~16.Bölüm: Oğuz~

Start from the beginning
                                    

Oguz bu halimizden hic etkilenmemis gibi oturdugu yerde dikleserek "İyi polis,kötü polis demek?" Oguz,yaptiginiz sacma planı anlayınca konusma geregi hissettim." Oğuz...lütfen ya! Karsılığında ne istersen yaparım!" Oguz derin bir nefes aldı."Tamam,yapacağım.Karsılığında bir sey isteyemem arkadaşımsın sonucta."

"Ay! Cok tesekkürler Oğuz! Hadi simdi seni Kumsal ile tanıştıralım!" Brn Oguz'un kolundan tuttugum gibi kafeden çıkartırken Aleyna'da arkamdan geliyordu.

~~~

"Selam,ben Kumsal." Kumsal gülümseyerek elini Oğuz'a uzattı.Oğuz ilk önce şaşkın bir biçimde Kumsal'a baktı,ardından o da elini uzatarak "Memnun oldum,bende Oğuz." dedi.İkisi beraber sohbeti kurup konusmaya baslayınca bendr sırıtıp telefonumu elime alıp koltuga yayıldım.Her ne kadar ısrar etsemde,Aleyna bize gelmemiş "İşim var." diyerek evine gitmisti.Derin ise herzaman ki gibi evinde ders çalışıyordu.Poyraz ile zaten suan konuşamazdım,Ege desek nerede oldugu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.Bu yüzden şuan takılacağım pek fazla seçenek yoktu.Ya Bartu'yu arayacaktım,ya da Görkem'i.İste benim icin dr zor olan kısım buydu.

Biraz düşünmeye çalıştım ama ikisinin arasından bir secim yapınca haksızlık yapmış gibi hissediyordum.Bu yüzden cok mantıklı bir karar verip,ikisinide seçmek yerine abimi sectim.Uzun zamandır görüşmüyorduk ve kardeş oldugumuzu unutmus gibiydik.Tabi bir de ona anlatmam gereken defter meselesi vardi.Birde o defteri tamamen okumak gerekiyordu.

Okuma kısmını sonraya bırakmaya karar verip abimi aradım.Bir kac kez çaldıktan sonra nihayet telefon açıldı.

"Alo?"

"Vaay! Burçak hanım abisini hatırlarmıy mış! "Onun bu sözüne karsı güldüm. "Ya abi demesene öyle! Hem ben arayamıyorsam ,sen ara!"

"Sus küçük cadı! Suçlusun bir kere.Hem ben sana dememismiydim,hergun görüntülü konuşacağız diye?"

"Demiştin ama..."

"Ne ama?"

"Ya abi! Konuyu dagıtmasana,sana önemli bir sey demek icin aramıştım!'

"Şuan asıl sen konuyu dağıtmaya çalışıyorsun,farketmedim sanma.Ama herneyse,söyle bakalım neymis o önemli sey?"

"Hani bir defter vardı ya,Ahu'nun odasından aldığım?"

"Evet?"

"İşte biz o defteri açtık.İcinde sey yazıyordu..."

"Kızım,taksit taksit söylemesene! Niye gerilim yaratıyorsun!"

"Ya abi bir sus ya,bir sus! Defterde annem, ben doğduğumdan beri yasadıklarını yazmış." Söylediklerimin ardından bir süre karşı taraftan ses gelmemisti."Abi? "

"Bu-Burçak hepsini okudun mu?"

"Hayır,okuyamadım...Sinir krizi geçirdiğim söylenebilir."

"Ne?"

"Bosver,bir anda ne yapacağımı bilemedim iste."Abim esas konumuza geri döndü."Burçak,o defterin devamını okuma." Abimin bu sözü karşısında oldukça şüphelenmistim."Neden?"

"Okuma diyorsam okuma Burçak,lüttfen."

"Abi,neden?! Bir şey mi saklıyorsun benden?!"

"Burçak,yalvarıyorum okuma devamını! Bak söz veriyorum yarın İstanbul'a gelince anlatacağım herseyi."

"Abi,söylesene neyi anlatacaksın?!"

"Burçak..." Abimin sesi o kadar acınası çıkmıştı ki,bir an icim burkuldu ve şuan bulundugumuz duruma lanet ettim.

"Abi,lütfen söyle,yoksa okuyacagım."

"Burçak...sana yalvarıyorum ki şuan okuma devamını.Ben yarın geleceğim yanına,o zaman okursun."

"Senin olup,olmaman ne farkedecek ki abi?"

"Açıklayacagım,çünkü.Anladın mı? Eğer simdi okursan,kafanda olmayan senoryalar dönüp duracak ve herseyi yanlış anlayacaksın." Derin bir nefes alıp verdim ve kafamı geri yaslayıp,gözlerimi kapattım."Tamam,abi.Şimdi okumayacağım.Ama eğer yarın gelmezsen,sen ne dersen de okuyacağım haberin olsun." Telefonun ucundan abimin derin bir nefes verisini duydum."Tesekkür ederim Burçak,söz veriyorum yarın gelecegim.Seni seviyorum cadı." Duydugum son cümleye karsı kendi kendime gülümsedim."Bende seni seviyorum,abim."

Telefonlarımızı kapatınca gözlerimi yumup zihnimi dinlendirmeye çalışıp,başka şeyler düşünmeye çabaladım.Eğer bu konu hakkında biraz olsun düşünürsem,herzamanki gibi lanet olası merakıma yenik düşüp o defteri okuyabilirdim.Bu yüzden acilen kafa dağıtmam gerekiyordu.Bunun icin en iyi yöntem ise dışarı çıkmaktı.

~~~

Kumsal ile Oguz'u evde yalnız bırakıp ,tek başıma burada bildigim tek ormana gittim.

Çoğu insanı deniz kenarı,kayalıklar gibi yerler rahatlatırken beni ormanlar daha cok rahatlatıyordu.Çimenlere yatıp,ağacların arasından gelen güneş ışığına bakmak beni cidden huzurlu yapıyordu.

Herzaman yaptığım gibi çimlere yattım ve ellerimi başımın arkasında birleştirip,agaçları ve aradan sıvışarak yansıyan güneş ışığını izlemeye basladım.

Gözlerim hafiften ağırlaşmaya başlayınca ,daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

~~~

Telefonumun çalmasıyla gözlerimi zorlukla açtım.Cantamdan telefonumu bulmaya çalışıncaya kadar telefon kapanmıştı bile.Telefonu bulunca,arayan kisi sayisini gorunce gözlerimin büyümesi aynı hızda gerçekleşti.37 Cevapsız arama.Bu pek normal değildi değil mi?

Hemen son arayan numaraya baktım.Son arayan kisi abimdi.Hemen arama kısmına basıp,abimi aradım.Telefon ilk calışta açıldı.

"Alo?"

"Merhaba küçük kaçak!"

Yorum ve vote yaparsanız cok sevinirim!❤❤❤❤

~SİYAHIMSI SARIŞIN~Where stories live. Discover now