⭐7.Bölüm

121 14 29
                                    

Gözlerimden akan şey gözyaşı mı,yoksa ruhumdan geriye kalanların kaçış şekli mi?

Bölüm bu sefer Hazal'ın ağzından,iyi okumalar Darbeciler!

-DOKUNULMAZ PART 2-

:Hazal Aclan:

"Şimdi dokunulmazlık kimde?"

Sarf ettiğim sözler karşısında,Agnus'un gözlerinde ki saf tedirginliği görebiliyordum.Babam,babam ise hiç bir şey yapmıyordu.Suratına öyle bir maske indirmişti ki,hiçbir duygusu anlaşılamıyordu.Babamın o canlı mavileri,şimdi ilk defa donuk ve tepkisiz bakıyordu etrafa.Halktan dışarıya süzülen heyecan ve korku,rüzgara karışıp bir senfoni oluşturuyordu.

Baş kurucular ise panik halindeydi.Kerim'e gelecek olursak,bakışlarında bulunan hiddetli gururu görmek zor değildi.Şuan,bana bu şekilde bakması gereken babamdı,o değil.Yanımda bulunan kahraman çocuk -adını hala bilmiyordum- yavaşça başını bana döndürdü.Otomatikman bakışlarım onu bulunca,dudaklarını kıpırdattı.Dudak okumayı bildiğim için kelimeleri rahatça seçe bilmiştim,

"Ağaçların arasına bir sürü okçu yerleşti,ne yapacaksın?"

Söyledikleri karşısında sadece gülümsedim.Kendi türümü,benden iyi kimse bilemezdi.Ağaçlık alana doğru döndüm ve sakince bağırdım,

"Eminim bir çoğunuzun ailesi ve yahut sevdiği vardır.Onların geride yalnız kalmasını istemem.Anlarsınız ya?"

Sözüm üzerine bir kaç dakikadan sonra,bir kaç okçu ağaçlardan inmeye başlamıştı.Bulunduğum platformun kısa merdivenine iliştim ve sakince inmeye başladım.İlk önce Meltem'in kolunu tuttum ve sakince geriye itekledim.Kaşları çatılınca,bana güvenmesini söyler gibi gülümsedim.Ardından Yaprağın kırbacını kavradığı eline hafifçe,iki kere işaret parmağımı vurdum.O da elini indirince Sarp'a yöneldim.Kulağına eğilip fısıldadım,

"Silahı bırak Sarp."

Sarp hiçbir itiraz da bulunmadan silahı indirdi ve bir kaç adım geriledi.Koray'ın ardında bulunan gardiyanın omzuna sakince vurdum ve geriye çekilmesini işaret ettim.Bir kaç adım gerilediğinde Koray'ın yanına vardım.Ellerimi,koltuk altlarından geçirerek ona sarıldım ve çenemi omzuna yasladım.Koray'ın sinir problemleri vardı ve onu sakinleştirmek çok zordu.Küçüklüğümden beri şefkat göstererek onu zapt ediyordum.Bir elim sakince saçlarına gitti ve biraz okşadı.Herkesin duyabileceği bir şekilde konuşmaya başladım,

"Bırak o bıçağı Koray."

Koray başını hırsla iki yana salladı.Bu sefer ses tonumu biraz katılaştırdım,

"O bıçağı,hemen bana ver."

Geriye çekilip elimi ona doğru uzattım.Önce elime sonra Agnus'a baktı.Biraz da olsa sakinlediğini biliyordum.Bu hep işe yarıyordu çünkü.Agnus'u iterek kendinden uzaklaştırdı ve bıçağı döndürerek elime koydu.Agnus,saniyeler içinde yerde duran bir silahı aldı ve Koray'a doğru dönerek üç el ateşledi.Elimi hızla havaya kaldırdığım zaman,kurşunlar yavaşladı ve hava da asılı kaldı.Gözlerim tüm kini ile Agnus'un gözleriyle buluşuyordu.Herkes baş kurucuların iyi olduklarını söylerlerdi.Ama bu adama bakınca,söylenen hiçbir şeyin doğr olduğunu düşünmüyordum,

"Sabrımın en ücra köşelerine kadar indin Agnus Sullivan!Gökdelenine çekilip,izlediğin görüntüler de ki kız değilim ben.Orada gördün kadar değilim.Saygımı bir köşeye fırlatıp,seni bile öldürebilirim!"

Agnus ilk defa gülmeye başladı.Attığı kısık kahkahalar,zamanla daha da çok büyüdü,

"Hayır,yapamazsın.Bana ihtiyacın var."

KARANLIKWhere stories live. Discover now