~Giriş~

2.2K 71 5
                                    

Keyifli okumalar ((:

--------

"Doğa!"

Duyduğum ciyaklamayı önemsemeyerek göz devirdim.

Sertçe açılan kapı duvara çarptığında kafamı oraya çevirmeyerek kitabımı okumaya devam ettim.

"Şu küçük yaratığını benden uzak tut! Tanrım daha kaç kez bunu sana söylemem gerekiyor!"

Bir hafta önce yağmurda ıslanmış bir şekilde bulduğum yavru köpekten bahsettiğini anladığımda gözlerimi devirdim. Gök gürültüsü nedeniyle uyuyamadığım bir gece dışarıda sesini duyup camdan bakmıştım. Bir kediden kaçtığını gördüğümde gülümsemeden edememiştim. Hırkamı alıp dışarı çıktığımızda kedi ortalıklarda gözükmüyordu fakat pislenmiş beyaz yavru köpek merdivenimizin köşesine sinmiş, titriyordu.

"Sana diyorum!" dediğinde hala ona bakmamıştım fakat köpeğin kızgın sesini duyduğumda hemen dönüp ona bakmıştım.

Zavallı köpeği ensesinden tutup kaldırmıştı. Yataktan hızla kalkıp köpeği kucağından alırken yüzüne bakmamıştım.

"Doğa!" diye bir kez daha çığırdığında öfkeyle bende "Ne var!" diye bağırmıştım.

"Kaç kez daha bana iyi davranman gerektiğini söyleyeceğim tatlım?"

Köpeği kucağıma koyup kitabı tekrar elime aldığımda, "Hıhım çıkarken kapıyı kapat, teşekkürler." Diye onu dikkate almadığımı belli ettim.

"Çok yazık." Dediğinde bana deyip demediğini anlamak için kafamı kaldırıp ona baktığımda suratında ki sinsi gülümsemeyi fark ettim.

Kapı eşiğini iki eliyle tutup "Doğa! Yapma!" diye çığlık attı ve kafasını kapı eşiğine geçirdi.

Tanrım ne halt ediyordu böyle?

Kendine tokat attığında bir kez daha adımı söyleyerek çığlık attı ve ağlamaya başladı.

Neye uğradığımı şaşırarak oturduğum yerden kalktım ve ona "Ne yapıyorsun?" diye bağırdım.

Duvara çarparak kendini yere attı ve, "Doğa, lütfen bana dokunma!" diye bir kere daha bağırdığında "Ne saçmalıyorsun kendine gel!" diye bağırarak ona doğru yaklaştım.

Hızla ayağa kalktı ve "Benden uzak dur!" diye ellerini bana uzatarak olmayan tehlikeden kendini korumaya çalıştı ve hızla merdivenlere doğru koşmaya başladı.

Merdivenin başına geldiğinde dışarıdan gelen korna sesini duymuştum. Tanrım onu bu halde görürse beni suçlayacaktı! Merdivenin başında durup bana doğru sırıttığında "Dur!" diye bağırarak ona doğru koştum.

Asude'nin omzuna dokunmamla, onun kendini merdivenlerden aşağı bırakıp evin kapısının açılması aynı süre içinde gerçekleşmişti.

Asude çığlık atarak merdivenlerden yuvarlanırken ben yerimde sabit kalmış bir şekilde olanları izliyordum. Sanki her şey ağır çekimde ilerliyor gibiydi. Gözüm merdivenlerin sonunda, cansız bir şekilde yatan üvey anneme odaklandı.

Ardından görüş açıma bir başkası daha girmişti. Sami Uca.

Benim 'baba' dediğim ama, aslında baba olamamış adam.

Asude'nin başını kucağına alırken bir eliyle biricik karısının karnını tutuyordu. Bana bakarak bir şeyler söylemeye başladı ama duyduklarımı düşünme süzgecinden geçirip kelimelere bir anlam yükleyemiyordum.

Zamansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin