordum. Tahmin ederek cevaplıyordum zaten.

"Babamın odasına gelmen lazım. Bende odanın önünden geçerken seni görünce ben haber veriyim dedim." Küçük tatlı yalancık. Ben çağırmak istedim diyemezdim heralde.

"Peki geliyorum." Odadan çıktıktan sonra saçma halimden kurtulup babamın yanına gittim.

Odaya girdiğimde etrafta dolanıyordu. Oh be aksiyon vardı. Hayat böyle sıkıcı. Ekşın seziyorum.

"Noldu baba?"

"Hah geldin mi oğlum? Geç otur." Babam telaşla söyledi. "Zerrin Hanım, bizim projeleri başka bir şirkete satıyormuş?"

"Emin misin?" Ağzım 'o' şeklini almıştı. Böyle bir şey beklemiyordum.

"Öğreneceğiz şimdi Melis gelsin de." Kapının tıklatılmasıyla babam eş zamanlı gir dedi. Size söylemedim ama çok sinirliydi.

"Gir." Babamın sesiyle içeri girdi. Tabiki bakmıyordu bize.

"Hoşgeldiniz Melis Hanım."

"Hoşbuldum Kemal Bey." Gözlerini ellerine sabitlemişti.

"Şu yeni alışveriş merkezi mimarisinden haberin var mı?"

"Hayır yok."

"Bir alışveriş merkezi için senden çizim istiyorum. Ama kimseye söyleme." Babam işini Zerrin midir nedir o kadına çaktırmadan halledecekti belliki.

"Neden?" Sesini sevdiğim. Neyse konumuz bu değil.

"Öyle olması gerekiyor ve bir de uzun bir zamanımız yok. Bu hafta içinde bana teslim et."

"Peki."

"Alışveriş merkezi olacak yer için bilgiler vs bu kağıtta yazılı." Babamın elinden kağıdı alıp çıktı. Babama bende çıkacağımı söyleyip Melis'in arkasından gittim.

"Melis Hanım." Bir de Hanım, Bey çatışması vardı. O derse bende derdim.

"Efendim Ekin Bey?"

"Şu babamın az önce anlattığı proje. Çok derin çalış. Elinden gelenin en iyisini yap."

"Niye?" İlla konuyu irdeleyecek. Sanki dediğimi yapsa ne olur?

"Melis öyle olması gerekiyor. Anla işte. Önemli."

"Zaten her zaman olduğu gibi elimden gelenin en iyisini yapacağım. Kimseye de söylemem." Kısık sesle söylemiş ve gitmişti.

Bende odama geçip kağıtlarıma gömüldüm. Bir süre sonra biri gelmişti. Sert bir şekilde cevap verdim. Şirketteki kızların yılışıklığından iğreniyordum.

"Gir." Kafamı kaldırmamıştım. Karşımdaki her kimse bir an önce konuya girse iyi olacaktı.

"Ne var?" Hala konuşmaya başlamayınca kafamı kaldırdım.

"Aa Melis." Ilk defa geliyordu. Çalışmaya başlayalı uzun zaman olmasına rağmen. Şaşkınlığıma engel olamamıştım.

"Zerrin Hanım benden alışveriş merkezi çizimi istedi." Bunu gelip bana söylemesi hoşuma gitmişti.

"Yaa güzel."

"Nasıl?" Gülümsememe engel olamamıştım. Çatlarını çatmıştı. Öyle tatlı gözüküyorduki.

"Kaşlarını çatınca sinirli gözükmüyorsun. Ayrıca Zerrin Hanım'dan bekliyorduk bunu. Sen şimdi Zerrin Hanım'a bir şey çaktırma onun için oldukça basit bir proje hazırla. Babamın projesini çok geciktirme."

"Ne olduğunu söyler misin?"

"Hayır söylemem ama merak etme senlik bir şey yok."

"Peki." Söylemem dediysem söylemezdim. Bunu bildiği için teslim olmuşcasına bıkkınlıkla cevapladı. Daha sonra odadan çıktı.

Melis benim karım olacak.

Onun için bir yerden başlamalıydım. Önümdeki bilgisayarı biraz daha kendime çektim ve başladım araştırmaya.

~~~

Bölüm nasıldı?

Yeni Ekin'i sevdiniz mi? Ben sevdim şahsen.

Ithaf isteyen var mı?

Allah'a emanet olun patatesli böreklerim. 😍😍😍😍😂🐦

Patatesli BöreğimWhere stories live. Discover now