9~Hep Burda Olacağım,Unutma...

5.2K 259 24
                                    

Önceki bölümdeki şarkı ile okuyabilirsiniz;)

"Ben galiba seni...Ya anladın sen işte... "

"Yoo... Ben ne anlay-"

Öpüyor muydu beni o şu an?! Evet evet tamda şu an... Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım. Bunu beni kendisine bağlamak için mi yapıyor??

"Seni çok seviyorum... "

Boynuna atladım. O sırada arkadan alkış ve çığlık sesleri yükseliyordu. Biz şu an tüm okulun davetli olduğu partideydik değil mi?! Ama bu sefer hiç utanmıyordum. Çünkü kimin ne düşündüğü umrumda filan değildi. Hem zaten gözlerimide Baran'dan hiç ayırmamıştım...

İlk defa onunla bu kadar yakındık. Sanki rüyadaymışım gibi hissediyorum. Yıllardır başıma hep bela açan sakarlığım, bana Baran'ı kazandırmıştı...

"Derin?! "

Arkamı döndüm. Tabi her şeyin bu kadar güzel olması imkansızdı. İlle bir sorun çıkacak, bu mutluluğu bozacak değil  mi?!

"Furkan?! "

"Bir  gün görmedim diye yeni sevgili ha?!"

"Furkan saçmalama! Biz seninle sevgili bile değiliz. Hem hani sen benim tarafımdaydın?!"

"Senin tarafındaydım. Çünkü benim gibi seninde beni sevdiğini sanmıştım! "

"Ne dediğinin farkında mısın sen? Biz seninle kardeş gibi büyüdük. Annelerimizin saçmalamaları yüzünden şu an kardeşim ölmüş gibi hissediyorum. Benim için artık sen bittin, yoksun Furkan!! "

"İki saçma sözle mi beni uzaklaştırıcaksın Derin?!"

"Aynen öyle... "

Baran araya girip "Derin'i duydun. Ve eğer onun dilinden anlamıyorsan, istiyorsan birazda benim dilimden konuşalım ha? Ne dersin?!" diye Furkan'ın üstüne yürüdü. Kıskanıyordu beni ve ben bunu tadını çıkaramıyodum... Pöff ya...

Furkan "Geri dönüceğimi bilin ve mutlu olamayın inşallah..." deyip gitti. Partiyi de mahvetti. Hani bu akşam kazanan biz olacaktık. Bu mu kazanmak?!

Yüzüm feci derecede asılmıştı. Herkes bize bakıyordu. Buket yerine biz rezil olmuştuk. Al sana parti Derin! Çok eğlendin mi bari?! Davetli olmadığın yere gitmekte nedir ya?! Nesin ki sen? Kimsin?!

"Sakın! Sakın yüzünü asmayacaksın! Böyle yaparak onu kazandırmış olursun. Ve böyle bi şeyi asla yapmıycaksın! Tamam mı Aşkım?? "

"Sen... Hep benim ol tamam mı?"

Sarıldım. Ama yüzüm ıslanmıştı. Şu an ağlamak istemiyorum! Bu gece ağlamak istemiyorum!

"Ağlıyor musun sen? Yoksa ağzının suyu filan mı akıyor yakışıklılığımdan... "

Sırtını yumruklarıp "Pis..." diye bağırdım. Ama gülüyordum. Evet ağlarken gülüyordum. Üf ama bu çok saçma...

---

Multimedya'daki müzikle...

Beren fotoğrafları ayarlamaya gitmişti. Plan başladı... Biz Selin'le Buket'e doğru yürürken Gizem'de Selim'i yanına çağırdı. Herkes görevini yerine getiriyordu. Sinan gizli bir şekilde projeksiyon ve ses sistemini ayarlıyordu...

"Selam..." diye kolumu Buket'in omzuna attım. "Selam?? " diye şaşkın gözlerle bize baktı.

Selin "Aa ama olmaz ki... Neden bizden korkmuş gibi bakıyorsun?" deyip dudağını büzdü. Bende "Yaniğ hem zaten tüm okulun önünde Gizem'in sevdiği çocuğu öpmenden ne olacak ki??" diye ekledim.

Selin "Hem biliyor musun? Bu Gizem kadar satıcısı yok. İki dakka önce Görkem'i seviyorum diyordu, şimdiyse Selim'in yanında... "

Buket'se ilk şaşkın bakarken, sonra korku ve hiddetle arkasına döndü. Hızlı adımlarla Selim'in yanına gidip ona feci bir tokatı yapıştırdı...

"Sen nasıl bir pisliksin ya? Bir de baş düşmanımla ha? "

O bunları söylerken Sinan her şeyi ayarlamıştı ve bize işareti gönderdi...

"Canım? Bir arkana dön istersen... Sonra rezil filan olursun... Yazık yani... " diye sırıttım.

Beyaz perde de kendinin en iğrenç fotoğraflarını görünce çığlığı bastı. Ama asıl süpriz o değildi ki.

Gizem "Buket? Hani sen benim hayatımı mahvettin ya, bunu ödemeyi de göze almışsındır umarım... "deyip Selim'in dudaklarına yapıştı...

Ayrılınca Buket'in gözleri doldu... "Hepinizden nefret ediyorum... Defolun partimden!! " deyip eliyle kapıyı gösterdi. Ama bunları söylerken hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ve bu bize yeterdi.

---

Selin "Niye çıktık ki? O çıksaydı... "

Gizem "Onu bırakta ben çok feci rahatladım... Sanki böyle kocaman bir yük kalktı omzumdan. Siz varya... bir tanesiniz..." diye hepimize sarılmaya çalıştı.

Hâlâ kapının önündeydik. İçeriden Selim çıkıp yanımıza geldi. "Sağolun... Buna ihtiyacım vardı. Beni de kullanıp duruyordu. Ama keşke öpen sen olmasaydın... " gözlerini devirip Beren'e baktı.

"Beren olsaydı di mi? Hem öyle daha iyi olurdu... "diye bağırıp Selim'in yakasından tuttu Berke.

"A-a nasıl anladın ya?! "

Bu laftan sonra kim dururdu ki?? Berke de durmadı. Koydu yumruğu... Kıyamam ya çocuk saniyesinde yere yapıştı.

Beren'de Berke'nin kolundan tutup "Ne yapıyorsun sen? Ben kendimi savunmasını bilirim zaten... " deyip yerde yatan Selim'e tekme attı...

---

Hepimiz arabaya doluşup bizim eve saniyesinde gittik. İçeri girer girmez ayakkabıları fırlatıp kendimi koltuğa attım. Ve inanın herkesin yaptığı şey buydu. Kimse de kapıyı kapamamıştı. Niye ya niye?

Beren'e söyledim takmadı, Selin'e dedim banane dedi, Gizem'i hiç katmıyorum çünkü o gelir gelmez yerde uyumuştu. Baran'a masum kız bakışımı attım. O da "Tamam ama bir şartla... " diye bana baktı.

"Bekliyorum... "

"Yarın bizde kalıyorsun... "

Gözlerimi devirip "Tamam" diye üfledim...

---

Boynum tutulmuş hareket edemiyordum. Gözlerimi araladım ve Baran'la burun buruna olduğumuzu farkettim. Çok yakınımdaydı. Onu burnundan öperek uyandırdım.

"Günaydın Bay Şebek... "

"Günaydın... " sesi zar zor çıkıyordu. Yerim ya...

"Her sabah keşke böyle uyansam. " diye mırıldandı.

"Yanında olamasam bile hep burda olacağım unutma..." diye kalbini işaret ettim...

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere bebişler... Not: Yb Pazar :)

Bay Şebek (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin