13 + First Kiss

3K 258 133
                                    

İkisi de aynı anda ağzını açtı sonrada bir şey demeden kapattılar. Isabel bakışlarını önce kolumdaki yaraya oradanda yüzüme çıkartıp yutkundu. Biri dik dik yarama bakınca dirseğimi saklama gereği duyuyordum. "Söyleyecek misiniz artık?"dedim.

"Anges bak...şey" Isabel birden durdu Luke'a baktı ve konuşmasına devam etti. "Şu kaza geçirdiğin gecede biz beraberdik, böyle olacağını gerçekten düşünemedik. Çok çok çok özür dilerim." dedi. Başta tereddüt etsede kendi vicdan azabını hafifletmek ister gibi bana sarıldı. Şaşkındım elbette yavaş yavaş durum beynimde açıklığa kavuştukça ortaya çıkan duygu öfke de olmuştu. Soğuk kanlı olmaya çalışıyordum yüz ifademi hiç bozmadan sakince "Bunu bana söylemeniz neden bu kadar uzun sürdü?" dedim.

"Gerçekten üzgünüm." diye tekrarladı kendini Isabel.

Bu sefer Luke'a baktım o ise "Oldu işte." demekle yetindi. Pislik.

"Ben gitsem iyi olacak." dedi Isabel ve bahçenin gıcırdayan kapısını iterek gözden kayboldu.

Luke'a gerçekten kızgındım ya da kırgın. Isabel açısından olaya bakınca belki çokta yanlış bir eylem değildi ama Luke açısından bakınca bu işin kabul edilebilir bir yanı yoktu. Ama bu saatten sonra birini suçlamak gereksizdi. Zaten bağırıp çağırmaya gerek yoktu, pasif bir öfkeyle Luke'un yüzüne bile bakmadan içeri girdiğimde o da arkamdan geliyordu.

"Hiç bir şey söylemeyecek misin?" dedi.

Omuz silktim ve alayla "Ne söyleyebilirim ki ? olmuş işte." dedim.

"Hep kaçacak mısın?" dedi Luke bu sefer öfkeyle.

"Kaçtığım falan yok."

"Evet, kaçıyorsun."

"Pekala ne düşündüğümü mü merak ediyorsun? Senin beynine göre değilde penisine göre karar veren ve olgunluk hakkında bir şey bilmeyen embesilin teki olduğunu düşünüyorum."

Bir gülüş ne kadar öfkeli olabilirse Luke'un gülüşü de öyleydi "Durma dök içindekileri, başka var mı?" dedi.

Aslında başka yoktu sinirden aynı konuya takılmıştım "Senden bu kadarını beklemezdim. Kim sana en yakın arkadaşımla yatma hakkını veriyor!"

Luke bu sefer beni sinir eden bilmiş bir yüz ifadesi takındı "Bilmem, Isabel vermiş olmasın?"

Ellerimi sıktım beni sinir ediyordu kavga etmeye alışık biri değildim neredeyse ağlayacak olduğum için kendime lanet okudum.

"Ah, işte ağlayan Agnes geri döndü!"

"Senden nefret ediyorum."

"Etmiyorsun." bu kadar kendine güvenerek cevaplaması da canımı sıktı.

"Ediyorum."

"Hayır, etmiyorsun." dedi bir kez daha.

"Ediyorum ve konu kapanmıştır."

"Ben demeden konu kapanamaz işte asıl şimdi kapandı!"

"Hayır, şimdi kapandı!" dedim sinirle.

"O zaman konuyu geri açıyorum ve şimdi kapatıyorum!" dedi Luke.

"Bağırıp durmayın konu kapanmıştır." dedi mutfaktan elinde bir bardakla çıkan Dot.

"Üzgünüm." diye mırıldandım. Kavga ederken hiç bir şeyin farkına varmıyordum. Bodruma inip kapıyı arkamdan sertçe kapattım. Giysilerimi değiştirip kendimi yatağa bıraktım, uyumaya çalışmak en iyi çözümdü.

Flashback

Söylediğim gibi Michael'ın benimle hep bir alıp veremediği vardı. Neden böyleydi bilmiyorum sanırım bu hep bir gizem olarak kalacak.Tarihi hatırlamıyorum belki sonbahardı Luke'un bahçesindeydik. Michael 7 yaşındaki bir kızı söylenecek en kırıcı şeyi bana söylemişti "Çirkinsin." Eğer bunu şimdi biri bana söyleseydi muhtemelen "Tamam teşekkürler." derdim ama 7 yaşındaki bir kızın kırıcı kelimelere bağışıklığı olmazdı. Galiba ben hiçbir zaman öfkelenince kırıp döken yada öcünü alan tiplerde olmadım bu o zamanlarda belli bir şeymiş. Tepkimi ağaç eve saklanıp sessizce ağlayarak göstermiştim ve Michael gidene kadar da oradan çıkmayacaktım. Luke beni bulduğunda "Her yerde seni arıyordum neden yanımıza gelmedin?" diye sormuştu. İnanması zor ama Luke bir zamanlar saf bir çocuktu. Omuz silkip "Michael gidene kadar buradan çıkmayacağım." dedim hıçkırıklarımın arasından. Göz yaşlarımı silmeye üşendiğimden görüşüm bulanıklaşmıştı. Luke "Seni üzmesine izin vermemelisin Michael hep böyledir."dedi. Ağlamaya devam ettim ve o da gözyaşlarımı silmeye. "Luke?" dedim "Sence ben çirkin miyim?" Karşıma bağdaş kurup oturdu "Hayır" dedi şaşkınca ama bu ağlamamı durdurmaya yetmedi sonra "Sen gördüğüm en güzel kızsın." diye ekledi. "Michael öyle düşünmüyor ama. Ben ona ne yaptım ki?" Küçük Agnes gerçekten salaktı. Luke bir süre cevap bulamadı ikimizde ağaç evin rahatsız zemininde oturuyorduk sonra "Seni güldürecek bir şey biliyorum."dedi. Yüzümü kaldırıp cevap vermesi için umutla ona baktım "Yani filmlerde böyle oluyor işte." diye bir açıklamada bulundu, meraklanmıştım. Sonra bana doğru uzanıp dudağıma küçük bir buse kondurdu ama bunu yaparken burunlarımız çarptı ikimizde gülmeye başladık. Luke bu anıyı hatırlar mıydı bilmiyorum ama benim hafızamda kalıcı olarak yer edinmişti. Ağlamamam için bir zamanlar elinden geleni yapan Luke'un şimdi ağladığımda beni kınıyor olması ilginçti. Belki de Jack "Herkes neyse odur." derken yanılıyordu.

Bodrumun kapısı yavaşça açıldığında bir nevi gözüm açık uyuyordum. Luke kafasını içeriye doğru uzattı ve uzlaşmacı bir ses tonunda "Az önce kavga ettiğimizi biliyorum ama sonuçta hala aynı yatakta uyuyoruz."dedi. Onu umursamadım ve diğer tarafa döndüm. Malesef onu kovamazdım. Luke boşta kalan tarafa yattı "Özür dilerim."

--------------------------------

Aslında bölüm daha uzun olacaktı ama gerisi başka zamana kısmet artık.

Bu galiba en kötü bölüm.



7 + hemmingsTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang