>>Bölüm 37( BOŞ SAYFA)

98.2K 7.4K 1.2K
                                    

Ailemden habersiz Altuğ'un evinin önüne geldiğimde sadece siyah takımlar içinde olan korumaları görmüştüm. Artık polisler yoktu ve bu korumalar Bedirhan amcanın korumalarına benziyordu. Ortalık sakindi. Evin kapısına doğru ilerlediğimde korumalar beni durdurmuş kim olduğumu sormuştu. Onlara sadece adımı söylemeden okuldan bir arkadaşı olduğumu belirtmiştim. Onu gitmeden görmek istediğimi belirtirken korumalar birbirine baktı. Onlar daha karar vermeden bahçe kapısından içeri fırlamıştım. Evin kapısına doğru koşarken arkamdan bağırıyorlardı.

" Dur küçük kız!"

Başımı çevirip omuzlarımın üstünden arkaya doğru bakarken adamların mesafeyi kapattığını gördüm. Birden sert bir şekilde birine çarpınca olduğum yerde az kalsın düşüyordum. Kime çarptığıma baktığımda Osman dedeyi gördüm. Kaşları çatılmış beni gözleriyle inceliyordu. Üstündeki beyaz gömleğinin üstüne deri siyah bir yelek giymiş bu giyinişi onu ciddi bir adam gibi gösterirken yutkunarak onun gözlerinin içine baktım. Arkamdan koşan adamlar birden iki kolumdan tutmuşlardı. Beni dışarıya doğru sürüklemeye çalışırken Osman dedenin tek bir hareketiyle beni bırakıp kenarıya çekildiler.

Nefes nefese kalmış ondan korkmamaya çalışırken derdimi anlatmaya başladım.

" Altuğ'u görmem gerek. Onun suçsuz olduğunu biliyorum. Serbest bırakılsa bile üstünde kalan bu damgayı düzeltmesi gerek. Ben oradaydım. O yapmadı biliyorum. Biri bana kulak versin. Altuğ'un dediklerine inanmayın! O sadece beni korumaya çalışıyor. Şoför yalan söylüyor..."

Ben konuşmaya devam ederken Osman dede o ciddi ifadesini bozmadan beni dinliyordu. Bastonunu yavaşça yere vurup topuzunu iki elinin altına aldı.

" Kızım olanlar oldu. Bu işi karışma. Altuğ sertbest bırakıldı ve artık bir şeyleri kurcalama. Herkes kendi hayatına devam etmeli. Artık bunu düşünme.Altuğ iyi değil. Onu üzecek herhangi bir olay olmasını istemiyorum artık. "

Neden herkes beni yok sayıyordu. Arkadan bavullarla gelen iki koruma daha seçmiştim. Altuğ'un evin kapısından çıktığını gördüğümde tam o tarafa gidecektim ki Osman dede küçük bir baş işaretiyle demin beni tutmaya çalışan korumalara işaret vermiş beni onlarla engellemişti. Altuğ'un başı eğik bir şekilde buraya doğru gelirken Altuğ'a avazımın çıktığı kadar bağırıyordum ama  o beni duymuyordu sanki. Bağırışlarımı o tam benim önümden geçerken kesmiştim. Altuğ bana bakmadan tam önümde durmuş ellerini yavaşça kaldırmıştı. Başı eğik bir şekilde hala titreyen ellerine bakarken o zaman Altuğ'un hala olayın etkisinden çıkamadığını anladım. Ben belki yerde yatan Barkın'ı görmüştüm ama o hem birisini yanlışlıkla ölüme doğru ittirdiğini hem de onun öldüğünü kendi gözleriyle görmüştü. Şu bir haftada yanaklarında çukurlar oluşmuş gözlerinin altı çökmüş ve saçları daha çok uzamıştı. Dağınık saçları gözlerini neredeyse kapatacak gibi duruyordu.

" Abi!! Abi ne olursun gitme!"

Arkadan koşarak gelen Yasmin'i görmüştüm. Deli gibi ağlıyor abisinin bacaklarına yapışmış onu çekiştiriyordu.

" Osman dede ne olursun ona bizi bırakmamasını söyle! Abi beni bırakma! Yanımda kal! "

Yasmin ona yalvarırken benim gözlerim de dolmuş ama bir şey diyememiştim. Altuğ'un o harap olmuş hali yapacağım bütün şeyleri bana unutturmuştu. Altuğ şuan burada yoktu sanki bir ruh gibi duruyordu. Kardeşine bir kere bile bakmamış hala ellerine bakıyordu. Onun hiçbir şeyi şuan işitmediğine  emindim. Osman dede Yasmin'i Altuğ'dan ayırmaya çalışırken bende korumalardan kurtulmaya çalıştım. Ona bir kez ulaşmak istiyordum. Yasmin Osman dedesini hızla ittirdiğinde koca adam az kalsın düşecekti ki beni tutan korumalar ona yardım etmek için o sırada beni hemen bıraktılar. O anda Altuğ'un yanına koşup sıkıca boynuna sarıldım.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin