•19• Tüy

22 1 0
                                    



Kao artık bıkmış durumda ve kimin yaptığını aramak için etrafa bakıyor. Sanırım bu sefer fazla ileri gittim.. Ama gitsem ne farkeder ki, benim de eğlenmeye ihtiyacım var ulen!

Yine de.. Kao bu tür şakalara alışık değil galiba, çünkü şu an 'Bunu yapanı bir bulayım, varya onu....' siz anladınız işte, o bakışlarla bakıyor. İyi de ben niye telaş yapar gibi konuşuyorum? Peh! O beni bulup da.. AAAaaa! Lan bu beni ne ara buldu! Pardon yine ben ağaçtan düşmüşüm, hayır bu sefer onun üstüne değil, yere tosladım resmen yaa. Bu bi oyun olsada böyle düşünce Nieyes bi titreşim veriyo beyne, beyin de işte, anladınız siz. Bu sıralar çok mu anladınız diyorum. Bu halimden kurtulmam lazım tripist genç kıza bağlıycam yakında. Şimdiden saçma konuşmaya başladım gerçi, tripist ne ya, noluyo bana, tamam uzatmatalım bu kadar yeter.d

Şu an ise Kao bana tip tip bakıyo.

Çocuk haklı sonuçta, ağaçtan biri düştü, ki bu da şüpheli biri. Şüpheli olarak kaçmam gerekiyor. Aslında kaçmasam da olur, fakat Kao'da oyundaki nadir tüylerden biri var. Bu tüy bi kuşun tüyü, ki bu kuşa tutamıyorsun bile. Çünkü elin gıdıklanır. O kadar yani.

Kaçmassam oyunun beyne göndereceği sinyali söylemiyorum, yani bu tüy çok gönderme yaptırırsa.. Yine anladınız diyeceğim.

Kao elindeki tüyle bana sinsice bakıyor. Durum kötü arkadaşlar, dediğim gibi, tüyün gönderme yapmasına izin vermemeliyiz.

Aah, şu an daha kolay kaçmak için ağaçlara çıkmaya çalışıyorum. Ki ağaca bu yükseklikten çıkmak için hızımı almam gerek. Ama içimden bi his hızımı alıp çıkarken Kao'nun beni yakalayacağını söylüyor.

Bi dakka, biraz daha ışıltı gönderirsem onu yavaşlatabilirim.. Ama o zaman o da sırrımı öğrenmiş olur.  Boşveerr, zaten öğreneceği kadar öğrendi derdim ama, onun yerine bi ### yapamaz diyorum:)

Işıltıları yolladım, hehahehah! Omg! Işıltıyı kesti! Evet hem de kılıçla! Noluyo lan ışıltıyı nasıl kesti! Çüşşş!

Yine de ben ağaca çıkabilcek zamanı buldum ve  çıktım. Ama peşimden bi de Kao çıktı. Ya biz bunla daha ne kadar kovalamaca oynayacağız? Varya küçük olsam bunun yüzünden hiç sıkılmazdım 'oyun, oyun' diye. Ama o tür oyunlar için çok geriye gittim. Çünkü çoook uzundur bilgisayardaki online oyunlarda ya da bunun gibi şeylerde takılıyorum. Komşularımın çocukları bile bu savaşçı kişiliğim yüzünden bilgisayarımdan uzak duruyor. Bomba falan var sanıyorlar. Ama bomba yerine şifremi yanlış girenler için bir şeyler yapıp korkutucu bir mesaj hazırlamış olabilirim.D

Ah be, yine daldım gittim ve kozalak beni yakaladı. Ben Kao'yu itmeye çalışcakken birden  gıdıklanmaya başladım.. Oh no!

"Lan olum bi gi-ahahahh- git ya-AHAHAHA!"

"Sence gider miyim? Işıltıları kullanabildiğini bildiğimi bilmiyor musun?"

Ne, ne? Biliyor muydu? Bu Kao beni takip falan mı ediyor?

"Bu büyüyü senden başkası yapamazdı diye düşünürken ağaçtan düştün. Daha gerçekçi olamaz mısın?"

Lan... Neyse bundan kaçmam gerekiyor. Bu beni sandığımdan iyi tanıyo. Oysa hiç tanımamalıydı.

Ama şimdi bunu düşünerek zaman kaybetmemeliyim. Ihmm, biz şimdi ağaçtayız. Kendimi aşağı atmaya çalışmam gerek. Arkadaki hançerimi alıp dalları kesersem rahat bir şekilde düşerim.

Hançerimi çekip dallara doğru gülmemin beni engellemesini engellemeye çalışarak uzattım. Sonra sahte bir kahkaha bombası patlatırken dalları kestim ve düştüm.

Geç kalmışım, o tüy beni o kadar güçsüz düşürmüş ki direk bayıldım. Ve oyunla bağlantım koptu. Çünkü Nieyes bi ihtiyacım olduğunu anladı ve bu Nieyes'ın çalışmasını bir şekilde engellediği için beni attı. Hepsi o tüyün suçu. İlk oyunda bayıldım, sonra atılıp kendimi oyundan çıkmış vaziyette buldum. Kao'ya gününü göstereceğim! Tabi ilk ihtiyacımı halletmem gerek.

NOT: Bölüm Kurin'in ağzından yazılmıştır, sonu yanlış anlamayın diye dedim:D

Online•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin