35~Uzun Sabah-2

1.8K 105 5
                                    

• Şarkı olarak bir önceki bölümdekini tercih edebilirsiniz. Baran'ın ablasını farklı biri yapmayı düşünüyordum ama Cameron'ın ablası olabilir diye düşündüm. Çok tatlı değiller mi size de? •

"Baran... Hadi uyan."

Kıpkırmızı şişmiş gözlerini açtığında çalan alarmı susturdum.

"Tüm gece böyle mi yattın?"

"Sinem?"

"O iyiymiş... Onun yanından geliyorum. Uyanalı bir kaç saat olmuş..."

Beni itip koşarak odadan çıktı. Ve ezberlemiş olduğu odaya hızlıca girdi. Şu an trip atacak durumda değildim. Ne yaparsa yapsın, umrumda olmazdı. Zaten şu an öyle bir ortamda değildik.

O evde belkide bilmemem gereken tüm gerçekleri öğrenmiştim... O konuştuğum adam... iyi biri sandığım adam, Baran'ın ablasını kaçıran o pislikmiş. Gelen silah sesiyse... Sinem'e atılan kurşunun sesi... Ve benim canımı en çok yakan... ona ateş eden kişinin, Olcay olması... Tüm bunların ağırlığıyla bir günüm geçmişti. Dün sabah, en uzun sabahlardan biriydi...

Onlar o harabeden, biz kendimize gelene kadar kaçmışlardı. Çağırdığımız ambulansla Sinem'i hastaneye yetiştirmiştik. Karın boşluğuna gelen kurşunun çıkartılması, akşamı bulmuştu. Selin'in dediği akşam 7 buluşması ise en olmayacak yerde, yani hastanede olmuştu. Doktoruysa tedbir amaçlı bir gece kalmasını söylemişti. Herkes gittikten sonra bende orada kalmak istemiştim. Ve bende Baran'ın ağır ısrarları sonucu eve gitmiş, fakat gözüme bir gram uyku girmemişti. Sabah ezanından bile önce daha fazla dayanamayıp hastaneye gitmiştim. Gittiğimdeyse, onun durumun iyi olduğunu ve uyanmış olduğunu söylemişlerdi. Ve yoğun bakımdan normal odaya geçmişti.

Yavaşça Baran'ı takip ettim. Hiçbir şeyi yapmaya enerjim yoktu. Kendimi zombilerden farksız hissediyordum. Sinem'i ilk defa görüyordum. Ve o da beni. O kadar güzel bir kızdı ki... Yüzünde ve vücudunda belki de yüzlerce yara olmasına rağmen, o çok güzeldi. Ve hâlâ gülümseyebiliyordu.

"Ufaklık... Büyümüşsün..." dedi zor çıkan sesiyle. Sesi bile muhteşemdi.

Yatağına oturdu Baran. Elini nazikçe yüzünde gezdirirken "Seni özledim abla." dedi. Belki de ağbime bu kadar öfke beslememeliydim. Bilmiyorum...

"Bu kız kim tatlım?"

Bana baktığında yaslamış olduğum ellerimi duvardan ayırdım ve yatağına yaklaştım.

"Derin ben. Baran'ın arkadaşı..."

Baran bana döndü. Ve gülümseyerek ikisine baktım. Ablası bana karşılık verirken, Baran sadece tebessüm etti.

"Sadece arkadaş?" dedi ardından. Gözlerimle susmasını işaret ederken ablası bize gülümseyerek bakıyordu.

"Seni şimdiden sevdim Derin." dedi ablası. Gerçekten çok tatlı ama... Hemde hiç Baran'ın ablası gibi değildi. Yani görünüş bakımından Baran'ın kız versiyonuydu ama davranış bakımından, çok kibardı. Onun kadar öküz değildi mesela. Tamam bu çok saçma. Herneyse!

●○●○●

"Merhaba... Dün gelemedik geçmiş olsun..."

"Merhaba tatlım. Sizi tanıyor muyum?"

"Ben Beren. Ee... Hem Baran'ın arkadaşı, hemde Derin'in kuzeni..."

"Berke bende. Baran'ın arkadaşı. Sizden çok bahsetmişti."

Baran ve bize göz gezdirdi. Ardından da "Baran'ın sizin gibi arkadaşları olması... Beni sevindirdi. Ben yokken mutlu olmasını sağladıysanız, ki öyle gözüküyor, size teşekkür ederim..." dedi. Tamam, bu laflardan sonra ona hayran olmama gibi bir özelliğim kalamaz.

"Peki, bundan sonra..."diye sordu Berke.

Baran'da ona karşılık olarak "Ne mi olacak? Bitti işte... Tek bir kurşun. Bunu ödetmek için... Tüm çocukluğumuzu bitirdiler..." dedi.

"Size neden böyle bir şey yaptıklarını, artık öğrenebilir miyiz?" dedim kendime engel olamayarak. Ne yapayım? Bence bu kadar sabretmem bile ayrı bir şeydi. O yüzden cevabını almadan bırakmayacaktım.

Derin bir nefes aldı ve "Öğrenemeyeceksiniz tam-" derken Sinem yatakta doğruldu ve onun lafını böldü.

"Babam... Onun kızına çarpmıştı. Aslında kaçmasaydı, bu olay bu kadar büyümezdi... Ama o kaçtı, kızda bir daha iyileşemedi... Babam kaçınca, ve ailede intikam alacak başka kimse kalmayınca... Gerisini biliyorsunuz."

Her baba böyle yapmak zorunda mıydı? Hepsi böyle kaçar mıydı? Çocuklarını bırakmak bu kadar kolay mıydı onlar için? Bu kadar mı değersizdik onların gözünde?

"Özür dilerim." dedim ve başımı önüme eğdim.

"Ee... Taburcu olunca nerede kalacağım ben?" dedi sevinçle.

Baran gülümseyerek "Bizde kalırsın diyeceğim ama... Berke var sorun olur mu?" dedi.

Bense heyecanla "Bizde kalsan? Baran'ların bir üst katında oturuyoruz. Ona da yakın olursun..." diye sordum bir hevesle.

Beren'e baktığımdaysa, o da heyecanlı gözüküyordu. Ona sormadan böyle bir şey yapmamın sorun olmamasına sevindim doğrusu.

Ondan gelecek cevabı nefesimi tutmuş beklerken "Bâri bir akşam bizde kalsın... Ablamla uyumayı özledim..." dediğinde Baran'a gülümsedim.

"Sadece bir gün." diyerek tek kaşımı havaya kaldırdım. İlk ciddiymiş havası verirken Baran şaşkın bir şekilde bana bakmakla meşguldü. Kahkaha atmaya başlayınca benimle beraber herkes gülmeye başladı.

Kapının açılma sesiyle içeriye giren doktora döndük. "Mâdem bu kadar sevinçlisiniz, taburcu olduğunuzu da söyleyeyim de tam olsun."

Bu tatlış adama sarılmamak için zor tutuyorum kendimi. Bir de ağzından bal damlayınca mâlum...

#

Hazırlanmamız bitince, Otopark'a kadar sohbet ederek ve gülüşmeler eşliğinde inmiştik. Ablasının rahat olması için Berke bizim evde kalacaktı. Beren'le hâlâ barışmamışlardı ve bu da her an bir kavgada gümbürtüye gidebileceğim anlamına geliyordu...

Her zamanki gibi şoförümüz Baran'dı. Yani tek ehliyeti olan o değildi, ama Berke'ye güvenemezdik öyle değil mi? Kısa bir yolculuktan sonra, evimize ulaşmıştık. Bir anda evi o şekilde, yani kahvaltıyı bile toplamamışken bıraktığım aklıma gelince aniden arabadan indim. Baran'dan ağır ısrarlar sonucu anahtarı almamla koşmaya başlamam bir oldu.

Kız, kardeşinin evini ilk defa görecek değil mi? Bırakılmış bir kahvaltı, etrafta kardeşiyle sarmaş dolaş fotoğrafları olan ben, dağınık bir yatak vs. vs. Bunlarla karşılaşmayı istemezdi, yanılıyor muyum?

Kapıyı açtım ve her zamanki gibi hızlı bir şekilde etrafı toparladım. Ayrıca nerede görülmüş benim bir işi yavaş yapabildiğim? Hep bir acele, hep bir stres... Bir gün bu stresten ölebilirim...

Her şeyi bitirdiğimde onlarda henüz yeni gelmişlerdi. Kız hâlâ yaralı sayılır ne de olsa. Onları abla kardeş yalnız bırakırken, bizde üçümüz bizim eve çıktık. Bu akşam çok eğleneceğiz ha?

• Bana bir Umut Biricik bulabilir misiniz? Önerilerinizi bekliyorum. Acil olursa sevinirim. Herneyse, son 5 :3 •

Bay Şebek (Tamamlandı)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora