43.Bölüm

2K 160 4
                                    

  Merdiveni tırmandığımda arkama dönüp bakmıştım. Merdiveni yeni tırmanmakta olanlar hızla ilerliyorlardı.
Cama geldiğimde beni biraz ilerde bekleyen grubuma bakıp elimle "tamamdır" işareti yapmıştım.
Yayımı sırtıma asıp ağaçtan kayarken onlarda camdan bana uzanmaya çalışıyorlardı.
Ağaçtan inince koşmalarını söyleyip onlara doğru hızla ilerlemeye başlamıştım.
Bir süre sonra onları yakalamıştım. Nefes nefese:

-Nereye gidiyoruz? Diye sordum. Volkan abi:
-Şurada bir yer gördük. Bir ışık kaynağı var. Oraya.

  İşaret ettiği yere hızla ilerledik.
Kapıya gelmiştik.
  Babam tek tek bize baktıktan sonra kapıyı tıklattı.
Ayak seslerinin ardından kapı açıldı.
Babam, dedem ve Volkan abi silahlarını bende yayımı orta yaşlarda bir adamın kafasına doğrultmuştuk. Adam telaşla:

-Sakin olun. Yaşayan gruptanım. Babam:
-İçeri gelebilir miyiz? Adam bizi süzerken:
-Normalde kimseyi almayız. Dedi. Bir kaç saniye sonra
Girin. Diyip etrafı kolaçan ettikten sonra kapıyı sessizce kapattı.

Hızla içeri geçmiştik. Gurur yapmanın sırası değildi. Çünkü büyük ihtimal biraz önce grubumuzun yeni elemanıyla konuşmuştuk. Adam sert bir sesle:

-Nereden geliyorsunuz? Diye sordu. Babam:
-Biraz su varsa alabilir miyiz?

Adam ağır hareketlerle masanın üstündeki bardağın içine sürahideki suyu doldurmaya başlamıştı. Gözleri hala üzerimizdeydi. Yine sert bir sesle:

-Anlatın. Dedi.

  Babam tüm olanları adama anlatmaya başladı. Hemde hiç atlamadan.
  Babam sözünü bitirince adam:

-Benim de kayıplarım var. Sessizlikten sonra Volkan abi:
-Bizi tanıdınız sıra sizde.

Adam utana sıkıla kendi hayatını anlatmaya başlamıştı.

-Benim adım Emin. Salgın günü izinliydim. Karım kanserdi. Yatakta yatıyordu. Psikolojik olarak da iyi değildi. Televizyon izliyordu. Öyle dalmıştı ki... Oğlumda dışarıda oyun oynuyordu. Daha sonra bir çığlık duydum. Camdan baktığımda Mert'in arkadaşlarını ısırmaya çalıştığını gördüm. Şakalaştıklarını düşünüyordum. Daha sonra Mert'in diğer çocuğun üstüne çıkıp büyük parçalar kopardığını gördüm. Şok geçiriyordum. Daha sonra bir silah sesi...ve...Mert yerde...Hızla dışarı çıkıp bunu yapan adama bağırıp çağırmaya başlamıştım ki karımda arkamdan gelmişti. Dönüşen çocuk karımın üstüne atlayıp onu yemeye başladı. Adam içeri girip kapıyı kilitlememi söyledi. Karıma ve oğluma son kez bakıp içeri girdim. Ağlayarak televizyonu açtım. Son dakika haberleri bir VİRÜS'den bahsediyordu... Öldürücü bir VİRÜS... Sonra bu eve tıkılı kaldım ve hiç çıkmadım. Adamın anlattıkları hepimizi etkilemişti. Adama gülümsemeye çalışarak:
-Bize katılmak ister misiniz? Güvenli bölgeye? Diye sordum. GÜVENLİ BÖLGE(!)
-Evet. Bu şu an çok iyi olur.
-O zaman yola çıkmalıyız.

VİRÜSWhere stories live. Discover now