"Konser başlayacak,bana cevap yaz."

"Bu saatte de uyumazsın ki sen."

"Gerizekalı."

"O piç sana bir şey yapmadı değil mi?"

"En ufak ayrıntısına kadar anlatacaksın."

"Konser başlamak üzere."

"Mutlaka cevap yaz."

Küfürlerini ve sövmelerini görmezden gelip mesajları okudum ve telefonu cebime koydum.

Kafede fazla artistlik yapmıştım ve bundan sonra başımda Nate Kim denen bir bela olacaktı.

Şuan kendimi yeteri kadar ezik hissediyordum.

Eve geldiğimde üzerimdeki montu yere fırlattım ve geniş koltuğa uzandım.Jung Kook'un hazırladığı masa üzerindeki yemekler yavaş yavaş kokmaya başlamıştı fakat parmağımı kıpırdatacak halim bile yoktu.

Duvarlar üzerime üzerime geliyordu, içimi kasıp kavuran sıkıntı boğulmama neden oluyordu.

Bir süre sonra dayanma sınırımı aşıp balkona çıktım ve kar tanelerinin yüzüme çarpıp,sert rüzgarın beni tokatlamasına izin verdim.

Birazcık da olsa kendime geldiğimde iliklerime işleyen soğukla içeri girdim ve telefonumu elime aldım.

"Bilekliği evine nasıl koydun Tanrı Aşkına?"

"Sabah okula giderken karşıma çıktı."

"Para cezasıyla hapise girmekten kurtulmuş ama bunun bedelini ödeteceğini söylüyor."

"Seni bulmak için çok emin görünüyordu."

"Onunla işbirliği yapıp seni yakalamamızı istedi ama ben reddettim."

"Bu kadar."

Telefonu yan tarafıma koydum ve kafa dağıtmak için televizyonu açtım. Evde tek olmak biraz ürkütücü olsa da umursamamaya çalışıyordum.

*
Gelen gümbürtülü bir sesle yerimden sıçradım ve hızlıca etrafa bakınmaya başladım. Film izlerken uyuyakalmıştım.

Oynayan korku filmini görmezden gelmeye çalışarak kumandayı elime alıp televizyonu kapattım ve kenarımda duran telefona uzandım.Akrep ve yelkovan gece yarısını gösteriyordu.

Gözümü saatten çekip mesaj kutumu açtım.

"Lanet olsun."

"O adam seni neyle tehdit etti?"

"Kolay kolay reddetmiş olamazsın."

"Her şey daha da boka battı Eun Gel."

Söyleyip söylememek arasında kalsam da bilmesi gerektiğine karar verip tehdit ettiğini söyledim.

"Kabul etmezsem beni öldüreceğini söyledi."

Bunu mesaj olarak yazmam bile korkmama sebep olmuştu. Jung Kook mesajımı bekliyormuşçasına anında cevap verdi.

"Bu adam babasını bile öldüren bir adam."

"Sana bir zarar gelmesini istemiyorum.Bu işten bir zarar görmeden kurtulmalısın. "

"Benim yanımda hep tehlikede olacaksın."

"O şerefsizin teklifini nasıl gözün kapalı reddedebilirsin?"

"Teklifini kabul et Eun Gel."

Şaşkınlıkla mesajları okuduğumda,Nate Kim'le işbirliği yapma düşüncesi bile ürpermeme neden olmuştu.Ne yazacağımı bilemez bir halde boş boş ekrana bakarken Jung Kook bir mesaj daha yolladı.

"O adam beni bulmak için seni görevlendirdi ve bize farkında olmadan bir fırsat sundu. Kaleyi içten fethedeceğiz Eun Gel."

Aslında düşününce mantıklı olabilirdi.Nate Kim Jung Kook'un peşindeydi ve onu yakalamam için beni görevlendirmişti. Nate Kim'in her hareketini Jung Kook'a bildirebilir ve onu kolayca alt etmesini sağlayabilirdik.

Bana bir ay önce verdiği telefon numarası olan kartı neredeyse evi talan edip bulduğumda terleyen avuç içlerimi bacaklarıma sildim ve titreyen ellerimle mesaj yazdım.

"Fikrimi değiştirme gibi bir hakkım varsa eğer, kuklan olma teklifini kabul ediyorum."

Tabi bu arada başıma geleceklerden habersizdim.

günahkâr » jung kook ✅Donde viven las historias. Descúbrelo ahora