3. Bölüm

731 166 193
                                    

Merhaba!

Gözlerinin içine kadar gülümseyerek bana bakan ilk erkek.

Kalbimi ilk kez böyle delice çarptıran güzel çocuk, katilim olmanı istemiyorum.

"Sizin gibi sinirliyken bile kibar ve güzelliğini bozmayan bir hanımla nasıl ilgilenmem?"

Sesinin kadifemsi yumuşaklığı hayatımda daha önce duymadığım sözleriyle birleşince kalbimin göğüs kafesimi yumruklaması bana benliğimi unutturmuştu. Yutkunamıyordum bile.

Ve o hâlâ yüzünde muzip bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu. Gözlerimi alamıyordum ondan ve kendimi sapık gibi hissediyordum. Kendime gelmeye çalışırken gülümseyerek boğazımı temizledim.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"

Sesi en sevdiğim şarkının eşsiz melodisi gibi gelirken kalbim ritmini bozmadan hızlı hızlı atmaya devam ediyordu.

"Valizimi verecektim. Şey, Konya otobüsü değil mi?"

Ah aptal Afra, tabii ki de Konya otobüsü bu!

Gülümsemesi genişlerken bembeyaz inci gibi dişleriyle hayatımda böyle güzel gülen birisini bir daha görmeyeceğimi biliyordum.

Yanıma bir adım yaklaşıp valizimi alırken parfüm kokusu beni mest etmişti.

Boyu 1.85 civarı veya daha uzundu göz tahminimce, kumrala yakın sarı saçları, güneşin altında parlarken az çıkmış kirli sakalları da buğday teninde bir aksesuar gibi duruyordu.

Küçük kahverengi gözlerinin içi gülüyordu. Dolgun gülkurusu dudaklarındaki gülümseme gözlerine kadar ulaşıyordu. Yapılı vücudu ile spor yaptığını belli ediyordu.

Gerçek olamayacak kadar güzeldi.

Kitaplardaki karakterler kadar eşsizdi.

Ama gerçekti.

Yeni hayatımın daha ilk gününde bir dilek tutmuştum, 'yeni hayatım güzel olacak.' diye. Dilek tutulan yıldız kaymış ve şu an tam karşımda durup bana gülümsüyordu.

"Adınız neydi?"

Biçimli kaşları havaya yine muzip bir şekilde kalkarken yutkundum. Valize yapıştırmalık kağıtlardan biri elindeyken anlamsızca heyecan yapmıştım.

"Afra, Afra Aksoy. 24 numaralı koltuk."

Çarpık çurpuk adımı yazarken yapışkanlı kağıdı valizimin üstüne yapıştırdı ve hiç zorlanmadan kaldırıp yerine yerleştirdi.

"Otobüs beş dakika sonra kalkacak Afra Hanım. "

Adıma vurgu yaparken gülümsemesi yüzünden gitmiyordu. Sakallarının arasında gizli bir gamzesi vardı.

Başımı sallayıp arkamı döndüğümde konuşmaya başlamasıyla tekrar ona döndüm.

"Yol boyu isteklerinizi yerine getirmekle yükümlüyüm. Çekinmeden söyleyin lütfen. Ben Saye, Saye Uzunay."

Kalbimin bu denli hızlı atması heyecanıma heyecan katarken adını benim taklidimi yapıyor gibi söylemesi gülümsetmişti.

Gülüşüme o mükemmel gülümsemesi ile karşılık verirken otobüse bindim.

Hissediyorum, daha önce hissetmediğim o duyguyu hissediyordum.

Saye Uzunay...

İçimde bu adı bağıran ve bağırdıkça kalbimin duvarlarına vurup yankılanan bir ses vardı.

ÖZGÜR RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin