" Hoşgeldin kızım.Ben Selma Gökalp'in annesiyim. Burası benim küçük parfümcü dükkanım. İçeri tarafta küçük bir laboratuvarım var. Orada kendim ve bir kaç işçimle beraber burada özel parfümler yapıyoruz. Tuğba bana bugün geleceğini haber vermişti ama Gökalp'e söylemedim. Onun adına özür dilerim. Beni çok düşünüyor ve başkalarının benim bu halimle dalga geçmelerini ve bana acıyan gözlerle bakmalarına katlanamıyor..."
Selma hanım çok ince ve zarif bir kadındı. Saçları arkasından özenle toplanmış saçını koyu bir kızıla boyatmıştı ve böylece o koyu yeşil gözleri daha çok ön plana çıkıyordu. Bacaklarının üstünde battaniye örtülü elinde bir demek çiçekle benimle sohbet etmeye çalışıyordu. Güzel bir gülüşü vardı.
" Ona söylüyorum. Bu normal bir şey herkes beni öyle görmüyor diyorum ama anlatamıyorum..."
Selma teyze konuşurken gözlerim karşı duvardaki Gökalp'in futbolda kazandığı dizilmiş kupalara kaydı. Neden Gökalp'in maçı kazanmak için bu kadar çaba gösterdiğini anlayabiliyordum. Annesine bir şeyleri kanıtlamaya çalışıyordu.
" Sen Altuğ'un kız arkadaşısın değil mi?"
Selma teyze böyle sorunca bir anda gözlerimi onun yeşil gözlerine sabitledim. Ne diyeceğimi bilememiştim. Arka taraftan gelen Tuğba elindeki tepsiyle içeri girdi.
" Evet öyleler ama onlarınki daha çok yeni. Aslında Altuğ için uzun bir zaman ama İzel için çok yeni neden bahsettiğimi anlamışsındır Selma anne."
Anne mi demişti ben mi yanlış duymuştum. Bir Tuğba'ya bir Selma Teyzeye bakarken şaşkınlığım yüzümden okunuyor olmalıydı ki Selma teyze açıklama gereği duydu.
" Tuğba benim kızım gibi oldu. O çok farklı birisi. Gökalp beni ilk onunla tanıştırdığında şaşırmıştım. Beni birileriyle çok nadir tanıştırırdı. Tuğba'ya değer verdiğini anladım. Tuğba kızımında oğluma çok değer verdiğini gördüm. Sık sık onunla telefonla konuşurduk. Beni ziyaret edeceğini söylerdi hep.Şimdi de buraya taşınmışlar. İş yerime çok yakın. Bana sık sık yardıma geliyor. Gökalp'le bir ara tartışma yaşamışlardı ama bunu aştıklarına çok sevindim. Tuğba ve Gökalp için bir gelecek düşünüyoruz. Tabi zaman ne gösterir bilemeyiz ama İşallah böyle devam eder. "
Böyle çok hoş bir tablo ortaya çıkıyordu. Onlar adına sevinmiştim. Benim aile yapımdan farklıydı ama ciddi düşünmeleri hoşuma gitmişti.
" Altuğ'a kızma işi bitti mi acaba?"
Selm teyze gülümseyerek Tuğba'ya baktı. Tuğba derin ve dertli bir iç çekti.
" Asla kabullenmeyecek. Bu konuda fazla hassas. Beni yoruyor."
Tuğba konuşmasını bitirir bitirmez kapı hızla açılmış Gökalp sert adımlarla mutfağa doğru hızla yanımızdan geçip gitmişti. Arkadan Altuğ girerken eli ensesinde suçluluk duygusuyla Selma teyzeye baktı.
" Özür dilerim. İzel'in o şekilde düşünmeyeceğini bildiğim için sorun etmemiştim ama bizim oğlan bana fena kızdı."
Altuğ açıklama yaparken Selma teyze önemli değil der gibi başını salladı.
" Onu bunu boşver de sevgilin gerçekten güzelmiş. Beni şaşırttın. Şu arada fısıldaşmalarda geçen kız buydu demek. Anlatsana nasıl tavlayabildin?"
Böyle sorunca yanaklarıma bir ateş düşmüş gibi cayır cayır yanmaya başladım. Utancımdan başımı hızla eğip gözlerimi yere sabitledim. Bu konuları konuşmak ne kadar kötüydü.
" Selma teyze aslında senden küçük bir ricam olacak şimdilik saklı tutuyoruz. Yani aileler bilmese iyi olur. Senden sır çıkmayacağını biliyorum. Birde senin bana özel yaptığın parfümü İzel o kadar çok beğendi ki onu da buraya getirmek istedim. Durmadam markası ne diye sorup duruyordu. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)
Romance" Mum olmak kolay değil, ışık saçmak için önce yanmak gerek."
