Bölüm 10

859 76 88
                                    


Multimedia - Red-Pieces / Minho


Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?

Nietzsche

Suho ile ayrıldıktan sonra duş almak için eve gitmiştim. Gece yarısı onunla tekrar buluşacaktık ve bugünkü yoğun aksiyon ter olarak üzerime yapışıp kalmıştı.

Kris'in arabasını park edip eve yöneldim. Işıklar açıktı. Muhtemelen evdeydi.

"Sehun?"

"Başka kim olacak Kris? Anahtar ile girdim."

Ayağımla dış kapıyı tekmeleyip kapatırken montumu çıkardım ve askılığa astım. Kris, pizza almış olmalıydı çünkü kokusu mideme ulaşmıştı.

"Daha geç gelirsin sanmıştım." dedim, masaya oturup bir dilim pizzayı alırken.

"O yüzden mi arabama el koydun?" Kızmamıştı. Gülmemek için kendini zor tuttuğunu görebiliyordum.

"Hep arabanı kullanabileceğimi söylerdin, ben de kullandım işte. Ne var yani?" Daha bu sabah boğulma riski yaşadığım için pizzadan küçük bir ısırık alıp öğütmeye başladım.

"Sadece son zamanlarda içmekten, kafa dağıtmaktan farklı şeyler yapıyorsun ve bu beni sevindiriyor. Eski Sehun olmaya başladığını görüyorum." Gözlerini üzerime dikmişti. "Bunun sebebini merak ediyorum."

Lokmamı yutup olası bir boğulma riskini önleyip bakışlarına karşılık verdim. "Farkına vardım ki bir şeyler için kendimi suçlamaktansa, suçsuz olduğumu ispatlamak için çaba göstermeliyim. Ne zaman öleceğimi bilmiyorum ama çoktan mezara girdim. Böyle yaşayamıyorum."

Kris, elime doğru uzandı. Parmakları, parmaklarıma ulaşırken gözlerimi ondan kaçırmadım. "Böyle düşünmene çok sevindim, Hun-ah ama hâlâ merak ettiğim seni değiştiren şeyin ne olduğu."

Benden bir cevap beklemiyordu. Benden onun adını söylememi bekliyordu. Değişimimde onun etkisi olduğuna emindi.

"Kris, neden ilk beni seçmedin?" diye sordum. Bunu beklemediği için şaşırmıştı. Elini parmaklarımdan çekerken kaşları çatıldı.

"Neden soruyorsun?"

"Merak ediyorum. Bunca zaman sormadım ama şimdi merak ediyorum."

Bana cevap vermektense sandalyesini itip kalkmıştı. "Doydum."

Böyle gitmesine izin vermeyecektim. Masadan kalktım ve mutfaktan çıkmasına izin vermemek için kolunu yakaladım. Sıkıca tuttuğum koluna bakıp iç çekti. "Bırak Sehun."

"Kaçma artık, Kris. Bana anlat yoksa yedek olduğumu düşüneceğim."

Bana inanamıyormuş gibi baktı. "Yedek mi?"

"Değil mi, Kris? Yanına gelip seni sevdiğimi söylediğimde, beni reddettin. Bir hafta sonra ise Luhan'la çıkıp geldin ve okulda bana yaptığın açıklama 'Üzgünüm, Sehun. Ben Luhan'ı seviyorum.' oldu. Luhan ö-öldüğünde ise yanıma yerleşip sanki hiç onu sevmemişsin gibi peşimde dolandın. Onu kaybettin ve beni de kaybetmek istemediğini söyledin. Ne düşüneyim?"

Kris, hızla kolunu çekince sendelemiştim. "Ben Luhan'ı sevdim, bu doğru ama seni de seviyorum ve bunu inkâr etmiyorum."

"Açgözlü ve bencilsin." Sıkılı dişlerimin arasından söylediğim kelimelerden sonra topuklarımın üzerinde döndüm. Kris ile daha fazla kalmak istemiyordum.

Seeking For √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin