18 + Foolish

4.4K 294 333
                                    

Smutla bitirip smut ile başlamak tam da bana göre bir hareket...

------------------

Sütyen kopçası hızla açılınca Luke'un elleri çıplak sırtımda gezinmeye başladı. Öpüşmemiz derin ve tutkulu bir hal almıştı. Kollarımı iyice ona doladığımda beni tam bel kıvrımımın olduğu yerden tutarak kendine bastırdı. Diğer eli dol göğsümü okşuyordu, ağzımdan bir inleme kaçtı. Ağırlığımı taşıyarak uzanmamı sağladığında eli fermuarıma indi. 

Her şey güzeldi, ne yaptığımızı bilecek yaştaydık , ağaç ev sevişmek için harika bir yerdi üstelik kan bağımız şu an zerre umrumda değildi ama tüm bu nedenler içimdeki kuşkuları yok edemezdi. Zararın neresinden dönülürse kârdır diyerek onu omuzlarından yavaşça iterek kendimden uzaklaştırdım. Luke kuzenimdi doğal olarak bir geçmişimiz ve geleceğimiz vardı. Birbirimizin yüzünü her gördüğümüzde utanmamalıydık, en son isteyeceğim şey bu olurdu.

Luke yanakları kıpkırmızı ve gözlerindeki şaşkınlığı gizleyemeden bana baktı. Eminim bir ön sevişme sırasında hiç reddedilmemişti bu yüzden kendi irademe hayranım. Öksürdüm, hızlı hareketlerle sütyenimi geri giydim ve dizlerim üstünde emekleyerek uzak bir noktaya atılmış olan tişörtüme uzandıp üzerime geçirdim.

"Şiva'ya dönsek iyi olur." dedi Luke en sonunda.

Yüzüne bakmadan "Evet merak etmişlerdir." diye mırıldandım.

Bunu ileride aramızda bir utanç olmaması için yarıda kesmiştim ama şimdi utançtan ölüyordum. Zamanla geçer miydi? Şimdiden yarıda kesmeseydim güzel mi biterdi diye düşünmeye başlamıştım. Hareketlerim, davranışlarım ve söylediklerim çelişki ve kararsızlıklarla doluydu. Bunun en temel nedeni artık duygularımın tanımsız olmasıydı. Hormonlarım ve kalbim Luke'dan yanaydı ama mantığım "Kendine gel." diyordu ve bunun aşk olmadığı hakkında bahaneler sıralıyordu. Luke'a her zaman hayrandım, bana karşı korumacı davrandığı oluyordu, fazla çapkın olmasını saymazsak iyi biriydi, görüntüsü kusursuz denecek kadar güzeldi yani herhangi başka bir kız gibi benim de ondan etkilenmem normaldi.

Luke, koşarken gözüme kısa gibi görünen yolu arabayla gelmişti. Bu sefer araba dikiz aynasından sarkan minik altın madalyon haricinde bana hüzünlü gelecek kadar boş ve tertemizdi. Ya da belki boş olan her şey sinirlerime dokunuyor bu günlerde. Tam şu an onunla iki yabancıymışız gibi hissettiğim ilk andı. Yağmur dinmişti. Merkez Cadde'ye girip Spor marketinin boş otoparkından usulca geçtik. Olanlar kafamda farklı senaryolarla dönüp dururken Luke'un ne tepki vereceğinden endişelendiğim için ilk konuşan kişi ben olmayacaktım. Bana kızmasını istemiyordum, görmezden gelmesini de istemiyordum, hele "Oldu işte." diyerek işin içinden sıyrılmasını hiç istemiyorum. Tam olarak ne istediğimi de bilmezken Luke konuşmak için ağzını açtı "Biliyorsun bunu unutamayız." başını yoldan kısa bir süreliğine çevirip bana baktı. Yana doğru olan sarı saçları biraz kabarmış, an itibariyle de her zamanki Luke'dan hiçbir farkı yoktu. Tam olarak beklentime tercüman olduğu için rahatlayarak nefes verdim ve  "İşte ben de tam bunu diyecektim!" dedim. Bir kez daha bana baktı. Yüzünde tembel bir gülümseme oluştu "Yani dillerimiz falan deydi yahu unutmamız garip olurdu!" diye eklediğinde çok küçük bir kahkaha attım, o da benim gibi karşılık verdi. Sinirden mi yoksa olayın abesliğinden mi güldüğümü bilmiyordum ancak gülmeyi durduramadığım sürece bir önemi yoktu. "Göğüslerin çok diri Agnes." Gülmem şiddetlendi, omzuna vurdum "Kes şunu bu çok...utanç verici!" dedim. Ellerini bana doğru uzatır gibi yaptı ve senini değiştirerek "Sütyenini istiyorum." diye fısıldadı. Elini ittirdim gülmekten karnım karıncalanmaya başlamıştı ve gözüm yaşarmıştı. Gülmekten kekelerken "Senin de geniş omuzların beni azdırıyor." dedim. Başını bir an geriye atarak gülmüş olsa da bir anda yine sessizleştik, en son şakayı ben yapınca bunun olması haksızlıktı. Aslında şaka kıvamındaki itirafımın doğruluğunu bilmesi gerekmiyordu. "Geldik!" dedi Luke yavaş yavaş kendine gelirken. Araba durmuştu.

