Bölüm 20.Yangın!

5K 291 2
                                    

" Yangın var ! Nasıl çıkacağız!" Çaresizce alev alan depoda gezdirdim gözlerimi. Sıraç'ın öksürmeleri kulağımda yankılanma yapmıştı.

"Sakın ol, şimdi gelir adamlarım." dedi kapıyı işaret ederek.

"Kimse yokmu! Lütfen kurtarın bizi! " diye bağırdım bağıra bildiğim kadar.

Aniden kapı açıldığında refleks olarak başımızı oraya dönderdik. Dumanların arasından bir adamın bize doğru geldiğini görebiliyordum. Yanımıza yaklaşıp ellerimizi çözdü.

Heryerden ateş fışkırıyordu. Önümü neredeyse zor görüyordum.

"Neslişah çıkalım buradan hadi!" dedi Sıraç bağırarak. Sıraç kadar kötü öksürmüyordum. Gözlerimi ondan ayırmıyordum. Yere düşeceği sırada bana tutundu. Az önce yanımızda olan adam kaybolmuştu. Ürkülerek kapıyı açıp çıkışı aradım. İleride yeşil bir ışık gördüğümde umutlandım. Sıraç tüm ağırlığını bana verdiğinde nefes almam zorlanmıştı. "Az kaldı.. Lütfen dayan ağabey." Sıraç'ın çoğalan öksürmesi hücrelerime kadar korku sarmıştı. Kapıyı açmaya kalkıştığımda açılmadı. Buradan bir an önce çıkmamız gerekiyordu, deponun patlaması an meselesiydi. Yanağımda hissettiğim gözyaşını sildim. Pes etmemeliyim. Buradan ikimizide çıkarabilirdim. Öfkeden ellerimi saçlarımdan geçirdiğimde elime sert bir demir parçası değdi. Saçımdaki tokayı çıkartıp kilidi zorladım. "Açılsana lanet şey!" diye tısladım.

Sıraç'ı yere oturturup tekrar denedim.
Cebimden telefonumu çıkarıp ışıgı açtım. Biraz daha zorladıktan sonra açıldı kapı. Kapıyı sonuna kadar açıp derin bir nefes aldım. Oksijene bu kadar ihtiyacım olacağını düşünmemiştim. Anlımdaki terleri silip, tekrar içeri girip yerde sırtı duvara yaslanmış Sıraç'ı zorlada olsa ayağa kaldırmayı becerdim.
\\|~>$|$~$~$|$|$\$|!|$|$| hierr!!
"Hadi abi! Az kaldı lütfen" dedim kapıdan cikarak. Depodan uzaklaşmamız lağzım.

Sonunda uzaklaşmıstık. Ardımızdan bir patlama sesi geldi. Gözlerimi kapatıp abimi ağaca yasladım ve yanına oturdum
"Abi?! Iyimisin!" Dedim ona korkuyla bakarak. Sıraç hayir anlamında başını salladı
"Ambulansı ariyayımmı!" Dedim ceketini çikararak. Gömleginin bir kaç düğmesini açtım daha iyi nefes alabilmesi için
"Hayir, cebimden telefonumu çıkar" dedi kısık sesiyle. Dedigini yaparak cebimden telefonu çıkardım.
"Şifren ne?" Dedim ona bakarak
"9425"
"Şimdi ne yapayım?" dedim ayağa kalkarak
"Rehberime gir, Veysel'ı ara" dedi gözlerini kapatarak
"Abi! Uyuma ! Kalk" dedim yere çömelerek. Dürtmeye çalıştım ama ne fayda? Fazla zaman kaybetmeden Veysel'i aradım
Çaliyor **
**
**
"Alo? lan sen ararmıydın?"
"Veysel senmisim?"
"Evet'te sen kimsin? Lan yoksa gece bu seninlemi kaldi" dedi kahkaha atarak. Gözlerimi devirip sözume devam ettim
"Saçmalama aptal. Ben Neslişah, Sıraç'in kardesi! Sana simdi bir adres verecegım hemen yanımıza geliyorsun"
"Noluyor lan orada?! Ne kardeşi! Tamam geliyorum" deyip telefonu kapattı
Veysel'e adresi yollayıp abimin yanına oturdum
##
"Neslişah senmisin?"
"Alloo? Kime diyoruz uyansana"
Birisinin beni dürtmesiyle gözlerimı açtım. Karşımdakini gördüğumde suratına bir tokat attım
"Memnün oldum bende" dedi elini yanağına göturerek
"Sen kimsin lan" dedim üstune yuriyerek
"Veysel ben" dedi kendini beğenmiş tavırlarıyla. Demin attığım tokattan pişman degılım
"Hm tamam, araban nerede? Sıraç kendinde değil" dedim yaşadıklarımın şokunu geçirmeye çalışarak
"İleride, Sıraç'ı kaldırmamda yardımci olurmusun?" Dedi Veysel. Başımla onayliyarak Sıraç'ı bir kolundan tuttum, Veysel ise diğer kolundan tuttu

Arabaya geldiğimizde Sıraç'ı arkaya yatırdık. Yolcu koltuğuna yerimi aldım. Veysel bir bana baktı daha sonrada Sıraç'a. Şöför koltuguna geçip arabayı çalıştırdı. Bana birşey soracakmış gibi baktı daha sonra vazgeçti
"Birşeymi soracaksın?" Dedim Veysel'e bakarak. Yüzunu ekşitip bana baktı
"Boşver, noldu yine ona? O depoyla umarım alakanız yoktu?" Dedi yola odaklanarak. Şimdi ben herşeyi nasıl anlatacagım?
"Sıraç uyandığında sorsan dana iyi olur" dedim. Şimdi yalnış birşey felan söylerim o riski almaya hic niyetim yok.

Yetimhane Güzeli (ISLÂMI)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें