(I. Kor. 13)
~~~
Hazır yumuşamışken Cihan, çıktım mutfaktan onu bırakıp arkamda. Mert'in odasının kapısı yarım açık, önce vurdum kapıyı, sonra kafamı uzatıp baktım içeri, banyodan çıkmış, yatıyor gözleri tavanda... Bir şey düşündüğünü sanmıyorum ama, siniri geçmiş gibi de durmuyor...
" Gelebilir miyim?"
O kadar kısık sesle söyledim ki, korkudan, kendi sesimi ben bile duyamadım. Tekrar söyledim, baktı bana, bir şey demedi her zaman olduğu gibi. Konuşmak yerine, elini kaldırıp, iki parmağıyla, gel, işareti yaptı... Haşmetmeabları bu gün kullarına karşı ne kadar da lütufkârlar...
Süzüldüm odaya, elimle yanını işaret ettim, girebilir miyim koynunuza, anlamında. Madem o konuşmuyor ben de işaret dilini kullanabildiğimi göstermeliyim diye düşündüm. Umarım, kızmazlar kendi kendime kararlar vermeme...
" Ne diyorsun, konuşsana doğru dürüst"
Sen çok konuşuyorsun nasıl olsa ikimizin yerine de. Ben de susayım dedim aşkım. Sen konuş de yeter ki... Hiç susmam bile, sen istersen tabii... Ama nasıl olsa, ona da kızarsın... Rahat etmeyelim, hep bir gerginlik olsun...
" Yanına gelebilir miyim demek istemiştim"
Yine, gel, işareti yaptı sadece. Ne kadar sade bir insan, hayranım. O yapınca ben anlıyorum da, ben yapınca o niye anlamıyor, işaret dilini. Her halde ben beceremiyorum. Her şekilde kabahatli ben olacağıma göre, bunu baştan kabul etmek en iyisi...
Yanına uzanıp, yanağımı boynuna koydum... Kokusu zaten bütün odayı, ne odası benim bütün dünyamı sarmışken, yanağıma deyince teni, elektrik çarpmış gibi oldu vücudum... Elimi, çıplak, sert ama aynı zamanda yumuşacık, karnına koydum ve tekrar çarpıldım...
Gözlerimi kapadığımda, müthiş bir rahatlık içerisindeydim. Keşke kapıyı kapatsaydım odaya girdikten sonra... Şimdi onunla sevişmeyi ne çok isterdim. Bütün gerginliğimizi atar, her şeyi unutur ve birbirimizin olurduk, sevişirken hep olduğu gibi...
Ama sevişmeyi başlatmak için ilk hareketi yapamam, hele şimdi hiç. Kafasında neler var bilmiyorum, sanki bildiğim bir zaman oldu da... Neyse ona sarılabilmek bile yeter bana, hem de sonsuza kadar...
≈≈≈
Kolunu boynumun altından geçirip kendine çekti beni, işte bu anlarda kuş olup uçuyorum sanki havalarda... Onun üstünde bir yerlerde ve onu izliyorum hayranlıkla... Başkası yapsa böyle olmaz ki... O beni kendine bastırdığında, içine girmek istiyorum ya da giriyorum...
İzlerken bir şey dikkatimi çekti, önü kabarmaya başladı sanırım, sıcak suyun etkisi mi yoksa ben mi? Eğer bensem bir şeyler yapmam gerekiyor, müthiş canım çekiyor onu... Bu gergin ortamlar ikimizde de adrenalin salgısını mı artırıyor ne?
Sabahtan akşama kadar sevişsek doyamıyorum ona... Sanırım artık sevişirken beni de düşünmeye başlaması neden oluyor buna... Ama bana bir şeyler yapmasa da, aşkımı ben yine çok severim.
Ayağımı koydum üstüne sarılmak için, oha taş gibi olmuş ve sıcacık, üzerindeki şort bol olduğundan anlayamamışım... Yüzüne baktım, ne istiyor acaba diye anlayabilmek için, gözlerini seks bürümüş Zeus'umun, yaşasın...
Yine de atmadım elimi, bir defasında annesinin evinde, o başlamadan elimi attım diye alay etmişti benimle ve gururum çok kırılmıştı... Unutmam hiç bir şeyi Zeus...Seksi seviyorum ama seks düşkünü gibi görünmek istemem asla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liseden Üniversiteye
Teen FictionKendin olabilecek misin? Sadece ve sadece kendin. Saf yalın doğduğun halin. Kabul etmekten korktuğun. Belki utandığın. Kendine bile göstermek istemediğin... Esas KENDiN olabilecek misin? Bu hikayede anlatılmaya çalışılan bu.... O anlaşılamayanın şii...
LU_41 ~~~ aşk bir oyun mu? ~~~
En başından başla
