Bölüm 56( ACI VERİCİ)

107K 6.9K 870
                                    

Odadan çıktığımda etrafıma bakındım. Tuğberk gitmiş miydi? Neredeydi? Ne yapacaktım şimdi? İçimdeki öfke bir su gibi kaynıyordu. O üçlüye bunun hesabını soracaktım. Bu yöntemle beni bir şeylere zorlamaya itemeyeceklerdi. Aksine beni kızdırmaktan başka bir şey yapmamışlardı. Yumruklarımı sıktığım gibi hala Yasmin'in odasında olduğunu tahmin ettiğim üçlünün yanına gitmiştim ki Yasmin'le konuşan Tuğberk'i görünce şaşırdım. Üçlü kendi aralarında fısıldaşıp ne oluyor gibisinden Tuğberk'e bakarken Tuğberk Yasmin'in dediği bir şeye gülmüştü.

Semra yanıma gelirken şaşkınlığımı üstümden atamamış öylece olduğum yerde kalmıştım. Semra beni dürttü ama ona doğru bakmadım.

" İzel gidelim mi?Artık geç oldu. Fazla durmasak iyi olur. Yasmin dinlensin."dedi birden Tuğberk.

Tuğberk bana doğru dönüp ellerini yavaşça ceplerine soktu. Gözleri bomboş bakıyordu. Kızgın mıydı değil miydi anlaşılmıyordu. O suratsız ifadesi tekrar geri gelmişti sanki. Kötü şeyler olacağını beklerken Tuğberk'in bu hareketi beni alt etmişti. Tıpkı üçlüyü ettiği gibi. Tuğberk bir kaç adımda yanıma geldi ve bana uzun bir süre bakıp diğerleriyle vedalaşmadan yanımdan geçerken " Aşağıda arabada bekleyeceğim." dedi. Onun gidişini izlerken Semra'nın bana söylediği şeyleri duymuyordum. Kulağım bir uğultuyla sarmalanmıştı. Tuğberk bana kızgındı ama artık kavga etmemek için mi böyle davranıyor olmalıydı.

Diğerleriyle hızlıca vedalaşıp Tuğberk'in arkasından giderken düşünceler beni ele geçirmiş aklımda binlerce düşünce sürükleniyordu şimdi.Tuğberk'i kapının önünde arabasının içinde bulmuştum. Tedirgin ve çekimser bir şekilde arabaya binerken ona kısa bir bakış attım.

Direksiyonu iki eliyle sıkıca kavramış, oturduğu koltukta iyice yayılmış ve gözlerini ileriye doğru sabitlemişti. Düşüncelere dalmıştı sanki. Benim geldiğimin farkında değildi. Nedense içimde büyük bir sıkıntı vardı. Onun tepki vermemesi beni içten içe rahatsız ediyordu. Sessizce onu izledim. Ne zaman beni fark edeceğini merak ederek sessizce onu izlemiştim. Dakikalar geçerken hala onun donuk yüzünü izliyordum. Düşünüyordu. Hala düşünüyordu.

" Bitti mi?"

En sonunda derin bir nefes verdim ve koltukta yayıldım. Başımı ona doğru çevirdiğimde tekrar sordum.

" Bitti mi beni kötü hissettirmen? Ne kadar devam edeceksin böyle?"

Tuğberk arabayı çalıştırıp hiç acele etmeden yola düştü. Yavaş yavaş giderken onun benimle konuşmasını bekliyordum. Nasıl hissettiğini anlamadan ona ne diyebilirdim ki!

" Yorgun musun? Seni eve bırakmamı ister misin? İstersen birlikte bir şeyler yiyelim."

Bana zorla gülümsemeye çalışırken ona birden bağırdım.

" Sinriliysen bunu bana göster. Böyle davranman daha korkutucu.Anlıyor musun?"

Tuğberk kendi kendine güldü. Garip hissiz bir gülüştü daha çok alay eder gibi.

" Ne yapmalıyım? Ne yapmalıyım da kendimi sana sevdirebilirim? Bence hiçbir şey. Ne yaparsam yapayım olmayacak. Çabalamaktan yoruldum İzel. "

Sessizleştiğinde bu sefer ben alaycı bir tavırla " Ne o bu kadar kolay mı pes ediyorsun? Birbirimize verdiğimiz sözü unuttun galiba." dedim. Onun pes etmesine alışık değildim. O bu olmazdı. Onu bazı şeylerin yıprattığını biliyordum. Belki içinde volkanlar patlıyordu ama vazgeçemezdi.

" Sözümü tutmayan ben değilim İzel. Senin aklında , fikrinde ve kalbimde hep o var. Bence onca sene sonra ona olan duyguların bitmeliydi. Onu nasıl bu kadar aşkla tanımlayabiliyorsun hala. Sanki yanındaymış gibi. O yok anlıyor musun? Ben varım. Ağzından çıkanların beni ne kadar incittiğinin farkında mısın? Şunu düşün. Sen Altuğ'u deli gibi severken onun başka bir kızı aslında deli gibi sevdiğini düşün. Beni kendi yerine koy. Düşüncesi bile korkunç geliyordur şimdi sana. Nasıl hissetmemi bekliyorsun?Senden sadece bir söz istiyorum. Bugünden sonra ne senin ağzından ne ikimizin arasında onun adının anılmasını istemiyorum. Sadece seninle mutlu olmak istiyorum. Lütfen bunu bana çok görme. Birazcık daha.... Olmaz mı? Birazcık daha aklını benimle meşgul et."

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin