⭐12.Bölüm

118 13 48
                                    

Bazı kişilerin getirdiği hislerle başa çıkamazsın..

-ÇARPINTILAR-

:Yaprak Sak:

"Tamam tamam,ben soruyorum."

Ağzımda olan bir kaç atıştırmalığa aldırmadan konuştum.Koray'ın uzun ısrarları üzerine Sarp'ın evine gelmiştik.Sonra da üzerimize rahat bir şeyler geçirerek oturma odasında toplanmıştık.Bir kaç abur cubur koyduğumuz masa ise tamamen dolmuştu.Şimdi ise Hazal'ın bize öğrettiği bir oyun oynuyorduk.'Şişe çevirmece',Hazal'ın dediğine göre eski Dünyadan kalma bir eğlence oyunuydu.Biz oynuyorduk ama Hazal bizden biraz uzağa oturmuş,bir kaç belge ve evrakları inceliyordu.Babasının kızı işte.Çevirdiğimiz şişe ben ve Ezra arasında durmuştu.Ezra bana saf saf bakarken,ona hain bir sırıtış yolladım,

"Doğruluk mu?Yoksa cesaret mi?"

Ezra bir süre düşündü ve gözlerini kıstı,

"Yalan yok,doğruluk."

Verdiği cevap ile derin düşüncelere daldım.Aklıma soru gelmiyordu.Sonra ise,bulduğum bir soru ile yüzüme büyük bir sırıtış yayıldı,

"En çok değer verdiğin şey ne?"

Ezra kısa bir sessizliğe büründü.Göz ucuyla bir kaç belge imzalayan Hazal'a baktığında,dişlerimin tamamını sergileyecek bir şekilde gülümsedim.Ezra bariz bir şekilde Hazal'dan etkileniyordu.Ama aşık mı,yoksa seviyor mu bilmiyorum.Tekrar bana döndü ve rahatlıkla cevap verdi,

"Motorum."

Aldığım cevap yüzümün solmasına yararken,Sarp içkisinden bir yudum daha aldı ve şişeyi çevirdi.Şişe bu sefer Koray ile Hande arasında durmuştu.Hande heyecanla yerinde dikilirken,Koray gayet rahat bir şekilde elinde ki içkiyi yudumluyordu,

"Doğruluk mu?Cesaret mi?"

"Cesaret."

Koray hiç düşünmeden ve beklemeden cevap verdiğinde kıkırdadım.Korkusuz kardeşim benim.Hande afallayıp,bir şeyler düşünmeye başladı.Sonra gözlerinin ışıldaması ile,kocaman bir sırıtış yolladı bize.Koray ona garip garip bakarken,Hande yanına gitti ve kulağına bir şey fısıldadı.Koray'ın gözleri kocaman olurken,aynı derecede de ağzı açılmıştı,

"Ne?"

Hande omuz silkti ve eski yerine geçti.Ben merakla olanları izlerken,Koray sıkıntıyla bardağı bıraktı ve merdivenlere yöneldi,

"Ona ne söyledin?"

Hande'ye yönelttiğim heyecan dolu soru karşısında,yaptığı tek şey sırıtmak oldu,

"Birazdan görürsün."

Merdivenlerden gelen ses ile bakışlarımız o yönü buldu.Gördüğüm görüntü karşısında ben şaşkınlıktan konuşamazken,Meltem ve Sarp yere yatarak gülmeye başlamıştı.Diğerleri de onlara katılırken Koray yanımıza ilerledi.Üzerine taktığı pembe sutyen,boynunda ki yeşil fular ve kırmızı kolye ile aşırı derecede komik görünüyordu.Elini rüküş bir kadınmışcasına saçlarına götürdü ve dudaklarını büzüp sesini inceltti,

"Hey bebek,mükemmel bir gün geçirmek istiyorsan,beni araman yeterli."

Arkasına bakmadan yukarı koşması ile büyük bir kahkaha saldım.Herkes gülüyordu,tabi Hazal hariç ama komikti cidden.Koray sinirle soluyup yanımıza tekrar geldiğinde,Hande'ye ölümcül bakışlar atıyordu.Kimse ile iletişim kurmadan şişeyi çevirdiğinde ben hala gülüyordum.Şişe,Ezra ile boşluk arasında durduğunda,hepimiz öbür ucunu takip edip Hazal'ı gördük.Her birimiz sıkıntıyla saçlarını karıştıran Hazal'a baktığında,o başka bir belgeyi eline alıyordu.Ürkütücü ve sert bakışları bizi bulduğunda,kafasını 'Ne var?' anlamında salladı.Şişeyi işaret ettiğim zaman sıkıntıyla iç çekerken,arkasına yaslandı ve Ezra'ya bakmaya başladı,

KARANLIKOù les histoires vivent. Découvrez maintenant