>> Bölüm 25 ( BARKIN)<<

144K 7.5K 1.5K
                                    

İçeriye çok zayıf saçları beyazlamış eli belinde titrek titrek yürüyen yaşlı bir adam girmişti. Biraz kabur duruyor ve giyimi klasik pantalon gömlek şekliydeydi.

" Altuğ torunum buradasın demek. Osman deden oğlumun sana iyi bakmadığını söylüyor. Seni görmeye geldim."

Sesi kısık kısık çıkan yaşlı dede bir kaç kere öksürürken Altuğ yerinden doğrulup bana fısıldadı. Yüzünde küçük bir gülümseme vardı. Sanırım bu dedesini diğer dedesinden daha çok seviyordu.Diğer dede gibi heybetli, sesi gür değil daha uysal bir yapısı olduğu  anlaşılabiliyordu.

"İzel Yasmin'i dışarda tutar mısın? Dedem yanlışlıkla ağzından bir şey kaçırıp Yasmin'in üzülmesine neden olabilir."

Yasmin'e baktığımda dedesinin eline sıkıca yapışmış gözlerindeki büyük neşe kırıntıları parıldıyordu. Ona bakarken heyecanlıydı.

" Yasmin benimle beni geçirmeye gelir misin?"

Altuğ'un ricasını geri çevirmeyecektim. Dedesiyle göz göze geldiğimde dedesi gülümseyerek bana baktı. Hiçbir şey söylemeden torununun yanına giderken zorlanıyordu.

" Ah şu oğluma dedim. Katlı bir ev yaptırıyor ama asansörü yaptırmıyor. O kadar kat çıkmak dizlerime hiç iyi gelmedi. Şurada soluklanayım."

Tatlı dille oğlunu çekiştirirken Yasmin yanıma gelip beni geçirmek istediğini söyledi. Onunla birlikte odadan çıktığımızda yerinde duramıyordu.

" Hep o Barış yüzünden abim ayağını burkmuş biliyor musun? Ondan diğerleri de gitti. "

Yasmin diğerlerinin yalanını bana aktarırken ona gülümsedim. Gerçekten o kandırılması zor bir kızdı ama bu gibi yalanlara kanmış görünüyordu. Eninde sonunda abisinin hastanede kaldığını öğrenecekti. Yasmin'den bu kadar saklamaları onun hastalığı yüzünden miydi acaba? Merak ediyordum. Yasmin'in ne rahatsızlığı vardı.? iBunu bir gün ayrıntılı bir şekilde Altuğ ile konuşacaktım.

" He bu arada o gelen Yusuf dedem. Çok şekerdir. Abim onu seviyor. Ben de seviyorum."

Yasmin anlatırken sessizce onu dinledim. Onların aile tablosu yavaş yavaş kafamda oluşmaya başlamıştı. Altuğ hakkında gerçekten bir çok şey öğrenmiştim. Olaylar olayları tetikliyor farkında olmadan sürükleniyordum. Kader mi demeliydim bilemiyorum. Onca sene hiçbir şey yokken bu sene olması tasadüf değildi. Sanırım olması gerekiyordu ve iğne ipliği gibi sökülüyordu.

" Bizim şoföre söyleyeceğim seni bıraksın. Bekle."

Yasmin hizmetçilerden birine seslenip onlara bir şeyler söylerken etrafa şöyle bir göz attım. Bu kadar zenginlik gerçekten mutluluk veriyor mu diye düşündüm. Bedirhan amca babam gibi evine vakit ayırmadan çalışıyor olmalıydı. Altuğ baba ilgisizliği yüzünden kim bilir içinde neler hissediyordu. Annesini kaybetmek bir kanadı koparılmış kuşa benziyordu. Üvey bir annesi bir de kız kardeşi onu ne kadar mutlu edebilirdi? Kız kardeşini sevse bile onun rahatsızlığı yüzünden yine bir mutsuzluk vardı. Bu evin garip bir havası vardı. Sanki içeriden karamsar bir hava akıyordu insanın içine. Sıcak bir yuva değildi burası.

Benim evim de mükemmel değildi ama bir aile yaşamım,  akşamları da düzgün aile yemeğim vardı. Allah'a şükür evime girdiğimde huzurlu hissediyordum. Annemle tartışmak bile benim bir parçamdı. Eve geldiğimde evin annemin yemeklerinin o iştah açıcı kokusu açken beni benden alıyordu. Altuğ'un böyle bir seçeneği olduğunu düşünmüyordum. Abimle oturup dertleştiğim o saatler paha biçilmezdi. Zengin olsak bile annem aşırıya kaçmış biri değildi bu zamana kadar. Parayı idare etmesini bilirdi ve ne gerekirse onu alırdı. Şimdi durumumuz sıkışık olsa da bunu ailemize hissettirmeyen en büyük etken annemdi belki de. Yapı taşı gerçekten iyi bir liderden oluşursa gerisi su gibi yolunu buluyordu.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin