>>Bölüm 1<<

538K 14.5K 4K
                                    

>>SELAM BİRİCİK GİZEMLİKİMLİK OKUYUCULARIM<<
Şimdiden yanımda olduğunuz için teşekkür ederim<3

KÜÇÜK BİR TANITIM VİDEOSU VAR . BİLGİSAYARDAN GİRERSENİZ AÇILIR


{ MUM 1}

Tam karşıda seri hareketlerle karşı rakibinden topu çalan ve terden sırılsıklam olmuş Gökalp Kaya kaleye doğru koşuyordu. Zengin çocuklarından ilkiydi. Bizim okulun futbol sahanın dört tarafını kuşatmış öğrencile, heyecanla bizim lisenin futbol takımına destek verirken Gökalp'ın pas attığı Faruk Önder'e gözüm kaydı. Gökalp esmer teni ve uzun boyuyla okulun yakışıklı çocuklarından biriyken Faruk Önder sanki beyaz boyaya batırılmış versiyonu olarak onun tam tersiydi. İkisinin ortak yanı ise çok iyi arkadaş olmalarıydı.

" Gökalp! Pas atsana oğlum!" İşte bu bağıran da Barış Gencer arkadaş takımlarının üçüncü elemanı. Kumral ve ela gözleriyle aralarında en yakışıklı olanı belki oydu.

Tabi ki onlar üç kişi değildi. Bir kişi daha vardı ve en önemlisi şuan yanımda oturmuş umursamazca maçı izliyordu. Okulun futbol takımında olmasına rağmen maçlara girdiğini hiç görmemiştim. Kendini hiç yormuyor sadece maç izleme keyfine bakıyordu. Yüzünde hep aptal bir sırıtışı bulunur, saçma espriler yapar ve kendi kafasına göre takılan garip bir çocuktu.Sempatik oluşu arkadaş grubunda sevilen birisi yapıyordu kendini. Tipi fena değildi ama salak duruşu kızları kendinden uzaklaştırıyordu. Altuğ Dinçer bu okulda babası en zengin olan diye bilinirdi. Burası şehrin en iyi özel lisesiydi ve genellikle zengin çocukları vardı. Bu dört çocukla aynı sınıftaydım.

"İzel yanından suyu uzat." Altuğ ellerini saçlarına yavaşça sokarken gözü maçtaydı.

" Aptallar bir gol atamadılar!"sinirle tekrar bağırınca olduğum yerde sıçramış elimdeki not aldığım defteri yere düşürmüştüm. Altuğ'a ters ters bakarken eğilip defterime uzanmıştım.

" Aptal mıdır nedir!" Kendi kendime söylenirken tekrar doğrulup elimle defterimi temizlerken " Suyu istedim." Altuğ bana karşı emir verircesine konuşmuştu.

Ona kendin al diye bağırmak için dönmüştüm ki bana doğru uzanıp yüzünü yüzüme yaklaştırdığında yüzünde aptal bir sırıtış belirmişti.

" Senden su istediğimde kıçını kaldır da bir zahmet suyu veriver."demişti alaycı bir ses tonuyla.

Kendini geri çektiğinde yanımdaki suyu aldığını anlamıştım. Suyu kafaya dikerken soluk almadan şişenin dibini görmüştü. Sinirden elimdeki defteri sıkı sıkı kavrarken dişlerimi sıkıyordum. Altuğ tekrar bana bakıp aptal aptal sırıttı. Sanki demin hiçbir şey dememiş gibi gayet rahattı. Okul gazetesinde çalıştığım için buraya bilgi toplamak için gelmiştim ama en yanlış kişinin yanında yer bulabilmiştim. Okul gazetesi bizim okul için çok önemli olduğunu söyleyebilirdim. Okul bunun için ayrı bir bütçe ödüyordu.

"Gol bee!" Altuğ yerinden kalkıp sevinçle bitirdiği su şişesini sahaya doğru fırlatmaya çalıştığında bir kızın tam kafasını işaret almış gibi hedefini tutturmuştu. Onun bu aptallığına kahkahalarla gülmemek için kendimi zor tutarken kafasına şişe gelen kızı gördüğümde işte şimdi Altuğ'unun işinin bittiğini anlamıştım.

Yonca kızgınlıkla etrafına bakınırken Altuğ'unun çoktan yanımdan sıvıştığını görünce benimde buradan gitmem gerektiğini fark etmiştim. En azından Altuğ aptal gibi görünse de hızlı ve doğru kararlar alabiliyordu. Tam ayağa kalkmıştım ki Yonca beni görmüş "Hey sen!" diye bağırmıştı. Yonca Ürkmez bizim sınıfın en çekilmez kızıydı. Kimse onunla uğraşmak istemezdi. 

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin