''Sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun.'' İkimizde koridorda durmuş çoktan gitmiş Richie'nin arkasından bakıyorduk. Ben şaşkın, William ise kendinden emin şekilde sırıtıyordu.

''Bu kadar çok kadınla takılmak istiyorsan onları anlaman gerekecek.'' derken ona döndüm. Duruşu Einstein tavırlarındaydı. Atomu parçalamış bir insanın tavrını takınmak enteresandı çünkü kendisi daha basit bir bademcik ameliyatına dahi tek başına giremezdi. Şuan onun bu tavrına ihtiyacım vardı.

''William...'' dediğimde bana döndü. Ben de ona baktım. Sırıttım. ''Yardımına ihtiyacım var.''

-

''Hayatımın en ilginç gününü yaşıyorum.'' William bugün herkesin şok olduğu gibi şoktaydı. ''Senin bir kızın etkilemen için yardım edeceğiz.''

''Evet.''derken omuz silktim bu tuhaf bir şey değildi. 

''Bu kişi Ashle Greats zaten sana aşık yada takıntılı.''Dediğinde durdum. O da durup bana döndü.

''Bir şeylerin güzel olmasına engel değil. O bana takıntılı diye ona sürprizler yaparak daha çok mutlu etmeme ne engel?''

''Pekala ben tavlanacak kız arıyorum sen ise dostum...'' uzanıp omzumu silkeledi. ''Seni mahvedecek birini. O yüzden sana yardım edeceğim. Zevkli olacak hem de çok. Yapman gereken onu düşündüğünü belli etmen.''

''Nasıl? Çiçek olur mu?'' dediğimde derin bir nefes aldı. Ne! anlamında ellerimi iki yana açtım.

''Bugüne kadar hiçbir kızla sex yapmamış olmana şaşırmıyorum artık.''

''William bu konuya tekrar girmek istemiyorum. Sonunda seni yumruklamak istiyorum.'' diye mırıldandığım da bir adım geri çıktı. 

''Şaka!''

''Yumruklarım değil.''

''Bir daha yok. Hadi Ashle'ye odaklanalım. Hasta ve aramızda kalsın Richie konuşurken duydum...''

''Yani dinledin.'' dedim. Sözünü kesmiştim ama pişman değildim.

''Duymak dinlemekten önceki adımdır. O yüzden duy beni Athan!'' diye bağırınca tüm koridor bize baktı. Hemşireler, doktorlar, hastalar ve hasta yakınları. Koridorun ortasında dikilmemiz bizi görmelerini kolaylaştırıyordu. William'ı kolundan tutup kenara çektim. 

''Planın Ashle'yi etkilemeye çalıştığımı tüm hastaneye duyurmaksa anons et.''

''Saçmalama! Lise yıllarını geçtik. Hem lise de inek bir öğrenciydim.Lise yıllarımı sevmem.''

''Ben Liseden çok sanat akademisini severdim. Resim çizmek...'' William birden burnumu tutup sıkınca konuşamadım.

''Dİkkatini bana ver. Bu kız cerrahi katında yatıyor. Taburcu olacak, sen ona güzel bir parti vereceksin.'' 

''Ne!'' diye refleks bir tepki verdim. ''En son parti verdiğimde dövme yaptırdığım zamanlardı ve en son dövmemi altı yıl önce yaptırdım.''

''Hastaneden çıkan insana striptizci çağır demiyorum. Arkadaşlarla şampanya patlatılan bir parti.''

''İstersen bir kadehte içeyim.''

''Öyle bir şey yapabiliyor musun?'' William hevesle sorduğunda bıkkınlıkla nefesimi verdim. Müslüman olduğumu asla kabullenmeyecekti. 

''Kızma, bu küçük ama en etkili yöntemlerden biri, onu herkes kadar düşünüyorsun ama herkesten farklı olarak sorumluluk alıyorsun onun için ve...'' William'ın sözleri omzunun üzerinden dikkatimi çeken biri yüzünden duyulmaz hale geldi. Uzun boy, topuklu ayakkabı ve onun üstünde yürüyüş, efsane bir stil, özgüven, kibir, zenginlik ve kızıllık. 

''Rosalinda.'' diye mırıldandım.

''Ne söyledin?'' 

''Sonra, sonra.'' derken hızla William'ın yanından geçtim. Rosalinda doktorun odasından çıkmıştı. Çıktığı odanın tam önünde durdum. 

''Louisa Trew' 

Yazan tabelaya baktım. Beyin cerrahından çıkmıştı. Ne işi vardı onun burada. Arkamı döndüm koridorun ortasındaki kadına seslendim.

''Rosalinda!'' durmadı. ''Rosalinda Greenwood!'' diye tekrar bağırdım. İşte o an Rosalinda olduğuna emin oldum. Adımları hızlanmıştı. Koridoru döndüğünde koşmaya başladım. Onun burada ne işi vardı? Buraya geldiğinde bana uğramadan gitmezdi. Tabi bir şey saklamıyorsa ki o bu hastaneye hiç gelmemişti. Köşeyi döndüğümde Rosalinda ve yanında takım elbiseli biri asansörün gelmesini bekliyordu. Yakalamıştım. O asansör asla boş gelmezdi. Sakince ona doğru yürümeye başladım ''Rosalinda saklambaç mı oynamaya karar verdin?'' diye bağırdım. O sırada asansör geldi. ''O asansör asla boş gelm...'' cümlem yarım gelmişti çünkü asansör boştu. İçindeki siyah takım elbiseli adamı saymazsak. Rosalinde asansöre bindi ve koşmaya başladım. Ne kadar aptaldım. Bunu düşünmem lazımdı. O bana dönmedi. Asansör kapanırken sadece sırtını gördüm. Düğmelere ne kadar sert ve hızlı bassam dahi geç kalmıştım. 

''Ah!'' sinirle asansör kapısına vurdum. Ne işi vardı onun burada!? Lou'dan asla bilgi alamazdım. Hasta gizliliği ve ben genel cerrahideydim. Geçen yıl alanımı değiştirdiğimde çok kızmıştı. Rosalinda'dan öğrenmem gerekecekti. O da imkansızdı. Düşüncelerimi acil çağrısı bozdu. Bu konuyu sonraya bırakmam gerekiyordu.


Diğer hikayelerimi profilimde bulabilirsiniz.

İnstagram: Eva_Wattpad


Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin