22~Sürpriz!

2.3K 126 9
                                    

Gizem üstündeki beyaz elbiseyle âdeta bir kuğu gibi salona girmişti. Selin'de elindeki pastayla gelirken bizde onun peşine takıldık. Yine o klasik "İyi ki doğdun..." şarkısını söyledikten sonra, lambaları açtık ve Gizem dileğini dileyip mumlara üfledi.

Gizem'in mutluluğu gözünden okunuyordu. Hâlâ beni farketmemişti. Çünkü ona sürpriz yapacaktım. Baran'ı gördü ve "Bi dakika... Sen buradaysan eğer..." deyip arkasını döndü. Beni görünce hem çığlık atarak hem de zıplayarak boynuma atladı. Bizim bu özlem giderme dakikalarımızı çalan kapı zili böldü...

Selin kapıyı açarken tüm herkes kapıya bakıyordu.

"Sürpriz!"

Bu ses... Furkan'a aitti. Baran'a yüzümü döndüm ve onun da bana bakıyor olduğunu farkettim. Harika!

●○●

Ah süper! İlk geldiğimiz günden, İstanbul yine kendini belli etmişti. İçimden ettiğim küfürler bir yana, aynı zamanda şu an o çocuğun üstünde olduğumu söylemiyorum bile... Ağzı burnu kan içindeyken, Derin'in iyi olmadığını gördüm.

Sanki... nefes almakta zorlanıyordu. Onun yanına koşmaya çalışırken, Furkan fırsatı kullanıp bana bir iki yumruk geçirdi. Sonuncu yumruğu attığında göz kapaklarım kapanıyordu. Ve son gördüğüm... Kızların bayılan Derin'i kaldırma çabalarıydı...

●○●

~Beren~

Hah! Bir bu eksikti. Hayır biriniz bayılıyor da diğeri ondan mı özeniyor anlamıyorum ki! Bir de bunlar yetmiyormuş gibi Gizem'de ağlamaya başladı. E sonuçta kızın doğum günü mayvolmuştu... Her ne kadar böyle konuşsamda gözlerimin şişik olması da bir maharet. Kabul edin!

Berke "Baran uyandı." diyerek odadan çıktı. Bizde hemen odaya daldık ve başlasın curcuna.

"Baran iyi misin?"

"İyi misin kardeşim?"

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"Dinlenecek misin? Çıkabiliriz istersen."

Biz bunları sorarken o sadece "Derin? O iyi mi?" demişti. İşte karşınızda gerçek bir enişte!

"İyi iyi... Uyanmasını bekliyoruz sadece..."

"Doktor ne dedi?"

"Sinir krizi geçirdiğini söyledi..."

Biz bunları konuşurken içeri doktor geldi ve "İyi misiniz?" diye sordu. "Çok iyiyim hatta kalkabilirimde."

"Kalmanızı pek tavsiye etmem ama-"

"Ben kalkarım!"

Nereye gidiyordu bu? Yapışcak birazdan yere şapşik!

"Baran saçmalama daha yeni uyandın!"

"Di mi? İşte bu yüzden daha enerjiğim."

Kapının çarpılma sesiyle irkildim. Derin'in hastalığından daha yeni haberim oluyor. Düşünsenize! Şimdi anlıyorum neden oraya apar topar gittiklerini. Derin'in bana notlar için teşekkür etmesini...

"Kendini yorma. Sen eve git, biz sana haber veririz..."

Omzuma elini koymuştu Berke. Derin bir nefes alıp "Her dert neden bizi bulur?" dedim. "Tamam, zor bir durumdan geçiyor olabiliriz, ama biz eğer biz olursak aşamayacağımız bir engel kalmaz. Neyde başarısız olduk ki? Bunda olalım?"

"Peki ya neyde başarılı olduk?" Gizem'i gösterek."İnsanları yüz üstü bırakmak mı?Onları kandırmak mı?" Bu sefer de Buket'i göstermiştim. Her ne kadar onlar olsa bile, o da gelmişti. Ve bu bizim küçüklüğümüzü gösterirdi.

"Küçük bir darbede pes etmek mi?" Bu sefer soran oydu. Gözünün içine baktım. "Dayanamıyorum tamam mı? Olmuyor işte! Suçluların cezasını, biz suçsuzlar çekiyor. Ve ben buna katlanamıyorum!"

Benim bağırmamla odadaki tüm gözler bana çevrilmişti. Hırkamı ve çantamı alıp odadan çıktım. Derin'le odaları yan yanaydı. Ve bende Derin'in odasına girdim.

●○●

Bu neydi böyle? Allah'ım ölüyor muydum yoksa? O meşhur beyaz ışık bu muydu yoksa? Peki nolmuştu bana? Bir anda nasıl ölmüştüm ben?

"Evet gözlerinde hiçbir problem yok..."

Ölülere denetleme mi yapılıyordu ki? Gözlerimi açtım. Baran ve yanında beyaz önlüklü doktora benzeyen bir adam vardı. Yoksa? Ay bak görüyor musunuz? Benim ölmeme dayanamamış...

"Hayatım? İyi misin?"

"Burası... Cennet mi?"

"Hanımefendi, farkındayız hastanemiz mükemmel..."

"Ne yani? Ben ölmedim mi?"

"Derin iyi misin sen?"

"Yoksa sen mi öldün?!"

"Tamam anladım değilsin!"

Ama ben o kadar da hazırlamıştım kendimi...

"Ben gidiyim o zaman... Geçmiş olsun..."

Doktor çıkmıştı. Kapı kapandığı gibi Baran'da katıla katıla gülmeye başladı!

"Ya ne var?!"

"Sen şimdi... öldüğünü mü sandın?"

"Beyaz ışık filan da olunca..."

Hâlâ gülüyor ya! Ama ben bunu yolarım!! Kapı açıldı ve içeriye Beren geldi.

"Neşeniz yerinde bakıyorum..."

"Sende mi geldin? Kıyamam ya..."

"Sen iyi misin onu söyle!"

"Bir ölü ne kadar iyi olabilirse o kadar..." dedi Baran gülerek.

"Ya Baran!!"

●○●

Evimm... Çok özlemişim ya... Kendi anahtarımla kendi kapımı açmak gibisi yok! Hele bir de yatağım... Anlatılmaz yaşanır bu olsa gerek...

Yatağıma kafamı gömdüm. Evet hastaneden yeni çıkmış olabilirim. Ama biliyor musunuz? Umrumda değil!

"Aşkım dikkat etsene!"

Şuna bakar mısınız? Annemin yokluğunu hiç aratmıyor valla!

"Derin bunları nereye koyayım?"

Neden? Uyumaya çalışıyorum şurada bir rahat bırakmıyorlar!

"Beren! Biliyor musun, ben az önce hastaneden çıktım ve şu an dinlenmek istiyorum... Ki bu gâyet normal bir şey!"

"Evet Beren'ciğim bu yüzden kafasını yataklara vurması da gâyet normal bir şey!"

"Ya siz ikiniz bir olup benimle mi uğraşıyorsunuz?!"

"Hastaysan hastalığını bil sende!"

"Üfsünüz! Tamam?"

"Tamam."

Al şimdi de 'Aynı Yıldızın Altında' ya döndük. Harika!

Uzatmıycam... Yeni bir kitap yazmaya başladım ve desteğinize ihtiyacım var. Dün yayınlamış olduğum 'Sarı Kafalar'ı okursanız sevinirim... Bb♡•

Bay Şebek (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin