29~"Keşke Altına Bir Şey Giyseydin!"

En başından başla
                                    

"Melek'le Baran arasında bir gelişme var mı?"

"Akşam yemeğe çıkıyorlar..."

"Ne yani? Bir de gelip sana mı söylüyor?"

"Hayır, yani aslında evet. Ya üf bende gidiyorum o yüzden..."

"Oha ikinizi bir arada mı ayartıyor?!"

"Yok canım, Olcay'da var..."

"Yuh, Olcay'ı da mı ayartıyor?!"

Gözlerimi devirdim. "Geber Beren!"

●○●

"Bu mu? Yoksa bu mu?"

"Hiçbiri çünkü ben seçtim!"

"Hangisiymiş?"

"Tadaa..."

Hoş bir elbiseydi. Ama fazla kısaydı. Öyle bir şey giyebilir miyim bilmem?

"Beren, bu çok kısa değil mi sence?"

"Güven azıcık kendine..."

"Ama bu azıcıklık bir şey değil ki."

"Ya üf, giysen bir!"

"Tamam tamam."

Elbiseyi aldım ve lavaboya girdim. Fermuarını da çekip dışarı çıktım.

"Ah harika işte... Mükemmel olmuşsun Biricik..."

"Gerçekten mi?" dedim ve boy aynasının karşısına geçtim. Beren'in altına seçtiği siyah topuklularla da gayet uymuştu. Bir kaç takı taktım ve saçıma Beren'le beraber dalgalı fön çektik. Küçük bir çantaya akşam ihtiyacım olacak şeyleri koydum. Gerçekten Beren'in dediği gibi güzel olmuş muydum?

Kapı çalmıştı. Açtım ve Olcay karşımda donup kaldı.

"Sen... Mü-müthiş olmuşsun..." Gözüyle beni baştan aşağıya süzdü.

"Teşekkür ederim. Gidelim mi artık?" dedim tebessüm ederek.

"Tabi..."dedi ve elini nazikçe uzattı. Tuttum ve sonrasında koluna girdim.

"Nereye gideceğiz?"

"Bodrum merkeze. Orada süper deniz kıyısı bir restaurant varmış."

"Bu arada ben sana olayı anlatamadım." dedim ama karşımızda Baran ve Melek'i görünce sustum. "Açıklamaya gerek yok. Şu an daha önemli..." dedi Olcay. Yine tebessüm ettim. Farkettim de, ben bu aralar çok tebessüm ediyorum...

Olcay'a biraz da olsa Melek'ten bahsetmiştim. Melek ve Olcay tanışırlarken Baran bana yaklaştı ve kulağıma eğilip "Keşke altına bir şey giyseydin!" dedi öfkeyle. İfadesiz bir şekilde yüzüne baktım ve tekrar Olcay'ın koluna girdim.

"Buraya bunlarla gelmekle iyi mi ettik bilmiyorum."

"Bence süper oldu, hem... Melek'i de görmüş olduk..."

"Sen ne zamandan beri Melek'i seviyorsun Derin?"

"Az önceden beri..."

Taksiye atladık. Melek öne oturmuştu. Bende tam Olcay ve Baran'ın ortasındaydım. Aman ne güzel!

Kime baksam öteki sinirleniyordu ve çözümü yola bakmakta buldum. Olcay çapkın biriydi ve otururken iyice yukarı çıkmış elbisemden bacaklarımı kesiyordu. Ona ve baktığı bacaklarıma gözlerimi kısıp baktım.

"Kolay gelsin Olcay'cığım... Nasıl? Bu sektör kolay mı?"

"Ha?!" dedi ve afallayarak kendini topladı.

"İyi mi diyorum yankesicilik?"

"İyi iy- Ne diyorum ben ya?! Ya üf alışkanlık kızım ne yapayım?"

"Benim yanımda işlemez yalnız o. Oyulur gözlerin haberin olsun."

"Senin çarpık bacaklarına kalmadım ben be?"

"Nesi çarpık be?! Hem mâdem çarpık, ne diye kesiyosun?" diye bağırdım. Olaya dahil olmaması gereken isimler de her şeyi duymuştu. Harika!

"Derin bu senin bacaklarına mı bakıyor?!" dedi Baran bağırarak.

Aslında teknik olarak bakmıyordu, kesiyor dersek daha iyi olur...

"Bakmıyor, kesiy-Amaaan... Hadi ağbi aç bir roman havası." dedim yalandan sırıtırken. Ağbi bir kaç kanal aradıktan sonra bir şarkıda durdu.

"Ağbi roman havası dedim."

"Roman havası yok ve kızım bunla idare edin."

Ne çalıyordu biliyor musunuz? Model- Sen Ona Aşıksın... Hayır yani neden ben?! Neden hep ben?!

Bu bölümü kısa bir ara olarak görebilirsiniz çünkü şu an tatildeyim, iki hafta boyunca da bölüm yayınlayamayacağım, her neyse öpüldünüz...

YN; Çalışmalarımdan 'Lacivert Aşkına!' ya bakarsanız sevinirim...

Bay Şebek (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin