Mutlu son mu?

488 27 8
                                        


      2. PART.....

       WE ARE ALL MAD HERE....

       Gözlerimi zorlukla araladım. Bana bakıyordu. Kim? Tam olarak kestiremiyorum. Bekle.... Grey? Ama ben... nasıl geri dönmüştüm? Aniden zıplayınca Grey de biraz ürkmüştü sanırım. "Ooo! Nightmare Jessica Fire! Uyanmışsın bakıyorum! " Uzaklardan gelen sese baktım. Masky? Ama ben...ne?...nasıl?... "Günaydın kardeşim! " Diyip başımı okşadı. "Ben nasıl? Grey sen... Anlamıyorum. " "Neyi anlamıyorsun? Yaptığın fedakarlık sayesinde geri döndün." Ne fedakarlığı? Hayır gerçekten anlamıyorum.  "Ne fedakarlığı? Sen neyden bahsediyorsun Grey? " Bana tek kaşını kaldırarak baktı. "Hatırlamıyor musun? Zalgo ve sen anlaşma yapmıştınız. Doğru değil mi?" Bir an yaşadığım her şey gözlerimin önüne geldi. Evet. Onunla tekrar anlaşma yapmıştım. Ama...Gözüm!

     Yerimden hızlıca kalktım ve aynanın karşısına geçip saçımı kaldırdım. Evet. Evet! Yerindeydi ve gözlerim sadece...mordu. İnce değildi. Kontrol etmeyi denedim ama yapamadım. Sanırım artık sadece Kanatlarım vardı.

    "Merak etme. Hala çok güzelsin. " Arkamı döndüm. JEFF!! Tanrım! Onu gördüğüme o kadar sevinmiştim ki anlatamam!

    "Jeff!!" Koşarak ona sarıldım o da bana hiç bırakmayacakmış gibi sarıldı. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Omzuna başımı koymuştum. "Seni seviyorum. Herşeyden fazla." Güldüm. "Gerçekten mi? Bıçağından fazla mı? " Ses gelmeyince onu ittim.

    "Şaka yapıyorum! Tabi ki sen!" Ona tekrar sarıldım. Gözlerim Masky'ye kaydı. Başını yere eğmişti. Bakmamak için kendini oyalıyordu. Jeff'ten yavaşça ayrıldım ve yanından sıyrılarak onun yanına gittim. "Masky....?" Başını kaldırdı. "Üzülme kardeşim." Gülümsemeye çalıştı. Elimi omzuna koyup sıvazladım. Beklemediğim bir anda bana sarıldı. Bende ona sarıldım. "Biliyorsun...Seni seviyorum." "Bende seni...Kardeşim. " Nefesini dışarı üfledi.

    "Hadi parti verelim!!" Sally' nin söylediklerine herkes güldü. Sonra diğerleri de ' yapalım! " diye bağırınca Grey deveye girdi "Ne için?" "Jessica'nın geri dönüşü için!!"

     "Grey aç kapıyı!!" Kapıyı yumrukluyordum. " Hayatta olmaz!" " Seni ucube!" " terbiyeni takın Nightmare! " Kapıya sırtımı dayayıp yere oturdum. Alt katta kırılma ve Vurma sesleri gelince iç çektim.

    Birden yaslandığım yeri hissedemedim ve geriye doğru, sırt üstü düştüm. Ayak ucundan Jeff'e bakıyordum. Sırıttı. Tanrım. Öldürüm.

    Kalktım ve Jeff'e döndüm. Bana elini uzattı. Tereddüt etmeden elini tuttum. Beni çekiştiriyordu. Merdivenlerden aşağı indik. Yüzündeki ifade değişmiyordu. Gülüyordu. Gülümsedim. Onun gülümsemesi beni mutlu ediyor.

    Merdivenlerin sonuna geldik. Arkama geçti ve gözlerimi kapattı. Yürümeye başladım. Yüzüme bir gülümseme yerleşti. Gözlerimi açtı.

   "Süpriz!!" Ani bağırışları beni korkutmuştu. Ama yine de gülümsüyordum. "Tanrım Grey!" Gülüyorum. Bir ailem vardı. Sonunda gerçek bir aile.

    Pastalar yendi ve herkez koltukta bir şeyler içiyorlardı. Kendimi biraz değişik hissettim. "Grey... Ben iyi hissetmiyorum." Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Dizlerimin üzerine çöktü ve yüzüme baktı. Elini alnıma koydu. Gözleri şaşkınlıkla açıldı "vücut ısın...gereğinden fazla yüksek... Bu... Ne demek? Zalgo-" "Saçmalama! O iş bitti. Ben artık gerçek bir Proxy'im! Zalgo'yu unut!!" Şaşırmıştı. Ama gerçekten sinirlenmiştim. Belki de hasta olmuştum

PROXY OLMAKWhere stories live. Discover now