>>Bölüm 23 ( CESARET) <<

Comenzar desde el principio
                                    

" Gebertecek olursan revirin önünde yap da pişmanlık duyarsan bana müdahale yapılması kolay olur."

Gözlerimi hayretle büyütürken işaret parmağımı ona doğru uzattım. Ağzım hafifçe aralanmış inanamaz gözlerle ona bakıyordum. Gülsem mi kızsam mı bilemedim.

" Bana bak. Benimle dalga mı geçiyorsun? Ciddi bir şey olduğunu düşünüp ne kadar endişelendim biliyor musun! "

Kızgınlığım körüklenirken ayağımı sertçe yere vurup ritim tutuyordum.

" İzel dün düşündüm ve..." daha sözünü bitirmeden ayağına hızla bastım.

O acıyla inlerken burnumdan soluyordum.

" Sevgiliymiş! Kafayı mı yedin! Herkesin içinde bir de sarılıyor!"

O anı düşününce birden karnıma hafif bir sancı girdi. Altuğ çok yakındı ve bana sarılmıştı. İnanamıyorum hiçbir erkek buna cesaret edemezken Altuğ'u bu kadar cesarete getiren şey neydi merak ediyordum. Hala onun ayağına basarken o omuzlarımdan tutup beni geri ittirmeye çalıştı.

" Tamam tamam! İzel ayağıma zarar verirsen tekrar hastaneye yatmamı mı istiyorsun!"

O böyle söyleyince birden durdum ve ayağımı ondan çektim. Hastaneye yatması demek uzun süre onu görmemek demekti. Bunu istemeyeceğimi fark ettim. Elleri hala omuzlarımdayken onları hızla ittirdim.

"Bu durumu nasıl düzelteceksen düzelt yoksa hastane yerine kendini toprağın altında bulursun."

Ona sinirliydim. Karşıma geçmiş şimdide gülmeye başlamıştı.

" Komik olan ne!"

Ona bağırırken o hala gülüyordu. Eliyle yüzümü gösterdi.

" Yanakların yine kızardı. Çok utanıyorsun böyle şeylerden. Bu o kadar tatlı ki..."

Altuğ birden eğilip yanağımı öpünce ikinci şokumu yaşarken birden yanımdan sıvışıp koşmaya başladı.Bir kaç dakika nefes almadan şaşkın şaşkın revirin kapısından çıkan hemşireye bakarken ona zorla gülümsedim.

" İyi misin kızım? Ateşin mi var yanakların kızarmış."

Gülümsemem seğirirken hemşire gelip alnımın üstüne tam koyuyordu ki birden kendime gelip Altuğ'un arkasından koşmaya başladım.

" Altuğ! Bu sefer çizgiyi aştın!"

Sesimi yükselttiğimde Altuğ benden önce sınıfın içine girmiş Tuğba ve Gökalp'in arkasına saklanmıştı.

" Beni öldürecek.Beni öldürecek. Bir dakika beni idare edin hoca gelir zaten."

Gökalp şaşkın şaşkın arkasındaki Altuğ'a bakarken hızla ona doğru koştum. Gökalp önüme geçtiğinde ona çekilmesi için bağırdım. Gökalp'ten sonra Barış önüme geçtiğinde şaşkın şaşkın ona baktım. Bakışları kızgındı.

" Rahat bırak onu. Sınıfa açıklamasını yaptık. Altuğ ile iddiaya girdiğimizi herkese söyledim. Sana sarılıp bunu söylediğinde sınıftaki kaç kişi inanacak diye.Artık ona kızmana gerek yok. Hiçbir şey yanlış anlaşılmadı. "

Birden omuzlarım çökmüş şaşkınlıkla bir Barış'a bir sınıfa bakarken herkes bana gülümsüyordu.

" İzel bizde inanmamıştık aslında."

Yonca dalga geçer gibi konuşurken Altuğ birden Tuğba'nın yanına gelip kolunu onun omzuna attı.

" Ben kazandım değil mi Barış? Yonca hadi ama herkes inandı.Sen de dahil.Güzel bir şakayla geri döndüm beni özlediğinizi biliyorum."

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora