12.Alıştık...

1.2K 73 3
                                    

Multimedya Defne ve Ali...

"Sence bu olanların sebebi ne Savaş? Ben bu kadar sır perdesinin içinde boğuluyorum. Annemin planlı olarak intihar ettiğini öğreniyorum! Babam bana onun psikolojik hasta olduğunu söylüyor. İnanmıyorum, beni psikiyatristiyle görüştürüyor. O da bana annemin içsel sorunları olduğunu ama nedeninin ne olduğunu bilmediğini söylüyor. Babam yıllardır can ciğer kuzu sarması olduğu ortağıyla ortaklığını bitiriyor yanlış anlama bunu senin babanla bir alakası olduğu için söylemiyorum ama bundan da bir gariplik varki şuandaysa hiç görüşmüyorlar. Benim en yakın arkadaşım olan Doruk Bey bunların sebebini biliyor ama bana açıklayamayacağını söylüyor. Herşeyi geçtim Doruk da bunlar yüzünden psikolojik bir depresyona giriyor. Herkes herşeyi içine atıyor. Babamsa çok bir şey yapmışım gibi yaptığım ufak tefek yaramazlıkları bahane ederek beni aklınca bu yaşanan şeylerden uzak tutmak için bir şeyleri öğrenmeme engel olmak için başından savıp başka bir eve hapsediyor. Sonra senin babanla ortak oluyor beni senle evlendirmeye kalkıyor bense bunların hepsinin farkında olduğum halde sırf babam üzülmesin diye kendi kaderimi değiştirip herşeye boyun eğiyorum. Artık boğuluyorum Savaş bu yaşananlar bu açıklığa kavuşturamadığım sırlar beni boğuyor çöküyorum artık her açıdan çöküyorum."

Bayağı geniş bir anlatımla yaşananları yaşadıklarımı Savaş'a özet geçerken o sadece beni pür dikkat dinliyordu ve sözümü bitirmemi bekliyordu. Ben sözümü bitirdiğimde ise söylediklerimi kafasında bayağı uzun bir süre tarttı ve düşündü.

"Sen ne karar verirsen ben senin arkanda durmaya hazırım geçmişinde yaşandığın şeyleri biliyorum kızıl ve şuan yaşadıklarında kolay şeylermiş gibi durmuyor. Benden her türlü yardımı isteyebilirsin eğer bir yerden çözmeye başlarsak düğüm ortadan kalkacak gibi çünkü anladığım kadarıyla bu olanlar birbiriyle bağlantılı olaylar bence şu annenin psikiyatristiyle tekrar bir konuşursak ve annenin dosyasını incelersek bir şeyler elde edebiliriz." Dedi aslında şu söylediklerinin hepsinde haklıydı. Ama ben bir şeye takmıştım kafamı. Konudan çok bağımsızdı ama merak ediyordum. Bu aralar bana sürekli kızıl diyordu. Saçlarım o kadar da kırmızı sayılmazdı acaba bana neden sürekli kızıl diyordu.

"Bunların hepsi tamam da bir şey sorucam konudan biraz bağımsız ama sen neden bana sürekli kızıl diyorsun? Benim saçlarım o kadarda kırmızı değil halbuki." Der demez yüzünde kocaman bir sırıtma oluştu. Gözlerimin içine çok derin bakıyordu.

"Ben o sözü sana saçından dolayı değil bir şeye sinirlenince veya çok fazla gülünce, heyecanlanınca, mutlu olunca kızaran yanakların yüzünden söylüyordum. Bu yönünü seviyorum ve şuan farkediyorum ki bir şeyi merak edincede kızarıyorsun. Kızıl Cadı" dedi ve güldü. Ben ise ağzım beş karış açık onu inceliyordum. Benim bütün hallerime bu kadar çok mu dikkat etmişti gerçekten.

"Bana öyle bakma çok tatlısın ve bu içimde seni öpme isteği uyandırıyor." Derken benim ağzım daha fazla açılabilir gibi biraz daha açıldı.

"Sen iyice sapıklaşmaya başladın bu günlerde ben sana çok yüz veriyorum herhalde. Hiç şımarma şımarıklıktan hoşlanmam ona göre." Dedim ve tam yanından kalkıp gidecekken beni kolundan tutup kendine çekti ve tam kucağına düşmemi sağladı.

"Bak şimdide sinirlendin ve yanakların kızardı kızıl. İşte bu hallerinde çok seviyorum. Sadece şu son sözü söyleyip kaçmalarından nefret ediyorum. Bana cevap hakkı bile vermiyorsun. Bunu yapma!" Dedi ve hızlıca dudaklarıma yapıştı. Beni çok nazik bir şekilde öperken bense ona eşlik ediyordum. Birden durdu.

"Çünkü bunu yaptığın zaman sana sinirleniyorum ve sinirimin geçmesine de bu öpücük yardımcı oluyor." Dedi. Yine sapıklığına devam ediyordu.

KARANLIĞIN VELİAHTLARI~♥~ #Wattys2017Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz