*

Chanyeol gizlendiği köşede Baekhyun'un nasıl Min ile hasret giderdiğine bakıyordu. Baekhyun bir an bile küçüğü kucağından bırakmamıştı... Onu özlemle sarıyor ve sürekli öpüyordu.

-"Appa beni almaya geleceğini biliyordum....Söz vermiştin çünkü"

Chanyeol çocuğun dedikleri ile şok olmuştu. Baekhyun plan falan mı yapıyordu ki geri gelip onu alacağına söz vermişti.

+"Tatlım ben...."

="Baekhyun konuşmamız lazım"

Chanyeol birden içeri girdiğinde Baekhyun korkmuştu. Min'in kulağına birşeyler fısıldadı ve Chanyeol'un ardından çıktı.

Uzun olan onu mutfağa çektiğinde Baekhyun onun kolunu tutan eli çekti.

-"Ona dönemeyecegin halde söz mü verdin?"

Chanyeol şaşkınlıkla söyledi. Gerçekten bunu yapmış olmaması lazımdı.

+"Bak...o gelmek istemiyordu ve...ve ben demek zorundaydım"

Kısa olan çaresizce mırıldanırken Chanyeol onun parmakları ile oynayan çocuksu haline baktı. Ona gülümsemek istiyordu ama ona olan siniri Chanyeol'un sınırlarını geçiyordu...

Boğazının temizledi ve parmaklarını saçlarından geçirdi.
Baekhyun da o sırada Chanyeol'un garip davranışlarına bakıyordu. Uzun parmakları nasıl saçlarının arasında geziyor onu izliyordu...O....Chanyeol gerçekten de yakışıklıydı...Ne? Baekhyun kendini tokatlamadan önce iç sesine söz geçirdi. O yakışıklı falan değildi.

-"Yapmak zorundaydım Chanyeol.... Ben onun appasıyım"

Baekhyun dolan gözlerine lanet etti. Onun karşısında böyle görünmekten nefret ediyordu.

+"Ben de onun diğer babasıyım Baekhyun. Yıllardır oğlumu benden sakladın...Neler yaşadığımdan haberin var mı? Benim bir oğlum var bunu seneler sonra öğreniyorum"

-"B-ben...."

Baekhyun dolan gözleri kendini bırakırken Chanyeol de duygusal bir çöküntü haline girmişti. Onun çenesini tuttu ve yüzünü kendisine bakması için kaldırdı. Chanyeol onun yüzünü avuçlamak istiyordu. Pürüzsüz ve yumuşacık bir teni vardı. Min'in güzelliğini kimden aldığı belliydi.

Sessizlikle geçen birkaç dakika sonra Baekhyun onun gözlerine baktı. Duygulu gibi görünüyordu ve Baekhyun nefesini tuttu. Chanyeol yüzüne ulaşan bir gülümseme ile kısa olana yaklaşırken buram buram yüzüne vuran içki kokusunun nedenini merak etti. Chanyeol'un parmakları yavaş yavaş çenesinden boynuna kayarken parmak uçları siyah saçlara değiyor, Baekhyun neden hareketsiz kaldığını merak ediyordu. İçinde kopan fırtınalar vardı ama sanki tüm vücudu uyuşmuştu.

+"Min benim oğlum. Onun bana alışması lazım...Ona bunu söylememiz lazım"

Baekhyun küçük bir çocuk gibi itaat ederek başını salladı...Chanyeol gülümsedi ve dudaklarını küçük dudaklara bastırdı. Baekhyun'un tuttuğu nefes ciğerlerinde patlarken gözlerini sımsıkı kapatmış ve elini bilmeden Chanyeol'un yakasına koymuştu.....Chanyeol'e göre Baekhyun'un dudakları gece yarısı içtiği eskitilmiş şaraba göre daha lezzetliydi.

="Appa *hıck* b-bana yalan söyledin....Babam *hıck* o-olmadığını söyledin"

Baekhyun oğlunun hıçkırıkları ile kendine gelip Chanyeol'u itti. Arkasına döndüğünde ağlarken dudakları titreyen küçük oğluna baktı. Elinde en sevdiği oyuncağı vardı.

That NightWhere stories live. Discover now