12. Bölüm

277 21 1
                                    

Mediadaki bölüm şarkımız - Sezen AKSU- Vazgeçtim...

*****

"Sen ne yaptın? Ne yaptın? Melek neden yalan söyledin?''

İki yaralı kalp can çekişiyordu. Birbirlerine endişe, korku, öfke ve aşkla bakarken Demir'in tek istediği gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıydı.

Demir'in gözlerinden birkaç damla süzüldü. Şaşkındı, yıkılmıştı. Oysa o bu kadına çok acı çektirmişti. O bu kadına çok kötü şeyler yapmıştı. Ya masumsa dedi içinden. Ya masumsa ben ne yaparım?

"Konuşsana! Sırrın ne? Benden ne gizliyorsun? Fatih senin sevgilinmiş. O gece sen onunlaymışsın. O lokantada berabermişsiniz. Yola beraber çıkmışsınız. Yoksa sen...''

"Ben yaptım! Anladın mı beni! Zeynep'i ben öldürdüm! İster inan ister inanma ama her şeyi ben yaptım! Fatih ile yolun yarınsın da ayrıldık. Evlenme teklifi etti. Ben kabul etmedim. O da çekip gitti. Bende moral bozukluğuyla hız yaptım. Çok yağmur vardı ve ben bilmeden inşaat alanına girdim. Bidona çarptım sandım. Zeynep'i isteyerek olmasa da ben öldürdüm.''

Demir öfkeden delirmiş haldeydi. Titreyen elleri Melek'in kollarını sıkarken bir kez daha sarstı.

"Yalan söylüyorsun! Melek yalan söylüyorum de! Lütfen bir şey söyle!''

"Bendim...''

Demir ne yapsaydı? İçi kan ağlıyordu resmen. Deli gibi sarılmak istiyordu bu kadına. Sımsıkı sarılmak, onu doyasıya öpmek...

Kendine kızdı bir kez daha ve bağırdı.

"Yalan! Yalan!''

"Gerçeği söylüyorum! Anlasana be adam! Ben öldürdüm!'' diye haykırdı Melek ama onun bu haykırışıyla Demir sağ elini arabanın camına hızla daldırdı. Büyük gürültü yüzünden Melek korkuyla titrerken şoka girmiş bir halde baktı kanayan ele.

"Demir ne yaptın?'' diye endişe ile sordu. Demir öfkeli gözlerini koyu kahvelere kenetleyip "Git buradan! Senin yüzünü bile görmek istemiyorum. Sakın bir daha karşıma çıkma! Yoksa seni öldürürüm!'' diyebildi. Melek ağlayarak hızla uzaklaştı Demir'den. Ne yapacağını bilmiyordu Melek. Nereye gideceğini, nasıl yaşayacağını hiç bilmiyordu. Melek'in adımları küçüktü belki ama hayatı için büyük değişimlere yol almaktaydı.

****

Yeni bir günde Melek bir kez daha yürüdü kalabalık caddeleri. Her yerde Naz'ı arıyordu. Ondan hesap sormak için, neden diyebilmek içindi. Ve istediği oldu. Tam karşısında gördü geçmişini.

"Naz!'' diye haykırdığında genç kadın karşı kaldırımda yere çivilendi. Korkuyla gözlerini Melek'e çevirip ardından yine koşmaya başladı. Melek bu kez kararlıydı. Yakalayacaktı onu. Melek gözlerinin önünde oğlunu, Umudunu görerek koştu. Her adımında gözyaşları yanağını yaktı. Kalbi acıyla çırpınırken en sonunda çıkmaz sokak dalardı .

Naz korkuyla baktı Melek'e. Melek ise öfke ile. Bir anda Naz'ı duvara itip defalarca hırpaladı genç kadın. Ve her seferinde haykırdı .

"Neden yaptın? Neden? Umut'u sende severdin. Masumdu o, küçücüktü. Ne istedin oğlumdan! Ne istedin!''

Naz, Melek'i kendinden bin bir zorlukla uzaklaştırdı.

"Ben zorunda kaldım Melek. O adam istedi. Her zaman gelen, seni izleyen adam Umut'u birazcık hırpalamamı istedi. Böylelikle oğlun daha iyi yere gidecekti. Mutlu olacaktı. Zaten kavuşmadın mı oğluna?''

"Kavuşmadım! Sen oğlumdan ayırdın beni! Umut'um yok artık! Öldü...'' dedi Melek. Yere çökerken kalbinin üzerine koydu yumruk yaptığı sağ elini. Hıçkırıklara boğuldu Naz. Hiç bilmiyordu ki bu olanları. Neye sebep olduğunu bilmiyordu. Duvara sırtını sürterek yere çöktü.

SIR (ACI AŞK...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin