•15•

28 2 0
                                    



Aaahh! Bir sıkıla sıkıla uyandım ki, hemen Nionline'a girdim.

Ama bugün çok sıkılıyorum.. Poff, Suri geldi. Şimdi ben ne dicem ona günkü güç atarım hakkında. Durumum kötüye gidiyor ama bunu ona söyleyemem. O yüzden oyunun en kuytu köşesine kaçtım. Yani dünkü uçuruma. Geldiğimde yine kendimi aşağı atacak iken bir ses duydum, Hera ile Ren gelmişti.

''Kurin, gametwin'in Mirae napıyor?''

dedi Hera.

 Bense bu tehditkar ses tonundan rahatsız olmasam da biraz sert bir ses tonuyla,

''O iyi, ama neden sordunuz ki?''

''Bak Kurin, henüz anlayamasan da seni uyarıyorum. O kız tehlikeli.''

 Ben daha tehlikeliydim aslında. Onlar söylemeden önce de böyleydi. Ben istemesem de bazılarına zarar veriyordum bazen. Durum bu olunca da Nionline'da giderek prolaştım ve şimdiki halime geldim. Bu hepsi değildi, ama zaten hepsi bu olsa ne farkeder tehlikeliydim işte.

O sırada Ren düşüncelerimi böldü.

''O senin gametwin'inse zaten tehlikeliyi pat diye söyleyebiliriz. Ama ikizin en az senin kadar tehlikeli. Bu yüzden diyoruz ya ondan uzak dur diye. Ayrıca kuzenim ona takmış durumda. Ve kuzenim eğer birine takarsa onun başı belada demektir. Retai öyle kolay takıntı bırakacak biri değildir. Kafayı taktı mı onunla dövüşmek için her fırsatı kollar.''

Hmm, bu Retai oyunda bile olsa ikizime kafayı takıp rahatsız ederse karşısında beni bulur..!

''Kim lan o ki ikizime kafayı takıyo! O benim ikizim benim! Oyun ikizim de olsa onu koruyacağım anladın mı? Şimdi ben kabile evime gidiyorum. İşime karışmayın! ''

 Oh olsun iyi dedim! 

Kabile evine doğru yürürken Sirene ile karşılaştım.

''Eee, ikizinle aran nasıl? Buluştunuz mu? ''

dedi, ama sesi Hera'lar kadar tehditkar değildi. Daha doğrusu dostça bir soruydu.

''İkizimle geçen gün karşılaştık, ve evet aramız çok iyi. Onu sevdim, zaten hep böyle bir kız kardeşim olsun istemişimdir. Onu ne pahasına olursa olsun koruyacağım. ''

Ben bunu söyledikten sonra Sirene gülümsedi.

''Senin ikizin çok şanslı. '' dedi ve sonra ikimiz de sessizce kabile evine doğru yürüdük.

Akşam dışarıda bir parti olcaktı, oyunun içinde bir parti. Dışarıda derken kabile evinin dışını kastediyordum. Akşam olunca olacak partiye oyundan mesaj atıp Suri ile Mirae'yi de çağırdım. Laura ile Sirene zaten kabile evinde oldukları için onlara söylemiştim. 

♦-♦-♦-♦-♦-♦-♦-♦-♦-♦

 Parti başladı. Şuan için sadece ben, Laura, Sirene ve yanımıza gelip de hiç bir laf etmemiş olan Taichi vardı. Birde oyundaki çok iyi tanımadığım bazı kişiler.

 Şimdi de Suri geldi. Beni görünce direk yanıma doğru koştu ve,

''Kurin, sen benden kaçıyomuydun? ''

dedi.

Ee bende öyle sorulara klasik cevabım olan cümleyi yapıştırdım. 

''Bizim kitabımızda korkup kaçmak diye bir şey yoktur. ''

Tamam, bazı durumlarda şakasına kovalamacamsı bir kaçış oluyor, ama bu korktuğumdan değil.

''Of Kurin, bana klasik cevap verme. ''

''Benle küfürlü konuşma Suri yoksa sana öyle küfür ederim ki..''

''Ya, Kurin ne dedimki ben şimdi? ''

''Klasik dedin daha ne olcak! ''

''Kanka senin kafan iyi, neyse bak Zetsu geldi. ''

 O bunu söyleyince ben de tehditkar biçimde Zetsu'ya baktım. 

 Aah, pof, üüf, arkasından beyinsiz  Kao geliyordu.

Hepsi bizim tarafa gelince,..

Şaka yaptım, gelmediler neyseki.

İlerideki bar masasına benzeyen masaya doğru yürüyüp masaya oturdular.

Masaya niye oturuyorsunuz ya, millet oraya.. Ben iyice manyadım ya bu bir oyun masaya otursalar ne farkeder ki?

 Derken Mirae geldi.

Fakat yanımıza geldikten sonra,

''İkiz, ben burda çok sıkılırım şimdi burası çok sakin ben sonra gelirim. ''

dedi ve ormana doğru gitti.

Uzun bir süre de geri gelmedi.

Online•Where stories live. Discover now