plan.

9.1K 830 273
                                    

Sonunda okul dağıldığında çantamı sırtıma takıp eve doğru yürümeye başladım. Bacaklarımda kalın çorap olmasına rağmen donuyordum ve evde unuttuğum boyunluğum yüzünden içime giren soğuk beni ürpertiyordu.

Neredeyse eve uçarak giderken birinin bana çağırmasıyla kafamı arkaya çevirdim.Kırmızı montu ve siyah botlarıyla bunun Mi Ra olduğunu anlamıştım.

"Bekle." deyip hızlıca yanıma geldiğinde gözlerimi devirdim.

"Nereye Eun Gel?" İtici bir ses tonuyla sorusunu sorduğunda muhattap olmak istediğim en son kişilerden biri olduğu için "Eve." diye kestirip atmıştım.

Mi Ra ellerini montunun ceplerine soktu ve dışarıya nefesini verdi.

"Aslında sana bir şey soracaktım." dedi soğuk yüzünden boğuk çıkan sesiyle.

Gözlerimi kısıp burnumu çektim ve "Sor." diye yanıt verdim.

Biraz durduktan sonra ayakkabılarını karlı zemine sürttü ve  "Farkettim ki Jung Kook ile çok yakınsınız,daha önceden tanışıyor muydunuz?" diye sordu.

Sorduğu soruyla biraz duraklasam da "Jung Kook ile yakın değiliz." dedim keskin bir ses tonuyla.

"Konuştuğu tek kız sensin, demek ki seni kendine yakın görüyor. Acaba benim hakkımda ne düşünüyor biliyor musun?"

Harika, bir çöpçatan olmadığım kalmıştı. Hoşlandığım çocuğa çöpçatanlık yapmak mı?

Bayılırdım zaten.

"Bunu bana değil,ona sormalısın Mi Ra." deyip kolumdaki saate baktım. "Bu arada kaçta buluşmamız gerekiyor?"

Mi Ra heyecanla "Saat sekizde." dedi ve ekledi."Jung Kook için o kadar güzel olmalıyım ki beni öpmek için yalvarsın."

Dediğiyle saçını başını yolmamak için kendimi tutarken "Gitmem gerek, iyi şanslar." diye tıslayıp yürümeye devam ettim.

Mi Ra arkamdan "Biraz soğuk kızsın ama seni sevdim." diye bağırdı.

Ne olur, sen sevme.

Ben senin yerine kendimi severim ama ne olur sen beni sevme.

Sonunda eve geldiğimde kendimi direkt duşa attım ve işkence gibi geçeceğinden emin olduğum bir gece için yeteri kadar rahatladıktan sonra çıktım.

Bornozla dolabın başında ne giysem diye bakınırken çalan zille elim ayağım birbirine girdi. Hızlıca kapı deliğinden baktığımda Jung Kook'u görmem ile "Bekle." diye bağırdım ve dolaptan elime geçen şeyleri üzerime giyip kapıyı açtım.

Karşımda siyah dar pantolonu, siyah botları, siyah kaslı vücudunu belli eden dar kazağı, yani bütün seksiliğiyle Jung Kook duruyordu.

Burnuma dolan lavanta kokulu parfümü, bu siyahlığa tezat olan tek şeydi.

Jung Kook ısınmak için salona koşarken "Ne diye beni on saat kapıda bekletiyorsun?" diye tısladı.

Gözlerimi devirip "Banyodaydım." dedim ve arkasından onu takip ettim.

"Tüh, keşke yurtta yedek anahtarı unutmasaydım."

Dediği şeyle gözlerimi büyültüp "Pis sapık." diye mırıldandım ve elindeki poşetleri işaret ettim."Bunlar da ne böyle?"

Jung Kook bir şey demeden poşetleri üzerime doğru attı. Ayıplayarak ona baktıktan sonra poşetleri açtığımda birkaç elbiseyle karşılaşmıştım.

günahkâr » jung kook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin