6 + Shadows

3.1K 256 58
                                    

Giysilerimin olduğu valizi bir kenara atıp bodrumda duran eski yatağa kendimi attım.Gözlerimi ovuşturup tavana bakmaya başladım. Çalışmasada kalorifer borularıyla sarmalanmış duvar ve duvara yaslanmış katlanabilir bir pinpon masası duruyordu. Ne kadar çok uykum olursa olsun yarım saatir uykuya dalamıyordum. Çünkü biri ne zaman yukarıda sifonu çekse bütün bodrum sarsılıyordu. Biri aniden ışığı açınca gözlerimi kıstım. Luke beni yatağın ortasında deniz yıldızı gibi açılmış bulunca açılıp kapanan yatağın ona kaldığını anladı. Sonra hızlıca tişörtünü çıkardı. Gözlerim gereğinden fazla vücudunda oyalandı. İtiraf etmeliyim güzel manzaraydı. Tüm o koşuşturmacalı hayatının içinde bir de vucüt mu çalışıyordu? Arkası dönük olduğu için tişörtünü giyerken gerilen sırtına uzun uzun baktım. Kuzenime yan gözle bakmıyordum sadece bakıyordum.

Bodrum ıvır zıvırla o kadar doluydu ki açlıp kapanan yatak için çok kısıtlı bir alan vardı. Luke her denemesinde yatağı yarıya kadar açmayı başarıyor sonrasında yatak bodrumun ortasında duran evin kolonlarından birine çarpıp kapanıyordu. Luke beşinci denemeden sonra küfrederek yatağa tekme attı.

"Yavaş ol uyumaya çalışıyorum." Kürek kemiklerime kadar başımı kaldırmış uyuşukça konuşmuştum.

"Yana kay."dedi Luke.

Yana kaymak yerine yana dönüp tekrar yayılmaya devam ettim. Yüzünü göremiyordum ama bana kaşlarını çattığına emindim "Yerde falan yat Luke."

Bu sefer hiçbir şey söylemedi sonra yatağın ağırlığı ile biraz çöktüğü hissettim, göründüğü gibi çıkan güçlü kollarıyla rakibini alanından çıkarmaya çalışan kızgın bir sumo güreşçisi gibi beni sol tarafa itti. Neredeyse düşecektim.

"Rahatını bozduğum için üzgünüm Agnes."

Cevap vermedim ve uyumak için gözlerimi kapattım ama Luke'un kıpırtıları buna engel oluyordu. Buna rağmen büyük bir azimle bir kaya parçası gibi yerimden hiç kıpırdamadım. Bir süre sonra Luke elimi ellerinin arasına alıp parmaklarımla oynamaya başladı. Bu da yetmemiş olsa gerek kolumu kaldırıp indiriyordu.

"Uyuyamıyorum."dedi Luke masum bir şekilde.

"Böyle hareket edip durursan uyuyamazsın zaten. Kuzuları say."

"Yada" dedi Luke karanlık olsa da yüzünde muzip bir gülümseme olduğuna emindim "Sifon seslerini sayalım?"

"Şimdiye kadar üç oldu." dedim ona dönerek.

"Bahse girerim üçüde Jack'dir."

Tek kolumu altıma alıp dikleştim ve "Sonuncunun büyük annem olduğunu düşünüyorum."dedim.

"Tamam yukarı çıkıp nöbet tutalım böylece kimin tahmini doğru anlarız."

"Hayır, saçmalama ve uyu." dediğimde hayal kırıklığı ile bana baktığını fark ettim. Umursamadım ve sırtımı döndüm.

"Sen eskiden böyle değildin Agnes."

"Böyleydim."

Tamam belki şu an Luke'a büyüklük taslıyor olabilirdim ama tamamen içimden geldiği içindi yani ben hep böyleydim.

Yatak sallandı ve beni tepeden izlemeye başladığını hissettim. Ne yapacağını anlamamıştım. Sonra soğuk dudakları ve metal halkası yanağıma değince irkildim. Küçük bir öpücük bırakmıştı. Şu öpme saçmalığı neydi eski günleri falan mı anıyorduk?

"Hayır, Luke." dedim tekrar kesin bir dille. Saçma bir meydan okuma için rahat yerimden kalkmayacaktım.

Bir süre daha bekledi ve bu sefer yavaşça boynuma yöneldi. Titrememek için kendimi sıktım bu oldukça rahatsız edici bir pozisyondu. Kuzenime inlemek falan istemiyordum. Dudakları bür süre hareketsizce boynumda kaldı sonra dudaklarını çekmeden konuştu "Lütfen Agnes."

"Hayır"dediğimde sesim kısık bir mırıltı gibi çıktığından içimden küfrettim.

Flashback

Hava çoktan kararmıştı. Cırcır böceklerinin sesinin duyulduğu bir yaz akşamıydı. Luke çadırda rahatsızca kıpırdanırken ona "Teşekkür ederim."dedim. Ne için teşekkür ettiğimi biliyordu. Oyunu kaybetmiştim ve Michael buna karşılık çadırda bir gece kalmamı istemişti. Ama Luke tek başıma korkacağımı bildiği için bu sıkışık ve dar yerde benimle kalmıştı. Liz teyzeye durumu açıkladığımızda Michael gittikten sonra bunu yapmak zorunda olmadığımızı söylemişti ama söz sözdür çatırda kalmak zorundaydım ve kendimi kanıtlamam gerekiyordu. 10 yaşında küçük bir sevgi kelebeği gibi olduğum için Luke'un yanağına kocaman sulu bir öpücük bıraktım. Gerçekten o kadar kocamandı ki ses çıkarmıştı.Ozamanlar kelimeler benim için yeterli olmuyordu. Sevgimi bu şekilde gösterdiğimde inandırıcı olduğunu düşünüyordum. Ve Luke'unda bana inandığını biliyordum. Onu sık sık öper veya boğacak kadar sıkı sarılırdım. Belli belirsiz gülümsediğini hissettim ama sonra ciddi bir sesle "Şunu yapmandan nefret ediyorum."dedi. Aslında etmiyordu sadece 13 yaşında isyankar bir genç olmaya çalışıyordu. Luke hiç sahip olmadığım abimmiş gibi bana göz kulak olur hem de tarihte edindiğim ilk arkadaşım olarak bana suç ortaklığı yapardı. Ondan hiçbir şey saklamazdım çünkü ona tapıyordum bir nevi idolüm sayılırdı. Anlaşılan o da beni seviyor olmalıydı ki arkadaşlarıyla takılırken peşinden 10 yaşında bir veletin de gelmesine kızmıyordu. O zamanlar saf bir kız çocuğuydum Michael'ın bana her dediğine ağlıyordum Luke'da bunun için her seferinde Michael'ı azarlıyordu. Ama bir şekilde bu çocuklara ayak uydurmayıda öğreniyordum. Luke öne eğilip el lambasını kapatacağı sırada karşı çıktım "Kapatmasan olur mu?" Luke "Ben ışık açıkken uyuyamam."dediğinde bu sefer ona karşı çıkmadım. Sürekli şikayet edip şımarıklık yapmak istememiştim. Üstelik Luke rahatını bozup benimle şu an burada kalıyordu biraz da onun istedikleri olabilirdi. Ama ne yalan söyleyeyim karanlıkta ağaçların gölgelerine bakarken huzursuz olmuştum "Luke sana sarılabilir miyim?" biraz utana sıkıla sormuştum. Bu gün benimle uğraşmaktan sıkıldığı için hayır derse ne yapacağımı bilmiyorudm. Omzunun üzerinden bana dönerek "Karanlıktan mı korkuyorsun? dedi. "Şey aslında ağaç dallarının gölgelerinden..." Bahçe aydınlatmaları yüzünden ağaç dallarının gölgeleri çadıra yansıyordu. Hem uykum yoktu hemde aklımdan kötü senaryolar çıkmıyordu biraz aptalcaydı ama elimden bir şey gelmiyordu.Luke hemen oturur pozisyona geçti ve lambayı açtı. Işıkta parlayan mavi gözlerini izledim. Gözlerini seviyordum. Ellerini birleştirip karşıya tuttu. Gölgesi bir kuş gibi görünüyordu. "Gölgelerden korkacak bir şey yok gördün mü? Hadi sende dene." dedi. Yaptığı gölge şovuna büyülenmiş gibi bakıyordum sonra bende bir lama yaptım ama o bunun bir köpek olduğu konusunda ısrar etti. Luke o gün her şeyden öte benim kahramanım olmuştu. Ama beni korkularımdan kurtaran kişinin aynı zamanda bana yeni korkular kazandıracağını bilemezdim.

"Sana sarılabilir miyim?" diye toparlamak istedim ama sanırım bu daha rezil bir soru olmuştu. Umarım neredeyse inlediğim kısmı hafızasından silmiştir. "Bu sıcakta yapış yapış terlemek için mi? peki bana uyar." dediğinde ve beni rahatlatmaya çalışır gibi güldüğünde derin ve gergin bir nefes bıraktım. Ve uzun kolları beni kendine çekti.

----------------------------

Sanırım bu bölümde artık herşey bir açıklığa kavuşmuştur ha?

Aslında bölüm söz verdiğim gibi daha erken gelmeliydi ama internetle ilgili sorunlar oldu ve bende madem öyle ozaman bölümü uzatıp bunu telafi edeyim dedim.

Bir yorum yapında gözüm gönlüm açılsın hadi sizi seviyorum.

7 + hemmingsМесто, где живут истории. Откройте их для себя