45. Bölüm

6.1K 513 42
                                    

Eva:

Bay Loe'nun odasına daldığımda sekreteri beni tutmaya çalışıyordu. Ben ise daha hızlı davranıp içeri girmiştim. Bay Leo kitap okuyordu. Elimde tuttuğum dolabıma asılı olan eşyaları masasına fırlattım. Bay Leo hala beni tutmaya çalışan sekreterine başıyla çık işareti yaptı. Odanın kapısı kapandığında Bay Leo'nun gözünün içine bakarak bağırmaya başladım. 

''Açıklama bekliyorum! Hemde çok büyük açıklama.'' sesim yankılanmıştı. Sinirden tepemden alev çıktığına emindim. 

''Eva...'' Bay Leo masanın üzerindeki prezervatifleri, domuz fotoğrafları ve kafamın bir domuza yapıştırılmış halini alıp inceledi. Sadece ismimi söyleyip sustu.

''Bu mu açıklama? Bu mu? Hani bu okulun birinci kuralı kimse dini, ırkı, ten rengi ile yargılanmayacaktı? Bu ne? İnanamıyorum. Sebebi ne? Sebebi ne?'' sesimi kontrol edemiyordum. O sırada kapı çaldı. 

''Gel.'' Bay Leo'nu emriyle odanın kapısı açıldı. İçeri önce Becca arkasında Adam girdi. Ben şaşkınlıkla Bay Leo'ya döndüm. Benimle dalga mı geçiyordu?

''Randevunuz varsa ben sonra geleyim sonuçta benim işim hiç önemli değil. Ben burada hakarete uğradım. Tabi hem Türk'üm hem Müslümanım ırkçılık yapılması önemli değil bana. İngiliz pasaportumu kullanıyorum bu olayda hadi!'' sözümü Bay Leo'nun masasına sertçe vurması kesti. 

''Eva, sakin olur musun? Bende durumun bu hale geleceğini  biliyordum. Profesörler bile bu olayı konuşuyor. Belliydi bu dedikodunun buna sebep olacağı.'' Masasına bıraktığım eşyaları öne doğru attı. Ne dedikodusundan bahsediyorlardı? Mr. Brown'u tehdit etmem bu kadar hızlı yayılmış olamazdı. Olsa dahi kimse neyi tehdit ettiğimi anlayamazdı. 

''Hocam Mr. Brown'u tehdit etmem bu kadar abartılacak bir şey değildi...''

''Mr. Brown'u mu tehdit ettin?'' Bay Leo şaşkınlıkla sözümü kesti. O an farklı olaylardan bahsettiğimizi anladım. 

''Sanırım farklı olaylardan bahsediyoruz hocam.'' diye mırıldandım. 

''Bunu sonra konuşacağız. Senin dedikodulardan haberin yok. Hanginiz anlatmak istersiniz? Hiçbiriniz mi? Ben anlatırım. Eva, sen Adam ile birlikteymişsin. Becca'yı senin yüzünden terk etmiş. Hatta Becca ile birlikteyken seninle olmaya başlamış. Becca aldatılmış. Şimdi Adam pişmanmış. Becca'dan özür dilemiş barışmışlar, sen ise bu durumu kabul etmediğin için ikisini tehdit ediyormuşsun. İki gündür ortada dönen olay bu, Üniversitenin dedikodu sayfası sizi konuşuyor. Bu duruma açıklık getirin çünkü tahmin ettiğim gibi ırkçı saldırılara sebep oldu bu olay.'' Bay Leo sözünü bitirdiğinde dahi konuşamadım. Ağzımı açtım ama kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Şaşkınca Becca ve Adam'a döndüm. Becca Adam'ın koluna yapışmış bana kibirle bakıyordu. Adam bakmamayı tercih ediyordu. 

''Anlamadım. Adam, Becca'yı benimle mi aldatmış? Bundan benim neden haberim yok? İkisini tehdit etmişim!? Siz kimsiniz de tehdit edeyim? He!'' Kendime hakim olamayıp öne doğru bir adım atınca Becca Adam'ın arkasına saklandı ve Adam onu korumak için beni durdurmak amacıyla öne uzattı. Acıyla gözlerinin içine baktım. ''Sizi tehdit etmiş olsaydım çoktan ortadan yok olmuştunuz.'' Bay Leo'ya döndüm. ''Dedikodu değil hocam iftira bu, arkadaşlar kendilerini inandırdıysa doğrudur hepsi.'' Bay Leo'nun önündeki hakaret amaçlı dolabıma yapıştırılan eşyaları aldım. Hızla odadan çıktım. 

''Eva!'' arkadan bana bağıran Adam'ın sesini duysam da durmadım. Ben yapacağımı biliyordum. Önüme kim çıkarsa ve bakışlara aldırmadan günün en kalabalık noktasına yemekhaneye ilerliyordum. 

Tüm hızımla yemekhaneye girdiğimde yemin ederim tüm sesler yavaş yavaş kesildi ve kafalar bana döndü. Bu beklemediğim ama istediğim bir şeydi. Elimdekileri yere fırlattım. En yakınımdaki sandalyeyi çekip üzerine çıktım. Bu fısıltıları dahi kesti.

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin