12. Bölüm

9K 698 63
                                    

Athan:

Ayakkabımı giyip arkamda bekleyen imama döndüm. Gülerek beni izliyordu. Başımla selam verdim.

''Daha sık gel. Senin gibi gençlere ihtiyacımız var.'' Derken ellerini önünde birleştirdi.

''Vakit buldukça geliyorum ama biliyorsunuz zor bir meslek tercih ettim.'' Dedim. Anlayışla güldü.

''Namazlarını aksatmıyorsan sorun yok.''

''Allah'a şükür onun için her daim vaktim var.'' Telefonum cümlemin bitmesini beklermiş gibi cümlem biter bitmez çaldı.

''Allah'a emanet ol.'' İmam gülerek selam verip içeri geri girdi. Ben cebimde çalan telefonu bulup çıkardım. William ismini görünce yeşil simgeyi kaydırdım.

''William?''

''Athan! Seninki uyandı.'' Derken nefes nefeseydi. Elimdeki kaskı kolumun altına aldım. Motoruma doğru ilerlemeye başladım.

''Benim ki?'' diye sordum. Çünkü dediğinden hiçbir şey anlamamıştım. Benim uyuyan neyim vardı uyanmıştı?

''Şu kız, Ashle miydi adı... Neyse işte uyandı.'' Tam motorun önünde durdum, ne diyeceğimi bilemedim.

''Nasıl?'' dedim bir süre sessizlikten sonra.

''Kız mimarmış, keşke bunu söyleseydin. Ona göre hazırlık yapardık.''

''Kapat William.'' William'ın cümlesini tamamlamasını beklemeden telefonu kapatıp kaskımı taktım. Hızla motora atlayıp çalıştırdım. Ashle kötü durumda olmalıydı. Kendim böyle bir durumda olsaydım... Allah böyle bir duruma getirmesin. Trafikteki araçların arasından hızla geçerken kırmızı ışığa yakalandım. Kaldırıma en yakın konumda son anda durabildim. İnsanlar karşıdan karşıya geçerken onları izledim. Bakışlarım onları takip ederken küçük bir çiçekçiye takıldı.

Ashle'yi biraz mutlu edebilirdi. Düşünmeden motordan indim. Kaskı çıkarıp çiçekçiye daldım. Çalışanlar şaşkınlıkla bana döndüklerinde biraz fazla sert daldığımı fark ettim.

''Merhaba...'' dediğimde o şaşkınlık biraz dağıldı. ''Çiçek alacaktım.'' Hayatımda en anlamsız cümleyi kurmuştum. Bir çiçekçiye girmiştim.

''Hangi çiçekten?'' dedi nazikçe kadın.

''Bilmiyorum.'' Şaşırma sırası bendeydi. Kadına baktım. Yüzümde şaşkın bir ifade olduğuna emindim. Hiç düşünmemiştim ne çiçeği alacağımı. Hastaya ne götürülürdü onu da bilmiyordum.

''Sevgiliniz fazla güzel olmalı, bayım.'' Kadın samimice göz kırptı. Tonton bir teyzeydi.

''Neden?'' boş bulunup sordum. Sevgilim yoktu. Yanlışı düzeltmek için ağzımı açtım ama kadın soruma cevap verdi.

''Aklınızı başınızdan almış.'' Dedi.

''Hayır, hayır. Sevgilim değil. Ameliyattan yeni çıkmış bir arkadaşıma çiçek almak istiyorum. Mutlu edecek bir şey olsun.'' Etrafıma bakındım. Ne alabilirdim. Gösterişli bir şeyler olmalıydı.

''Gül. Gül herkesi mutlu eder.'' Dedi, arkasını dönüp kırmızı güllere ilerledi.

''Fazla romantik değil mi?''

''Bunlar çiçek anlamı veren kişi yükler.'' Kadın güllerden bir demet çıkardı. Ben o canlı insanın dikkatini çeken güllere baktım. O an aklıma geldi.

''Fiyatını öğrenebilir miyim?''

''Kaç tane istiyorsunuz?'' soruma soruyla karşılık derin bir nefes aldım. Şuan hala öğrenciyim diyemezdim. Ay başına az kalmıştı ama para da bitmişti. Uzmanlığımı hızlı almalıydım. Maaşı iyi bir yer de işe girmeliydim.

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin