déboires.

9.1K 812 293
                                    

Dudaklarımı Jungkook'un dudaklarından ayırıp derin bir nefes aldım.Nefeslerimiz birbirine karışıyordu ve ağzındaki sigara tadı başımı döndürmüştü.

Sigaraya bir metre dahi yaklaşmak istemeyen ben, bağımlı olmak istiyordum.

Gözlerimi kırpıştırırken"Yasak elmayı ısırdın Angel." dedi Jungkook nefes nefese.

"Pişman değilim." dedim hala aramızdaki mesafe kapanmamışken.

Dudaklarının kenarı kıvrıldı ve kafasını Seo Joon'un yerde yatan vücuduna doğru çevirdi.

"İlk görevimi tamamladım sanırım." dedim merakla.

"Sadece bir adım kaldı." diye mırıldandı.

"Neden bu işe başladığını merak ediyorum,Jeon Jung Kook?"

Ikinci kez benim olana dokunma cesareti buluyorsun öyle mi?

Cümlesi her bir yanımda yankılanırken merakıma yenik düşüp sordum.

"Acaba,bir kız meselesi mi?"

Jung Kook bu dediğimle sert bir şekilde bana bakmaya başladı. Sert fakat aynı zamanda da durgun bir bakıştı bu.

"Yakında öğreneceksin dedim Lee Eun Gel."

Kafamı sallayıp geçiştirdim ve Seo Joon'u işaret ettim.

"Bunu ne yapacağız?"

Jung Kook tam cevap verecekken kapı kolu çevrildi. Nefesimi tutup baktığımda Jung Kook, hızlıca pencere kenarına gitti.

"Pencereden atlayacağız Eun."

Benimle dalga mı geçiyorsun bakışları atarken bakışlarımı umursamayıp beni pencere kenarına çekti.

Aşağı baktığımda çok yüksek değildi fakat benim gibi sakar birinin orasını burasını kırması için yeterli bir yükseklikteydi.

Endişe ile etrafı süzerken Jung Kook, kaşla göz arası büyük bir çeviklikle pencereden atladı.

"Ben seni tutacağım baş belası, atla."

Korkuyla yutkunup pencere kenarından tuttum ve içimden bildiğim bütün duaları okuyup aşağıya atladım.

Jung Kook beni tuttuğu için kollarına düşmüştüm ve bu da kalbimin maraton koşmuş gibi atmasına sebep olmuştu.

Ben bu heriften ne ara hoşlanmıştım,nasıl hoşlanmıştım, yemek yemekten ne ara hoşlanmaya vakit bulmuştum hiçbir fikrim yoktu.

"Eşek ölüsü gibisin."

Sinirle Jungkook'a baktım.

"Sen çubuk gibiysen ne yapabilirim?"

Jungkook alayla ıslık çaldıktan sonra gülümsedi.

"Kaslarım başını döndürürken öyle söylemiyordun."

Cevap vermeyip kucağından indim,açıkçası zaten verecek cevabım yoktu.

Kulüpten hızlıca çıktık ve Jung Kook'un ileride bıraktığı arabasına doğru yürümeye başladık.

Ellerimi ısınmak için çıplak kollarıma sürterken Jung Kook'un telefonu çalmaya başladı. Gördüğüm kadarıyla Nam Joon diye biri arıyordu.

Jung Kook açmadan önce ilk bana baktı ve daha sonra açma tuşunu kaydırıp telefonu kulağına götürdü.

"Efendim abi."

günahkâr » jung kook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin