"Burada kimler varmış." Dedi ve iğrenç bir kahkaha attı adam.

Arkasına baktığımda onun gibi üç adamın daha olduğunu fark ettim.

Emire dönüp dehşetle "Kaç!" diye soluduğumda çoktan koşmaya başlamıştım ki birisi beni bacaklarımdan tutup kaldırdı ve omzundan sallandırmaya başladı.

Ben çoktan tepinmeye başlamışken Emir'in "Doğa!" diye bağırdığını duydum.

Sonra kulağıma keskin bir fren sesi geldi.

Yanımızda duran arabaya sert bir şekilde bindirildiğimde hızla yan koltuğa kayarak diğer kapıdan çıkmaya çalıştım fakat kapı açılıp yanıma bir adam oturdu.

Diğer yanıma ve şoför koltuğunun yanına da bir adam oturduğunda gözlerimin dolduğunu hissettim.

Sağ camdan baktığımda Emir'in bir arabaya bindiğini fark ettim.

Şoför koltuğunda Rüzgar'ı gördüm.

Gözünü kırpmadan bana bakıyordu ve çok kızgındı.

Bulunduğum araba patinaj çekerek ilerlemeye başladığında Rüzgar'ın peşimizde olduğunu adım kadar iyi biliyordum.

Benim yapmam gereken tek şey kendimi sakinleştirip soğukkanlı davranmaktı.

İlk önce nefesimi düzene sokarak kalbimi sakinleştirdim.

Ardından yüzüme aşina olduğum ifadesizlik maskemi taktım.

Bacak bacak üstüne atarak arkama yaslandıktan sonra kollarımı önümde bağladım.

Adamların gözü bana kaydığında içlerinden biri "Rahatına bak bebeğim." Dedi ve hepsinin iğrenç bir kahkaha atmasına neden oldu.

Yüzüme bir gülümseme yerleştirip konuşan adama baktım ve "Yaklaşık.." düşünüyormuş gibi yaptım ve "On dakika sonra patronunuz size sağlam bir küfür edecek." Dediğimde adam da benim gibi gülümseyerek "Nedenmiş küçük kaplan?" dediğinde taktığı lakap bana Rüzgarı hatırlattı ve daha fazla gülümsememe neden oldu.

"Çünkü beş dakika içinde beni elinizden kaçıracaksınız." Dediğimde üzülmüşüm gibi dudaklarımı büzdüm.

Adamlar hep bir ağızdan kahkaha atmaya başladıklarında bozuntuya vermedim çünkü biliyordum, kurtaracaktı.

"Rüzgar ve diğerlerini gözünde çok büyütmüşsün ufaklık." Dedikleri anda bir çarpa sesi geldi ve araba yana doğru savruldu.

Yer çekimi kaybolmuş gibi arabada yükseldiğimde arabanın takla atıyor olduğunu fark ettim. Ardından kafam arabanın tavanına sert bir şekilde çarptığında kulağıma gelen çığlığın sahibinin ben olduğumu anladım.

Arabanın ön camından dışarıya baktığımda hızlı geçen görüntüyü beynim geç algıladığı için yavaş bir şekilde gerçekleşiyormuş gibi hissediyordum.

Ne hissettiğimi seçemiyordum boşluktaydım. Karanlık beni içeriye davet ederken aklımda ki tek düşünce diğerlerinin iyi olup olmadığıydı.

Gözlerimi açtığımda birkaç dakika ne olduğunu çözememiştim. Daha sonra ters durduğum araba bana az önce neler olduğunu hatırlattı.

Solumda ki adam başını tutuyordu diğer yanımda ki ise hala baygındı.

Ön koltukta ki adamlardan biri yoktu. Ön camın kırılmış olması beni adamın camdan fırlamış olduğunu düşündürttü. Kanım buz tutarken dışarıda ki bağıran kişileri duyuyordum.

Zamansız AşkWhere stories live. Discover now