11.Bölüm

301 23 4
                                    

***

Her şey geçiyordu. Tıpkı zaman gibi... Ama bir tek acının izi kalıyordu yüreklerde.

Demir öfkeli soluğunu bırakırken hala sıkıyordu Melek'in elini. Melek korku dolu gözlerini bir an olsun alamıyordu Fatih'in öfke kusan gözlerinden. Sanki hayat tüm zorlukları onların yoluna sermişti. Affetmekte, sevmekte bu yolda çok uzaktı.

Fatih öfkeyle baktı Melek'in koyu kahve gözlerine. Ne yaptığını bile bilmeden genç kadının boşta duran kolunu sıkıca kavradı. Demir'in öfke dolu gözleri Melek'in bileğini sıkan ele gitti. O an kendini zor durdurdu. Sinirle dişlerinin arasından ''O elini hemen çek!'' diyebildi. Fatih onu takmadı o an. Öfkeli gözlerinin kıskançlığına hapsetti Demir'i.

''Sıkıysa gel sen çek!''

Demir o an kalbini ele geçiren derin duyguları bilememişti. İçinde kocaman bir kuyu açılırken Melek'i sağ elini daha da sıkarak arkasına çekti. Melek'in bileği Fatih'in ellerinden kurtulurken Demir en güçlü darbeyi Fatih'in yüzüne indirdi. Fatih geriye sendelerken öfkeyle dokundu kanayan dudağına.

''Ne yapıyorsun lan!'' diye haykırdığında Demir hiçbir şeyi umursamadı. Kalbine çöken dev kıskançlık onu çoktan ele geçirmişti. Demir ne yaptığının farkında olmadan saldırdı Fatih'e. Yüzüne defalarca yumruğunu indirirken Melek'in ''Durun artık!'' diye haykırışını duymadı bile. Çünkü onun aklında olan tek şey Fatih'in elini kırmaktı. Çünkü o eller dokunmuştu Melek'e. O eliyle acı vermişti onun kalbine. Fatih ile Demir'i ayıran babasının en kıdemli adamıydı. Avukat Mete onları zor bir şekilde ayırdı.

''Siz ne yapıyorsunuz?'' diye haykırsa da Fatih hiç kimseyi umursamadı. Çünkü bu seferki hedefi Melek'ti. Genç kadını bileğinden bir kez daha yakalayıp dışarı sürükledi. Demir peşlerinden gidecekken Murat ve Mete onu güçlükle durdurdu.

''Ya sabır lan! Melek! Yanıma geleceksin hemen!''

Melek Demir'in sesini duyduğunda endişe ile ''Fatih bırak beni!'' diyebildi. Fatih villanın dışına çıktıklarında öfkeyle döndü Melek'e.

''Sen bu adamın yanında ne geziyorsun? ''

''Mecburum Fatih!''

''Neye mecbursun be kadın! Görmüyor musun? Bu adam seni kullanıyor! O kötü biri! Sana zarar verecek!''

''O kötü biri değil Fatih! Tam tersine o benim tanıdığım en iyi adam! O babamı kurtarmam için bana borç verdi. Yüzüğünü sattığım halde beni polise vermedi. O iyi bir insan!''

''Ne? Sen ne saçmalıyorsun Melek! O adam sana zarar verecek! Seni bana karşı kullanıyor!''

''Fatih, benim ona çok borcum var. Ödemem gerek anlamıyor musun? O yüzden uzak dur artık! Bu işe bulaşma.''

''Ben öderim. Tamam mı? Yeter ki ondan uzak dur!''

''Hayır! Bu mesele benim meselem! Sen karışma! Unuttun mu? Biz ayrıldık!''

Fatih kalbine hançer yemiş gibiydi. Oysaki bu kadını bırakan oydu. Beni bir daha arama dememiş miydi? Demişti. Gurunu hiçe saydığı kadın ilk defa ona ''Biz ayrıldık!'' dememişti ki. Fatih acıyla kıvranan kalbine yenildi. Öfkeyle ardını döndü Melek'e. Tüm günahlarına, yenisi katmaya gitti.

Melek yorgun adımlarını Demir'in yanına yöneltti. Genç adamın çalışma odasına geldiğinde Demir içki barındaydı. Birkaç kadeh içerken ona doğru gelen Melek'e heyecanla baktı.

''Şey ben...''

''Gitti mi o şerefsiz?''

''Lütfen onun hakkında böyle konuşmayın. O çok iyi bir insan. Beni hastaneye götürüp, hastane paramı ödeyip, üstüne ben mahcup olmayayım diye bana görünmeden giden biri.''

SIR (ACI AŞK...)Onde histórias criam vida. Descubra agora