17. Bölüm

295 21 4
                                    

****

Her şey artık başkaydı. Demir ile Melek her gün, her saniye yan yanaydı. Beraber şehirde yürüyor, hep gülümsüyorlardı. Daha doğrusu Demir, Melek'in gülümsemesi için her şeyi yapıyordu. Deniz kenarında yürüyüp, banka oturdular. Hava bulutluydu ama yağmur yoktu. Mis gibi havanın tadını çıkarırlarken, Demir her an Melek'in tatlı yüzünü izliyordu. Sanki zaman onun kalbini iyileştirmişti. Bu kadın ona ne yaptıysa bir anda, kalbi aşka teslim olmuştu. Demir'in tek bir sorunu vardı. Melek onu ne zaman sevecekti? Onunla ne zaman bir ilişkiye başlayacaklardı? Kendi de daha erken diye bir şey söylemiyordu. Sadece sabrediyordu. Zamanı gelince söyleyecekti aşkını. Elini uzatacak ve tutmasını bekleyecekti.

****

Demir, koltuğunda uyuyan Melek'i izledi. Bir saniye bile gözlerini ondan ayıramadı. Genç kadını her izlediğinde, nedensiz tebessüm ediyor, kalbinin hızlı atışlarını duyuyordu. Demir fark etti de bu kadını nedensiz seviyordu. Öylece, deli deli seviyordu. Çok kıskanıyor, onu herkesten korumak istiyordu. Bu kez çekinmedi sağ eli. Genç kadının koyu kahve saçlarında, dolaşıp, büyülü kokusunu hissetti. Saç tellerinin yumuşaklığında, kaybolan mutluluğunu buldu. Yeniden sevdi. Hem de çok sevdi.

Demir, sessizce kalktı. Terasa çıktığında derin nefesler almaya çalıştı. Yağmurun toprak kokusunda, büyülenirken, ellerini korkuluğa yasladı. Başını gökyüzüne kaldırıp, izledi yağmurun yere dökülüşünü. Yorgun kalbi, hüsranla can çekişiyordu. Gözleri deli gibi yanarken, ağlamamak için tuttu kendini. Demir çok öfkeliydi. Genç kadını hissettirmemeye çalışmıştı. Melek'in çok acı çektiğini düşündükçe deliriyordu. Bundan sonra aynada kendini her gördüğünde daha da öfkelenecek, günden güne kahrolacaktı. Melek'in acı çekmesinde onunda payı vardı ve bu onu çok üzüyordu. Demir, sessizce terastan salona geçti. Hala uyuyan Melek'i görünce, onu uyandırmadan evden çıktı. Kendini arabasına attığında derin nefes alıp yola çıktı. Nereye gittiğinden en ufak bir fikri bile yoktu. Sadece eve sığamıyordu. Direksiyona öfke ile bir kez vurup, caddeleri deli divane gibi turlamaya devam etti. Yeryüzü sabaha karşıyken, şehre efil efil hüzün dağılıyordu. Ne yapacağını bilemez halde sahilde durdu. Arabadan yorgun adımlarla indiğinde yağmur hala yağıyordu. Ve ona aldırmadı Demir. Islansa bile denizin kenarına, iki eli pantolonunun cebinde yürüdü. Göğsünde ağırlıklar varken, o hüsran makamında ki en şaşalı koltuğa çökmüştü.

"Melek, ben ne yaptım?'' diye mırıldanırken genç kadına yaptığı kötülükleri anımsadı.

**

Demir tüm sertliği ile Melek'e baktı.

''Nasılsın yedek sürücü?'' dediğinde Melek korku ile bakmaya devam etti. Demir yanına yaklaşıp kolunu sert bir şekilde kavradı. Kendine sert bir hareketle çekip ''Bunlar daha iyi günlerin. Yakında hayatının en acılı günlerini yaşayacaksın. Her gün bu gözlerinden yaş akıtacağım. Kalbin her gün sökülecek. Tıpkı benimkini söküp aldığın gibi... Pis katil.'' Dedikten sonra Melek'i itip hızla çıktı odadan. Adımları o kadar sertti ki yer sarsılıyordu. Melek yeniden hıçkırıklara boğulurken gözlerinin önü karardı. Bedeni sert zemine yıkılırken yaşadıklarını artık kaldıramıyordu.

**

Demir, Melek'in o odadan çıktıktan sonra bayıldığını anlamıştı. Duyduğu düşme sesine endişe ile dönüp bakarken, gardiyanın içeri koşturması "Yardım edin! Mahkûm bayıldı!'' diye haykırmasını işitmişti. Ama kalbi o zamanlar o kadar acımasız ve gaddardı ki, gülümseyerek önüne dönüp, sert adımlarla yürümesine devam etmişti. Demir bu yaptıklarını hatırladıkça, Melek'e defalarca kötü sözler söylediğini anımsadıkça delirdi. Onu bu kadar çok severken, her defasında onu incitmiş olmasına katlanamıyordu. Kendine bu yüzden kızıyordu. Demir düşündü. Fatih, bunları nasıl yapmıştı? Sevdiği kadının onun yerine hapishanenin soğuk odalarında kaybolmasına, şartlı tahliye olmamasına, en fenası da babasını elinden almaya nasıl cüret etmişti? Hiç acımamış mıydı? Melek "Baba!'' diye ağlayıp, yerlere yıkılırken, nasıl umursamazdı? Oysaki Demir ona düşmanken bile, onun acı çekmesine dayanamamıştı.

SIR (ACI AŞK...)Where stories live. Discover now