Daha iyi bir kelime veya seçenek yokluğundan yeniden evdeydik. Akşam alacası Knob's End'de yeni bir rutubetli yaz akşamına yol açmak için kararırken bir yerlerden mangal kokusu alıyordum. Beklediğim dramatik sahnenin aksine herkesin keyfi yerinde gibi görünüyordu. Luke bahçe kapısını açar açmaz "Agnes'ı buldum millet!" duyurusunu yaptığı için bakışlar yavaş yavaş bana döndü. Kimse yüzündeki mutlu ifadeyi bozmadığı için rahat ve şaşkındım. Yılbaşı erken mi gelmişti? Annem yanıma gelip bana sarıldığında "Neden nereye gittiğini bize söylemedin?" dedi. "Geçerli sebeplerim vardı." dedim sorguya çekildiğimi hissettiğimden biraz ruhsuzca bir cevap olmuştu. "Ne gibi sebepler?" dedi annem tek elini beline atarken. Omuz silktim "Çünkü canım istemedi." Sonra beni o kadar sıkı kendine bastırdı ki büyük göğüslerinden kafamı kaldıramadım, adeta kendi hakimiyetimi yitirmiştim "Ah tatlım neler hissettiğini biliyorum. Michael'ın böyle şeyler söyleyeceğini hiç düşünmezdim."

Tabi ya! birde Michael vardı. Ensest derdimden sonra Michael ile olanlar hafif bile kalıyordu. Annemin büyükbabamın kaybından dolayı olayları bu kadar hoşgörülü karşıladığını düşünüyordum. "Sorun değil anne gerçekten, ben sadece şivayı mahvettiğim için çok üzgünüm."

Annem saçımı okşarken "Babanla ben bir süredir lezbiyen olduğunu düşünmeye başlamıştık."dedi.

Göz devirdim "Şimdilik değilim." 

"Bak korunduysanız hiçbir sorun olmadığını belirtmek isterim sonuçta cinsel olgunl-"

Sözünü kestim "Tamam anne teşekkürler." 

Olayın uzun süre önce yaşandığını anlatma gereği duyup bir de bu konuyu uzun uzun tartışacak halim yoktu. "Sizinle bahçede takılmasam kabalık mı olur?"

"Utanmana gerek yok bir yabancıya değil de ailene rezil olduğun için kendini şanslı saymalısın."

"Yani rezil oldum."

"Olmadın, hepimiz bu kötü günü kutlamaya karar verdik."

"Rezilliğimi neden kutluyoruz?"

"Kutlamalar mutlu olmak içindir, başka türlü bu kötü enerjiyi dağıtamazdık. Büyükbaban da eminim bize hak verirdi."

Verandadaki basamaklarda oturmuş sağ kaşına buz tutan Michael ile göz göze gelince hayatın daha ne kadar absürtleşebileceğine tanık oldum. 


----------------------------

TABİ Kİ DE MICHAEL'I BÖYLE KÖTÜ BİR ŞEKİLDE HİKAYEDE SONLANDIRAMAZDIM!

YORUM VARSA YENİ BÖLÜM DE VAR :--)







7 + hemmingsWhere stories live. Discover now