ALTIN KADEH "TAMAMLANDI"

19.Bölüm

Çağkan'ın öksürerek kollarımı ayırmasıyla uzaklaştım.

"Tavuk mu boğazlıyorsun be güzelim. O nasıl sarılmaktı. Nefesimi kesmek için kollarına ihtiyacın yok bence." Dedikten sonra alayla gülümsedi.

Hala inanamıyordum.

"Bana haber vermedin!" diye çığırdığımda elimle ağzımı kapatmak durumunda kalmıştım. Şaşkınlıktan sesim yüksek voltajda çıkıyordu.

"Sürpriz yapmak istiyordum ama asıl sürpriz bana oldu."

Homurdanarak söylediği sözlerden sonra ona daha dikkatli bakmaya başlamıştım. Gözleri ışıl ışıldı. Bana karşı hep sevgi ve ilgi doluydu ama bu sefer daha farklıydı. Sanki arınmış gibiydi.

Yani günlerce depresyona girdiğinizi, üzerinize kasvetli bir bulutun çöreklendiğini ve bedeninizi hem tembellikten yorup hem de pasaklılığın alasına adım attığınızı düşünün. Böyle geçen haftaların ardından bir anda o bulutların dağılması ve kendinize gelmek için duş alıp arındıktan sonra içinize dolan tarifsiz huzur ile temiz havayı içinize çektiğinizi düşünün birde.

Yenilenmiş gibi. Aynen öyle görünüyordu. Karşımda duran bu koca adam 3 ay verdiği savaştan galip çıkmıştı.

Kollarımı tekrar boynuna doladım ve gözlerine baktım.

"Harika görünüyorsun abilerin abisi. Bitti artık değil mi? İyisin?" dedikten sonra elinin tersini yanağımda gezdirdi şefkat ile.

"Bitti ruhum. İyiyim iyiyiz."

Başımı boynuna yasladığım sırada sinirli bir homurdanma ile kaldırdım kafamı.

Berat bedenini zar zor hareket ettirerek yanıma geldi ve Çağkan ile arama belirli bir mesafe koyacak şekilde geri çekilmemi sağladı.

Kıskanç kedi!

"Dayak yiyen benim, senin bana sarılman gerekiyordu." Diye sinirle söylendi.

Dudaklarını büzmüş kollarını birleştirmişti. Allah'ım resmen çocuktu.

Çağkan'a baktığımda beklediğimin aksine herhangi bir koruma ya da kıskanç bir ifade ile değil, hatta alayla bakıyordu Berat'a.

Bu hali hoşuna gitmişti sanırım. Kafamı iki yana salladıktan sonra ters bakışlarla Berat'a bakmaya devam ettim.

"Ayakta zor duruyorsun Berat, çocuklaşma lütfen odana dön."

Resmen çocuğunu azarlayan annelere dönmüştüm.

"Tabi Berat odasına dönsün sende ahtapot gibi kollarını bu adama dola. Benimle geliyorsun sende. Yoksa buradan dikilmeye devam edeceğim."