-14-

5.1K 244 24
                                    

   Ondaki bu çilek kokusu beni uçurumlara sürüklüyo,uçsuz bucaksız uçurum.Kokusu,davranışları,dudakları beni benden alıyordu.Canım onu istiyor mantığım buna izin vermiyor.

    Kim kazanmalı kim bu savaşta yenecek orası bilinmez.Birde sevilmek var ya o oda seviyor mudur? Yada ben onu seviyor muyum? Aklımdaki soruları tartışmak için dağ evini kaçış yolu olarak planladım.Yarın düğün vardı bugün toplanmam lazımdı yarın kaos için,eve geldiğimde arabadan bişey demeden indim.

    Akşam sularıydı bizimkiler arkadaki arabadan inip kapıyı açtılar "Anne" dedim annem mutfağa ilerlerken "Efendim kızım" diyince yanına gidip "Ben dağ evine gideyim toparlanırım yoksa yarın benim için hiç iyi olmaz" diyince babamda arkadan konuşmaları duymuştu "Gitsin" diye onaylayınca annemde kafasıyla onayladı.

    Odama çıkıp tüm gereken eşyalarımı koydum.Mart ayındaydık ne zaman ne olacağı belli olmayan bu ayda yapacak tek şey önlem almaktı.Siyah çantamı alıp herkesle vedalaştım "Erkenden gel bak yarın düğün var" diye arkamdan seslenmeyi unutmadı.Arabamı açınca şoför koltuğun yanındaki koltuğa çantamı savurdum.Telefonumu telefon aparatına takıp dağ evinin konumunu işaretledim.

    Yola koyuldum ormanlık alana girince eve yaklaştığımı anladım.Gülümsedim özlemiştim doğrusu.Siyaha boyanmış tahta bi ev en sevdiğim renktir siyah asil bi o kadar saklı.

    Arabamı park edip çantamı omzuma taktım.Kapıya yürüdüm o sırada çantamdaki anahtarları uzun bi süre aradım,neyseki bulmuştum.Kapıyı açtım o güzel koku dolgu genzime kadar,en son Berk'le gelmiştim-ölen sevgilisi- baya olmuştu.

    Çantamı köşeye atıp mutfağa koştum babam her hafta bu dolabı doldurur ayda birde temizletir babam ve annem içinde özel bu ev,makarna yapmak için suyu ısıtıcıya koydum.O sırada makarnaları çıkardım tencereyi alıp ısıtıcıdaki suyu aktardım klasik öğrenci yemeği makarnaları koydum.

    Dolanı açtım yine tahmin ettiğim gibi ağzına kadar doluydu.Kaşarı rendelemek üzere çıkardım.Makarnalar olmuştu,onları süzdüm tekrar tencereye yağ koyup makarnaları aktardım.Sonra tabağıma alıp kaşarla karıştırdım nefis olmuştu.

  Ben burdan Ebrara bağladım-çocuktan al haberi- afiyetle yedikten sonra içeri geçtim bulaşık biraz öyle kalabilirdi.Salona geçip cd karıştırırken 'Gökyüzüm' yazan cd aldım elime DVD'ye takıp çalıştırdım,yerime kuruldum. Önce beraber sahilde yürüyorduk benim yüzümdeki gülücükler ve onun ağız dolu kahkahaları beni alıp götürmüştü.Daha sonra kamera bendeydi kumlara uzanmış ben onun sakallrını seviyorken oda gülümsüyordu tüm heybetiyle,benimde kahkahalarım dolduruyodu kayıdı.

Sonra bu evin bahçesindeydik kamerayı masaya sabitleyip çılgınlar gibi dans ediyoduk.Durdurdum kayıdı ağlıyordum onsuz her geçen gün yaptığım gibi ayağa kalkıp kitaplığa yürüdüm.Sonsuzum yazan kitabımelime aldım kapağını kaldırınca yazan yazı ile ağlamam şiddetlendi,
'Ben sevgili,
Seni sevmiyorum dediysem kalpsizimdir,
Üşüyorsam sensizimdir,
Hissetmiyorsam  ruhsuzumdur,
  Sen yoksan zaten ölmüşümdür,
  Bedenimiz toprağı öpecek o zaman bitmişizdir,üzülme sevgili'

Sanki tahmin etmişti,gideceğini öleceğini son kez doğum günümde verdiği kitaptı bu kokladım buram buram okyanus kokuyordu.Bunca yaşanmışlık varken ihanet nasıl ederim?Yaşanmışlıklarımız var bizim unutamadıklarımız,yaşayamadıklarımız.

   Ayağa kalktım camdan dışarı bakınca güneşin yerini kara bulutlar almıştı yağmur başladı beni anlarcasına,düşündüm gitmeseydi ne olurdu diye evlenirdik çocuklarımız felan düşüncesi bile mutlu etmeye yetmişti.Kapı çalınca tedirginlikle kapıya ilerledim"Kim o?" Diyince "Benim" delikten bakınca Yiğit olduğunu anladım.Kapıyı açtım "Ne işin var burda?" Dedim "Hoşbuldum" diyerek içeri girdi ellerindeki poşetleri yere bıraktı.

  "Ben düşündüm ki bizden iyi iki arkadaş olur yarın düğün var bari arkadaş olalım da zehir etmeyelim düğünü" dedi gülümsedim"tamam olalım iyi iki arkadaş" suratını poşetlerden kaldırınca "Ağlamışsın" dedi merdivenlerden  yukarı çıktım. Arkamdan baka kalmıştı odama geçtim,camın önüne oturdum yağmuru izledim.Güzeldi çok güzeldi birbirlerine zararı yok,çevresine yararı var ne ilginç ama.

  Şimşek çakınca korkuyla arkaya atıldım sımsıkı sarılan bedenimle kafamı kaldırdım beni kendşne çevirdi dahada sıkı sarıldı vanilya ile tarçın kokusunun beraberliği en çokta ona yakışmıştı sanki onun içindi bu koku..

"Korkma" dedi sert bi şekilde saçlarıma minik bi öpücük bıraktı yavaşça yatağa yatırdı.Yorganımı örtüp aşşağı indi,ne yaşadım ben o neydi nasıl oldu?kafamda deli sorular.Güzeldi bi o kadar paylaşılmaz,gözlerimi kapattığım sırada yatağın çökmesi ile açtım gözlerimi sarıldı ben kurtulmaya çalıştığım sırada "Bişey yapmıycam uyu" dedi emir veren ses tonunda kalbimin ritmi bozulmuştu resmen.

  Bu nasıl güzel bi histi.. huzur..





 

-HÖDÜKLE ZORAKİ EVLİLİK-(DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now