Bölüm 8

793 73 41
                                    


Medya- Yuri / Rihanna-Diamonds

Zamanın unutturamayacağı anı, ölümün silemeyeceği acı yoktur.

Cervantes

"Bunun işe yarayacağını sanmıyorum, Suho. Neden bana anlatsın ki?"

Elimdeki bardağı tutup dikkat çekmeden göz ucuyla etrafa bakarken benden daha rahat olan Suho'ya döndüm. Barın gürültülü atmosferinde birbirimizi duyabilmek için oldukça yakın duruyorduk. Ben, bar taburelerinden birine çökmüştüm ve dirseğimi dizime yaslamış, içkimi yudumluyordum. Suho ise ayaktaydı ve bir elini omzuma atmıştı.

"Libor'u çok uzun zamandır tanıyorum. Burada işe başladığından beri hem de. Yakışıklı çocuklardan hoşlanır." Göz kırpıp söylediğinde kıkırdadım.

"O zaman sen konuş ha? Hem daha yakışıklısın hem de onu tanıyorsun."

Suho, elimdeki bardağa uzanıp büyük bir yudum aldı. "Beni tanıdığı için bir şey anlatmayacaktır, zaten. Eğer ilgilenmiyormuş gibi konuya girersen, sana anlatmakta sakınca görmeyecektir."

"Polislerin bile gizli tuttuğu bir olaydan bahsediyoruz, Suho. Öylesine anlatmasını bekleyemezsin."

Omzumu sertçe sıktı ve gözlerime daha dikkatli bakmak için başını eğdi. "İşin o kısmı, sana kalmış Sehun. Konuştur karizmanı!"

Kahkaha atıp geri çekilince gözlerimi devirdim. Mortem Bar'da saat neredeyse gece yarısına ulaşıyordu. LED ışıklar müziğe uyumlu olarak yanıp sönerken titremesinden bıktığım telefonu cebimden çıkardım. Arayan Kris'ti.

Bu gürültülü ortamda onu istesem de duyamazdım. Bu yüzden aramasını reddettim ve arkadaşlarla olduğuma dair kısa bir mesaj çekip telefonu kapattım. Başımı kaldırıp Suho'ya baktığımda, keskin bakışlarla bana baktığını fark etmiştim. Ne diyeceğini merak ederken çenesi ile karşıyı işaret etti.

Ana bar tezgâhındaki barmen değişmişti. Kaslı kollarında çeşitli dövmeler mevcuttu ve yapılı vücuduna bakarak erkek olduğunu söyleyebilirdim, eğer vücuduna yapışan atletinin atındaki göğüsleri belirgin olmasaydı.

"Erkek olduğunu sanmıştım." dedim, Suho'ya, ayaklandığımda.

Kıkırdadı. "Erkek olduğunu hiç söylemedim ama kadın diye onu sakın hafife alma. Senden benden daha güçlüdür."

Ona doğru yaklaşırken gittikçe artan heyecanımı bastırmaya çalışarak cevap verdim. "Aklımda tutacağım."

Stresli halim ile eğleniyordu. Ayaklarım Libor'a yaklaşırken kolumdan tuttu. Ani hareket ile sendeledim. Ne yaptığına bakmak için dönecektim ki belimin etrafına dolanan iki kol şaşırıp kalmama neden olmuştu.

Yüzünü, göğsüme bastırırken ne kadar da sevilesi olduğunun farkında mıydı, acaba? Ya da o böyle yaptığında, onu sonsuza kadar orda tutmak istediğimi biliyor muydu?

"Bu rahatlaman içindi, Sehun."

Kollarını çekip yerine dönerken gülümsedi.

Pekala, biraz daha rahat hissediyordum çünkü odak noktam farklı birine çekilmişti. Bar, sandalyesini çekip oturdum. Özgüvenim yerine gelmişti.

Libor denen kadının sadece kolları değil yüzünün de yarısında dövme vardı ve korkutucu görünüyordu. Griye yakın uzun saçlarının bir kısmını başının arkasında toplamıştı.

Seeking For √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin