10.Bölüm

5K 337 9
                                    

Ve yeni bölümümüz...Altın kadeh benim için gerçekten önemli olduğundan tüm bölümleri kaldırıp hikayeye ara vermeyi ve diğer devam ettiğim iki hikayeyi tamamladıktan sonra devam etmeyi düşündüm aslında.

Kendimce hak ettiği değeri de bulmadığını düşünüyorum bir diğer sebebi de buydu. Şimdi tüm bölümleri geri yüklememdeki tek sebep ise yazdıkça yazdım ve bir kaç bölüm hazırladım. Ama peş peşe vermeyeceğim ve hazırda bölüm bekleteceğim.

Iyi okumalar. :D

#2012-HAZAL#

Bir haftadır bulunduğum evden dışarıya çıkmıyordum.

Nerde miydim? Ulaş'ın evinde. Evet sayesinde sevgilimi kaybettiğim adama sığınmıştım. Denize düşen yılana sarılır demişler. Tabiri caizse bulunduğum durumu özetleyen bir atasözü.

Berat'ın evinde gördüğüm sahneden sonra, Gamze ile kaldığım eve dönemezdim. Kimsesizliğim bir kez daha yüzüme çarpmıştı. Sığınacak bir ailem, dönecek bir evim yoktu. Akşamları Berat'ın barında sahne alıyordum. Doğal olarak bir haftadır almıyordum.

Ailemden kalan miras nakit olarak bankada duruyordu. Sadece günlük ihtiyaçlarım için kullanıyordum. Hatırı sayılır kadar yüklü bir miktar vardı ve kullandığım miktar çerez gibi kalıyordu. İstersem hemen bir ev alabilirdim kendime ama yeterince yalnız kalmıştım hayatta. Tek başıma kalacağımı düşündükçe nefesim daralıyordu.

Bu yüzden biraz daha burada kalacaktım. Okulda ise finallerimi verdiğim için rahattım. Bir diploma almak kalmıştı. Aslında bir planım yoktu ilerisi için. Anı yaşamaya, geleceği düşünmemeye çalışırdım hep. Ama şimdi başıma gelenlerden sonra bir plan yapmak zorundaydım. Daha fazla bu şehirde kalamazdım. Ulaş ile konuşarak İzmir'de özel bir yurt ayarlamasını rica ettim. Yüksek lisans başvurusu yapacaktım. Gerekirse özel bir Üniversiteye yazılacaktım ama bundan sonraki hayatımı orada devam ettirecektim. Sonsuza kadar okuyamazdım evet ama öğrenci olmanın getirdiği ayrıcalıkları seviyordum ve söylediğim gibi bir evde yalnız başıma kalmak istemiyordum.

Ulaş tüm eşyalarımı evden almış ve buraya getirmişti. Yurt işini ayarladıktan hemen sonra onları gönderecektim.

Bir hafta boyunca gecem de gündüzüm de Berat vardı. İstesem de toparlanamıyordum. Her anım her dakikam onunlaydı. İki sene boyunca onsuz nefes almamıştım ve şimdi nefessiz kalmıştım.

Bu derece sarsıldığım için kendime kızıyordum. Verdiği sözleri tutmadığı için ona kızıyordum. Aramıza girenlerden nefret ediyordum. Ulaş bir haftadır beni her gördüğünde özür diliyordu. Hata yaptığını, pişmanlığını dile getiriyordu. Ne yaptığını anlamayarak yaptığını söylüyordu. Samimiyetini görüyordum. Ve onun cezası ise beni bu halde her gün görmek oluyordu.

Tükenmiştim...ama toparlanacaktım. Aklımdan çıkmayan sahneler gittikçe unutulacaktı. Gün geçtikçe daha az hatırlayacaktım. Silinmeyecekti belki ama sadece sorulduğunda hatırlayacaktım bir gün. Zaman her şeyin ilacı olacaktı kısacası.

O lanet gün yaşananların ikinci haftası gideceğim yurt'dan gelen haberle eşyalarımı oraya göndermiştim. Kendimse arabamla çıkacaktım yola. Ama son kez de olsa yapmam gerek bir şey vardı.

Kulağıma gelen dedikoduları doğrulayacak, uzun zamandır sahne aldığım mekana ve hatırı sayılır dinleyici kitleme son kez şarkımı söyleyecektim. Ondan sonra bu şehri, insanları ve yaşadıklarımı ardımda bırakarak yeni hayatıma doğru yola çıkacaktım.

**

Üzerime siyah transparan kollarımı uzunca saran bir bluz giymiştim. İçime büstiyer giymiştim.

ALTIN KADEH "TAMAMLANDI"Where stories live. Discover now