12 + The Old Best Friends

3K 257 63
                                    

Bahçedeki masa hepimize yetecek kadar büyüktü ve tepemizdeki lambanın etrafında güveler uçuşuyordu. Havuzun içindeki aydınlatmalar ısıtılan suyla birleşince havuzun yüzeyini bir sis tabakası gibi kaplıyordu. Yer konusunda önceliği başkalarına tanıdım sonrada en rahat yer Michael'ın yani gibi göründüğünden oraya geçtim. Oturma planına göre sağımda Michael, solumda Isabel tam önümde Luke vardı. Delphine çaprazımdaydı, Dot , Calum ve Kelvin'de oldukça uzaktı. Özellikle Kelvin ve Calum neden gitmemişti bilmiyorum ama yüzlerini hiç bu kadar sık görmeye alışık olmadığımdan sıkılmaya başlamıştım. Sandalyemde arkama yaslanmadığımdan oturağımda oluşan boşluğa Michael boşta kalan elini koydu. Harika, artık arkama yaslama fikrini aklımdan tamamen çıkarabilirdim çünkü bunu denersem kıçım ve Michael'ın eli çok yakın bir temasa girecekti.

Delphine biraz düşünceli görünüyordu, Dot telefonuyla meşguldu, Luke'da Isabel'le garip garip bakışmadığı sıralarda çatık kaşlarla Michael'a ve onun elinin olduğu yere dikkat kesiliyordu. Hatta bir kaç kez Michael'ın elini çekmesi için ondan neredeyse masadaki her şeyi uzatmasını rica etti ama Michael bunları diğer eliyle yapmayı tercih etmişti ve en sonunda "Sen iyi misin?" diye Luke'a sormuştu. Kelvin bile gevezelik etmiyorken benim konuşmam oldukça anlamsızdı. Michael gayet dostcanlısı bir tonda "Sanırım yarında burada olacağım, ortamı sevdim." dedi bana doğru dönerek , karşılık olarak gülümsedim "Evet, bu iyi olur."

Luke sahte bir öksürükle dikkatleri üzerine çektikten sonra "Burada parti vermiyoruz Michael şiva yapıyoruz." dedi ve söylediğine Kelvin dışında kimse gülmedi. Luke'un derdi neydi bilmiyorum ama gerçekten çok şımarık davranmaya başlamıştı. Konuyu tatlıya bağlamak adına "Bence bir kişiden zarar gelmez kalabalık iyidir." dedim.

Flashback

Michael ve Luke hiçbir konuda zıt düşmemişlerdir bazen Michael'la kavga ettiğimde bile Luke'un taraf tutmadığı olurdu. Tıpkı Natasha olayında olduğu gibi zaman geçtikçe Luke'un tercihleri benden yana değil de arkadaşlarından yana olmuştu zaten Luke ve Natasha'nın çıkmasından da Michael sorumluydu. Belki arkadaşlarını tercih etmişti ama o güne kadar bana ihanet edeceğini düşünmezdim. Resmen beni eğlence malzemesi yapmışlardı.

Cadılar bayramından bir kaç hafta önceydi . Annemin sağduyuyla, mahremiyetle işi olmazdı. Belki mesleğinden dolayı böyleydi bilmiyorum. Çekmece ve cepleri karıştırır, çarşafları kontrol eder bazende mesajlarıma bakardı regl olduğumu bile benden önce anlamıştı. Günlüğümü öyle sık okurdu ki yazdıklarıma bile dikkat etmek zorunda kalırdım. Tabii annem bunları bildiğimi bilmiyordu. Hatta bir gün keşfetmesi için eğlence amaçlı uydurma şeyler yazdığımı Luke'a söylemiştim, keşke söylemeseydim çünkü Michael da bunu öğrenmiş oldu ve bir gün çantamdan günlüğümü alıp saçma sapan şeyler yazdıklarına tanık olmuştum, onlar da aynen şöyleydi : "Beden öğretmenim Bay Jorgenson kendisine Ed dememe hala izin vermiyor, şeyinde uçuk bulunduğu dedikodusunu Ed ve benle yatmasına sinirlenen eski sevgilisinin çıkardığını söyleyen Nick Stedman'la üçlü yapmamızdan sonra bile. Liz Coltrane, Isabel ve bana her yemekten sonra kusturan müthiş hapları verdiğinden beri parmağımı kullanmıyorum. Böylesi çok daha medeni olacak ve ayrıca artık tırnak uzatabileceğim. Hem zayıf hem manikürlü yaşasın! Bu arada ah Michael Clifford çok yakışıklı. Herneyse ensestin yanlış olduğunu biliyorum neden bu kadar tantana ediliyor öğrenmek için bir kere yapmayı denemiştim ama şimdi Jack sürekli yapmak istiyor, ürkütücü gelmeye başladı. Luke'la çok daha kolay olurdu keşke gay olmasaydı. Neyse akşam büyük bir soygun yapacağım silah bile buldum. " Bu bir sezonluk gençlik dizisi senaryosu hangisinin aklından çıkmıştı bilmiyorum ama o günden sonra günlüğümü imha ettim ve hiç yazmadım neyse ki annemin eline geçmemişti.

Yemek bittiğinde yukarı çıkıp indiğim kısa süreç içerisinde herkes kendi köşesine çekilmiş Michael, Calum ve Kelvin de gitmişti. Bahçede kimse yoktu bende havuzun başına oturup dizlerime kadar ayaklarımı suyun içine soktum. Ama tanıdık iki kişiye ait tartışma seslerine kulak kesildim bu Luke ve Isabel'di. Ne dediklerinden pek bir şey anlamadım ama yaklaştıkça dedikleri netlik kazanıyordu.

"Bak o benim arkadaşım ve yüzüne bakamıyorum artık!" dedi Isabel sessiz olmaya çalışırken sesi bir tıslama gibi çıkmıştı.

Luke'un nefes verişini duydum "Bu güne kadar bilmedi, önemsiz küçük bir ayrıntı tamam mı, şunu sürekli gündeme getirip durma."

"Söyleyelim gitsin o zaman." dedi Isabel.

"Neyi?" dediğimde ikisi de hayalet görmüş gibi bakışlarını benim olduğum tarafa çevirdi.

İşte başlıyoruz.





7 + hemmingsWhere stories live. Discover now