5.Sizi uyarıyorum

1.8K 152 6
                                    

Arkama bakmadan ilerlerken yanımdan geçmek üzere olan bir taksiyi durdurdum ve bindim. Dün Savaşla oturduğumuz deniz kıyısının adresini verdim. Arabada ilerlerken hala düşünüyordum. Doruk en yakınımdı her zaman hatta babamdan bile yakındı bana. Ama çok değişmişti. Hayatımın nasıl bu kadar bok gibi olduğunu anlamıyorum. Anlamak istemiyorum. Ben Doruk'u geri istiyorum.

Ben bunları düşünürken çoktan dünkü sahile gelmiştim. Paramı ödedim ve taksiden indim. Dünkü banka oturdum. Bir sigara yakmak için elimi çantama uzattım. Sigarayı cıkardım. Yakmak için çakmak ararken elime Savaş'ın çakmağı gelmişti. Bu sabahki halimiz aklıma geldiğinde suratımda küçük bir tebessüm oluşmuştu. Beni o kadar çok etkilemiştiki o duruşumuz dudak dudağa konuşmamız... Herşey o kadar hoş geliyordu ki bana... Ama neden? Neden hoşuma gidiyordu bunlar? Ben Hayal Demirhan herkese kök söktüren, kendi isteği dışında yanına erkek yaklaştırmayan ben, Savaş'ın bana yaklaşmış olmasından etkileniyordum. Ama onu ben istememiştimki. İzinde vermemiştim. Herşey bir anda gelişmişti. Ama mükemmel hissetirmişti.

İnkar etmiyorum çünkü ben yaşadığım hiç bir şeyi inkar etmem. Ama ondan uzak durmam gerektiğini biliyorum. Mümkün olduğu kadar da ondan uzak duracağım. Bunu kafama iyice yer ettikten sonra evde içki olamadığını hatırladım. Bir büfeye girdim ve alabildiğim kadar içki aldım. Eve geldiğimde elimdeki poşetleri buzdolabına dizdim. Bugün olan herşey beni fazlasıyla yormuştu. Odama çıkıp yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.

Masmavi bir deniz kıyısında yürüyordum. Buraya nasıl geldiğini bilmiyorum. En son odamda yatağa uzanmıştım.

"Hayal..." bu ses beni çağıran ses çok tanıdıktı. Birden arkamı döndüm. Savaş'ı görmemle ona doğru yürümeye başladım. İki adım atmıştımki bir ses daha duydum.

"Hayal..." bu...bu ses annemdi. Annemin sesiydi. Hemen arkamı döndüm ve annemin o kendine hayran bırakan yüzünü incelemeye başladım. Tam ona doğru adım atmıştımki birden bağırdı.

"Hayır" dedi annem birden ben ne olduğunu anlamadan sözüne devam etti. "Hayır Hayal bana gelmemelisin ben senin geçmişinim bana gelmemelisin." dedi. Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla rüyamda ağladığımı anlamıştım. "Anne sen ne diyorsun? Sen benim hiç bir zaman geçmişim olmadınki." dedim. Annem gülümsedi ve ben o gülüşte kaybolup gitmek istedim. O kadar kusursuz ve mükemmeldiki her zamanki gibi beni kendine hayran bırakmıştı. "Bende bunu söylüyorum kabul et artık ben senin geçmişinde kaldım. Ama o senin geleceğin. Onu sakın bırakma. Eğer onu bırakırsan düşersin. Unutma sen benim kızımsın. Senin geleceğin o geçmişini düşünme, beni düşünme, onu bırakma. O senin ayakta kalmanı sağlayacak tek kişi." dedi. Bende hemen arkamı döndüm ve ona doğru bir adım attım. Ben ona adım attıkça hava kararıyordu.

Tam önünde durduğumda hala biraz aydınlık vardı. Dudaklarıma eğildi ve tam beni öpecekkem bütün her yer zifiri karanlık oldu...

Birden gözlerimi açtım. Buda neydi böyle. Uzun zamandır ilk defa annemi rüyamda görmenin mutluluğunumu yaşasam yoksa Savaşın rüyamda ne işi olduğunumu düşünsem bilemedim. Hem o ne saçma rüyaydı öyle. Nasıl olur da dengesizin biri benim gelceğim olabilrki. Hah güleyimde boşa gitmesin bari. Yoksa kendimimi kandırıyorum. Gerçekten böyle bişey olabilirmiki. Allhım ben ne saçmalıyorum ya sadece bi rüya bu kadar abartılıcak bir şey yok.

Düşüncelerimi kafamdan sildim ve yataktan fırladım. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Aşağı indim ve bugün aldığım içkilerden bir tanesini elime geçirdiğim gibi balkonuma çıktım. Düşünmiycektim düşünürsem daha çok üzülürdüm. Şuan bnden iyisi varmıydı sanki, karşımda boğaz köprüsü, elimde biram... Herşey olucağana varır madem beni karşılarına alıyorlar bende karşılarında adam gibi dururum. Elimde ki içkimi bitirdim ve biraz kafa güzelliğiyle yatağa girdim. İçkinin etkisiyle uyku bana kollarına açarken bende gönül rahatlığıyla kendimi teslim ettim.

KARANLIĞIN VELİAHTLARI~♥~ #Wattys2017Where stories live. Discover now