12.Bölüm

4.2K 217 22
                                    

Uyandığımda salonda annem, babam ve Damla abla vardı.
Damla ablanın tatlı sesiyle irkildim:

-Selam uykucu.
-Selam Damla abla. Nur abla ve çocuklar uyuyor mu? Babam araya girerek:
-Evet kızım onları uyandırmadık ama birazdan mecburen uyanacaklar.

Durumla ilgili biraz sohbet ettikten sonra grubumuzun geri kalan üyeleri de uyandı.Babam:

-Herkes uyandığına göre tamamsak yola çıkalım.

Herkesin eksiklerini tamamlayıp onay vermesiyle yola çıktık. Kısa bir süre yol aldıktan sonra bir sitenin önünde durduk. Şoför koltuğunda oturan babama bakarak:

-Burası büyük görünüyor. Dedim, babam kafasını sallayarak onay verdikten sonra:
-Ben gidip bir bakayım siz burada kalın.

Babam hızla arabadan indi. Aradan bir saat geçmiş olmasına rağmen ortalarda yoktu.
Az sonra rahat bir şekilde bize yani arabaya doğru yaklaştığını gördük.

-O kadar büyük değil ve sadece iki tane öldürdüm. Dedi
-O zaman giriyoruz? Soru nidasıyla sorduğum için babam cevap vermekte gecikmedi.
-Evet. Çantaları almayın ilk bir daireye yerleşelim.
-Kaç kat?
-Altı kat. Her katta üç daire var. İki blok.
-Biz hangisine gidiyoruz?
-B blok altıncı kat on sekizinci daire.

Hep beraber arabadan indik ve  B bloğa doğru yola çıktık. Kapının önüne geldiğimizde babam:

-İşte burası. Dikkatli olun.

Yavaş yavaş merdivenleri tırmandık. Dördüncü kata geldiğimizde on birinci daireden garip sesler geliyordu. Babam bizi rahatlatmak istercesine:

-Sessiz olun ve korkmayın bu dairelerdekileri temizleyeceğiz.

Sessizce kalacağımız kata çıktık. Dairenin önünde durduk. Annem:

-Anıl kapıyı kırarsan ses çıkar ve hepsi başımıza üşüşür. Ne yapacağız?

Babam da anneme hak vermiş ve sessizce düşünmeye başlamıştı. Tam o sırada kapı açıldı. İçeriden bir tüfekle otuzlu yaşlarda bir adam çıktı. Orta kilolu ama oldukça uzun bir adamdı. Bir süre bizi süzdükten sonra:

-İçeri geçin.

Hepimiz sessiz ve tedirgin bir şekilde içeri geçtik, adam kendimizi tanıtmamızı istediğinde, herkes ismini söyledi.

-Bende Volkan. Ne için buradasınız?

Babam hızla planı anlattı. Adamda bizim planımıza uydu fakat onun dairesinde kalamayacağımızı söyledi. Nur abla:

-Ne yapacağız peki?
-Karşı daireye geçebilirsiniz. Orda oturanlar haberlerden sonra Antalya'ya gitmeye karar verdi. Tanıdıkları varmış. Geri dönmeyiz dediler. Anahtarı da bana bıraktılar.

  Bizimkiler sorun olmayacağını anlayınca itiraz etmedi, hep beraber teşekkür ederek karşı daireye geçtik.
Herkes içeri geçince babam kapının eşiğinden:

-Kızlar sakın dışarıya çıkmayın ben arabadan eşyaları alıp geliyorum.

  Babam indikten sonra annemlerde yiyecek bir şeyler hazırlamaya koyuldular.
  Beş dakika sonra babam geldi. Yorgunluktan telaşlı sesiyle:

-Ben diğer daireleri kontrole gidiyorum. Dedi, annem ona dönüp:
-Canım bir şeyler ye de öyle git.

  Babam aç olduğunu yeni hissetmiş gibi itiraz etmeden Volkan abiyi de alıp yemeyin başına oturdu. Hızla yemeklerini yemeye başladılar. Yemekleri bittikten sonra daireleri kontrol için evden çıktılar. Bende onlara katılmak istediğimi söyledim. Annemin bir kaç itirazına rağmen ikna etmem zor olmadı.

-Asya az daire arayacağız biraz sonra karanlık çökecek bizim buradaki tek kalan daireyi ve sadece beşinci katı.
-Tamam baba.

  Hemen yan daireye geçtik.

-Volkan bu daireden bir haberin var mı?
-Hayır abi. Ama zombi yoktur. Olsa ses gelirdi yan daire sonuçta.

  Babam kulağını kapıya dayayarak içeriyi dinledi.

-Ses yok.
-Abi o zaman kilidi kıralım. Babam Volkan abinin elindeki silahı göstererek
-Sıkta girelim öyleyse. Şaşkınlık içersinde araya girdim:
-Ses çıkarmamamız gerekiyor.
-Şu an başka seçeneğimiz yok maalesef.
-Aslında var abi. Bildiğim kadarıyla yöneticinin dolabında her dairenin yedek anahtarı var. Ama o dolapta kilitli. Belki dolabı kırabilirim. Babam biraz düşündükten sonra:
-Böylesi daha mantıklı ve güvenli olur. Öyleyse anahtarları al gel Volkan. Biz seni bekliyoruz.

Bir kaç dakika sonra merdiven başında Volkan abiyi gördüm. Elinde anahtarları sallarken oldukça mutlu bir şekilde:

-Hallettim abi.
-Helal sana. Hadi bakalım. Deneye deneye bulacağız artık.
 
Yaklaşık on dakikalık uğraştan sonra içeri girdik. Her yeri kontrol etmeye başladık. Az sonra babam:

-Silah falan yok.
-Aynen abi. Bende bulamadım. Hadi o zaman vakit kaybetmeyelim. Aşağı kata inelim.

  Hemen aşağı kattaki bir daireye girdik. Orada da işimize yarar bir şey yoktu. O katta kalan diğer iki daireyi de kontrol edip kendi dairemize çıktık.

-Bugün az oldu Volkan. Yarın kahvaltıya gel. Sonra tekrar diğer daireleri kontrole inelim. Yarın bu blok bitsin. Sonra yan bloğa çıkarız.
-Tamam abi.

Birbirimize iyi geceler dileyerek ayrıldık.
Eve geldiğimizde annemler konuşuyorlardı. Annem geldiğimizi fark edip bize dönerek:

-Nasıldı neler yaptınız.
-Ne yapalım işte, aynı şeyler. O şeyler bizi bu sefer çok uğraştırmadı. Damla abla merakla:
-Kaç daire gezdiniz?
-Dört. Biri bu kattan diğer üçü de beşinci. Yarın bu bloğu komple bitireceğiz. Ertesi günde yan bloğu. Sonra da Enes ve tüm yakınlarımızı bulmaya gideceğiz. Daha sonra herkesi ayrı ayrı dairelere yerleştireceğiz.

  Herkes yatmak için ayaklandı. Son kez dışarı baktım. Ne lanet bir gündü. Daha dün bu yolları okula gitmek için kullanıyordum. Şimdi ise orada bir sürü ölü insanlar...

VİRÜSWhere stories live. Discover now