49. Bölüm

6.2K 429 29
                                    

Eva;

Sabah gözlerim şişi insin diye sabah namazından sonra soğuk göz maskesiyle oturuyordum. İşe yaramıştı. Birazda göz makyajının yardımıyla hiçbir şey olmamış gibi olacaktı. Dün Adam'ın saçma hareketleri iyice sinirlerimi bozmuştu. Henri karşı koltukta oturmuş kitap okuyordu. 

''Bu yıl üniversite okumaya karar verdim.'' dediğinde gözümdeki maskeyi kaldırıp ona baktım. Liseden sonra iki yıl ara vermişti eğitimine.

''Fikir nereden çıktı?'' diye sordum. Kitabından bakışlarını ayırmadan cevap verdi.

''Kendi yaşıtlarımın olduğu bir ortama girmek istiyorum artık. Nasa da çalışmak istiyorum.'' dediğinde omuz silktim.

''Kendi yaşıtlarınla takılma fikrini sevdim.'' dedim ve eski pozisyonuma geri döndüm. Maskemi indirdim.

''Nasa fikri kötü mü?'' 

''Önce kendi gezegenimiz sonra evren, anlayışına sahibim ama çalışmak istediğin alana karışmak bana düşmez.'' dedim sakince doğruydu. İnsanlar mutlu olacakları alanlarda çalışmalıydı. Para veya torpil olduğu için başka yerlerde çalışmak gerekmiyordu. Bu yüzden Türkiye'ye dönmek istemiyordum. Ben mutlu olacağım bir meslek okumuştum. İşsiz kalamazdım, kendi saygınlığımı kendim kazanmalıydım. Ben gördüğüm haksızlıklara susamazdım. 

''Bana burs verecek misin?'' bu sorusuyla maskemi çıkarıp oturur pozisyona geldim. Henri kitabından bakışını ayırmış bana bakıyordu.

''Hangi Üniversite?''

''Güney Carolina Üniversitesi.'' 

''Önce kabul edil sonra gel konuşalım. Hem bu soruyu bana sorma Greenwood vakfı ile ilgilenen büyükannene iletmen lazım.'' 

''Sen arkamda olursan kimseyle uğraşmam gerekmez.'' Dediğinde sırıttım. Çünkü bu cümleyi kurmak benim için onurdu.

''Kendi emeğin ile kazandığın saygınlığın yoksa hiçsindir Henri. Günün sonunda senin orada olmanı sağlayan kişi olmadığında orada olmanında anlamı yok çünkü hiçsin.'' durup tepkisini ölçtüm. Anlayışlı bir ifadesi vardı. ''Sen hak kazan istediğin üniversitede okumaya Greenwood vakfından burs almana gerek yok. Baban var annen var.''

''Boş ver onlarla uğraşmaktansa büyükanneme söylerim.'' derken kitabını kapatıp ayağa kalktı ve elimdeki maskeyi aldı. ''Biraz makyajla istediğin görüntüye kavuşursun.'' dedikten sonra odadan çıktı. Derin bir nefes aldım. Hazırlanmaya başlamalıydım. Mezuniyet işlerini halletmem gerekiyordu, şartlarımı sağlayıp sağlamadığımı öğrenmeliydim. İlişik kesme işlerini öğrenmeliydim. Gidecektim. Yeni ufuklara yelken açacaktım. Okyanuslar ötesine geçecektim.

-

Melisa ve Hira bana doğru yaklaşırken endişeli halleri vardı. Gülümsedim. İkisini de öptüm.

''Seni çok merak ettik.'' Melisa saçlarını geriye itti. Sanki suratındaki endişeli hali daha iyi görmemi istiyordu. Hira ise koluma girmeyi tercih etti. Sessizdi.

''David'in yanına gittim. O götürdü, dün onunlaydım. Sonra beni evine götürdü. Bende geri gelmedim.'' Dünü hatırlamaya çalışıp saçmaladım. 

''İyi yapmışsın tek başına gelmedin, keşke haber verseydin.'' dedi Melisa ve üzgünce omuz silkmekle yetindim. Bir süre sessizlik oluştu. O sırada Melisa Hira'ya kaş göz işareti yapıyordu. Yan gözle Hira'ya bakınca o da aynısını yapıyordu. 

''Ne oldu? Kaşlarınızdan anlamıyorum.'' dedim. İkisi de bakışlarını başka yere çevirdiler. Kimse birbirine bakmıyordu şimdi. ''Söyleyecek misiniz yoksa başkasından mı öğreneyim?'' yine söylemediler. Hira'yı kolumdan çıkardım. ''Ben başkasından öğrenirim.'' gitmek için hamle yaptığımda beni durdurdular. 

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin