Bölüm 6 - Yağmur

1.5K 161 8
                                    


Alyarien için Namu Beyi'nin evinde geçirdiği son birkaç gün Tori'yle aralarındaki soğukluğu yenmek açısından oldukça iyi geçmişti. Küçük kızın bünyesi biraz zayıftı ancak bu ailesinin fazla korumacı tutumundan ileri gelmekteydi. Neredeyse hiçbir aktiviteye izin verilmiyor, dışarı çıkması kısıtlanıyordu. Odasının perdeleri ve camları çoğunlukla kapalı tutuluyordu. Alya ilk olarak bunu değiştirip tüm itirazlara rağmen odanın gün ışığı ve temiz havayla dolmasını sağlamıştı. Başta kendisine çekinerek yaklaşan Tori bir parça da asabiyetle aktarıcıların kendisini iyileştiremeyeceğini çünkü abisi gibi kalkan özellikli bir cevher taşıyıcısı olduğunu söylemişti. Kızın sözlerinden ve zaman zaman hırçınlıklarından yılmayan Alya büyük bir azim ve sabırla tek tedavinin cevher'le yapılmadığını güneşin ve bitkilerden elde edilen karışımlarında çok etkili olabileceklerini açıklamıştı. Alya kabul etmeliydi ki tüm bu süre zarfında yanlarından eksik olmayan Tora'nın neşeli varlığı hem genç kıza destek olmuş hem de Tori'yi olumlu yönde etkilemişti.

Aron ise başka bir meseleydi. Tora'nın etrafta olmadığı zamanlarda genç adam kara bir bulut gibi başlarında dikiliyor. Çoğunlukla soğuk sessizliğini koruyordu. Konuştuğu zamanlardaysa genç kızı terslemekten özel bir zevk alıyor gibi görünüyordu. Başta Aron'un genel havasının bu olduğunu düşünmüş ancak yalnız kaldıklarında Tori'yle nazikçe ilgilendiğini, Tora'yla dostça şakalaşıp güldüklerini gördükten sonra bu kadar büyük bir nefreti hak etmek için ne yaptığını merak etmeye başlamıştı.

"Alya!!! Bak ne yaptım..." Saçları hamura bulanmış Tori bir kalp şeklini verdiği kurabiyeyi gösteriyordu. "Bunu Tora'ya vereceğim."

Kıkırdayan Alya ortasına biraz da reçel koymasını böylece daha tatlı olacağını söylediğindeyse mutfaktan yayılan neşeli sesler yükselmişti. Tora bir süredir koridorun karanlık köşesine gizlenmiş tüm mutfağı savaş alanına çeviren ve oldukça eğlenen ikiliyi izliyordu. Aron'a verdiği sözü tutmuş mümkün oldukça hatta belki de gereğinden daha fazla yanlarında kalmıştı. Yine de Kuzeninin neden Alya'dan bu kadar rahatsız olduğuna anlam verebildiği söylenemezdi. Evet, kendisi de ilk başta bu işin Nalette'nin Namu erkeklerinden birisini evlendirmek için hazırladığı oyunlardan biri olduğunu düşünmüştü ancak Alya ile vakit geçirdikçe tek uğraşının Tori ve güneye özgü yabani bitkiler olduğunu açıkça görmüştü. Genç kız boş vakitlerinin neredeyse tümünü yakın çevrede dolaşıp bitki yaprakları ve kökleri toplamakla geçiriyordu.

***

"Ondan neden bu kadar nefret ettiğini söylemeyecek misin?" Tora sessizliğini koruyan Aron karşısında kollarını kavuşturdu. "Çok önyargılı davrandığını düşünüyorum," dedi daha fazla dayanamayarak.

"Ön yargılı mı? Lanet olsun Tora eğer benim bildiklerimi bilseydin bu şekilde konuşamazdın."

"Belki anlatsaydın..."

"Asla!"

"Alya geldiğinden beri evin nasıl neşelendiğini fark etmedin mi? Tori şu an aşağıda mutfakta kahkahalarla gülüyor ve senin için yapacağı kurabiyenin şekline karar vermeye çalışıyor." Tora derin bir nefes aldı. "Belki de ona bir şans tanımalısın."

Aron'un yüzü karardı. "Bana güvenmiyor musun Tora? Sana söyledim, onu bu kadar tehlikeli yapan şeyde bu, bize gösterdiği kişilik. Tamamen büyük bir yalan..."

Tora derin bir nefes aldı Aron bu kız konusunda tamamen aklını kaybetmiş gibi davranıyordu. "Aron," dedi genç adam sakin ses tonuyla "Ben cidden birisinin iddia ettiğin kadar farklı kişilikler sergileyebileceğinden emin değilim."

"Pekâlâ," dedi Aron yenilgiyi kabul ederek. Kuzeninin, gerçekleri anlatmadığı sürece kendisine inanmayacağını anlamıştı. En iyisi, Alya ile kendisi ilgilenmeli ve diğerlerini kızın etkisinden uzak tutmalıydı. "Onu daha yakından tanımaya çalışacağım."

Tora'nın yüzü taşıdığı bebeksi ifadeye tezat çapkın gülümsemelerinden biriyle taçlanırken kuzeninin yenilgiyi bu kadar çabuk kabullenmesinin ardında yatan oyunu tahmin edebiliyordu. İşleri biraz daha eğlenceli hale getirmek için "Dikkat et," dedi. "Tüm bu davranışlarından sonra fikrin değiştiğinde seçtiği kişi ben olacağım."

***

Ertesi sabah Aron ilk iş kız kardeşinin odasına girdiğinde boş bir odayla karşılaştı.

"Sabahın köründe nereye gittiler dedin?"

Karel bir köşeye sinerken Kız kardeşinin yardımcısı Miya sabırla az önce seslendirdiği cümleyi yineledi. "Sabah erkenden pikniğe çıktılar Efendim."

Aron sakinleşmek için birkaç derin nefes aldı. Tora bu davranışıyla oyundan çekilmeyeceğini açıkça ilan ediyordu. Bu kadar çocukça işlerle vakit kaybedemeyeceğini düşünerek günün geri kalanında çalışmaya karar verdiyse de konu aklının bir köşesini meşgul etmeye devam etti. Bir ara hava alma bahanesiyle dışarı çıkmayı bile düşünmüştü ki son anda havanın aniden bozmasıyla bu fikrinden vazgeçti. Çok geçmeden tatlı tatlı atıştıran yağmur şiddetli bir sağanağa çevirirken iki yetişkin insanın nasıl olup ta bu kadar sorumsuz olabileceğini homurdanarak verandaya açılan çift kanatlı cam kapıların önünde bir ileri bir geri gidip duruyordu ki kaçaklar geri döndü.

Yağmurdan sırılsıklam olmuş bir halde çığlıklar ve kahkahalar eşliğinde kendilerini içeri attıklarında hiç biri asıl fırtınanın kendilerini evde beklemekte olduğunu tahmin edemezdi. Miya elindeki kalın havlularla Tori'yi sarıp sarmalayıp sıcak bir banyo için aceleyle odasına kaçırırken Alya ve Tora kendilerini Aron'un karşısında buluvermişlerdi.

"Bu nasıl bir sorumsuzluk? Yarın Tori ateşler içinde uyandığında nasıl hesap vermeyi düşünüyorsunuz?"

Tora araya girdi "Aniden bastıran bir ilkbahar yağmuru. Nasıl bilebilirdik ki?"

"Tori yarın hastalanmayacak." Alya sırılsıklam elbiseleri içinde hafifçe titremekten kendini alamayarak devam etti. "Ama sayenizde büyük ihtimalle biz hastalanacağız. Şimdi izin verirseniz," dedi Alya ve odasına çıkmak için hareketlenirken "Eğer kız kardeşiniz hastalanırsa atmaya hazırlandığınız nutku o zaman dinlerim."

Aron'un ağzı öfkeyle açılıp kapanırken sanki nefes alamıyormuş gibi tüm yüzü kızarmıştı. Genç kızı durdurmak için ne bir şey söyleyebildi ne de yapabildi. Şimdi verandanın girişinde Tora ve Alya'nın geride bıraktığı küçük su birikintilerine bakarken kendi kendini sorgulamaya başlamıştı. "Gerçekten aşırı tepkiler mi veriyordu?" 

Alya (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin