Bölüm 50

159 24 0
                                    

Rüzgar'ın anlatımıyla

Telefonumdan tekrar saate baktım ve gözlerimi sabırsızlıkla lavabolara giden koridora çevirdim. Algım tuvalete gideceğim diye yanımdan ayrılmıştı ama aradan dakikalar geçmişti. Onu sıkmak istemiyordum ama endişelenmeye başlamıştım.

Alt dudağımı dişledim ve gözlerimle etrafı taradım. Sabrım daha fazla yetmediğinde ise yanımdakilere haber vererek koridoru işaret ettim. "Ben bir Algım'a bakayım."

Başlarını salladıklarında yanlarından ayrıldım ve koridoru hızla geçip kapının önünde durdum. Birkaç kez kapıya vurdum ama ses gelmeyince içeri girdim.

Kimseyi göremeyince kabinlere baktım ama hepsi boş olduğunu gördüm. Algım burada değildi. O zaman muhtemelen ben ona bakmaya gelirken o dönüyordu.

Oradan çıktım ve kapıyı kapatıp koridoru geçtim. Tekrar salona girdiğimde gözlerim Algım'ı aradı ama onu bulamadım. Kalabalığın arasında da doğru dürüst göremiyordum zaten.

Diğerlerinin yanına vardığımda endişeyle konuştum. "Algım'ı bulamadım. Lavaboda yoktu."

"O zaman sen ona bakmadan o çıkmıştır. Burada bir yerdedir." Dedi Yaren gözlerini insanlara doğru çevirerek.

Olduğum yerde endişeyle sallandım. "İçim rahat değil."

Elif dudaklarını dişleyerek Algım'ın masanın üzerine bıraktığı çantaya baktı. "Onu arayalım diyeceğim ama çantası burada."

"O zaman etrafa bir bakalım. Burada bir yerdedir." Dedi Sinan temkinli bir şekilde konuşarak.

Hepimiz onu başımızı sallayarak onayladım ve dağıldık. İnsanların arasına karıştık ve Algım'ı aramaya başladık.

Salon büyük olduğu için gözlerimi her yerde gezdiriyordum. Endişelenmemeye çalışıyordum ama hala ortalarda görünmemesi beni şüphelendiriyordu.

Belki bir şeyler yemek için açık büfeye gitmiştir diye düşünerek oraya da gittim ama onu hiçbir yerde bulamadım.

Telefonum birden çalmaya başladığında cebimden çıkardım ve Elif ismini gördüğümde rahatlayarak kulağıma yasladım. Muhtemelen Algım'ı bulmuşlardı. Ben boşu boşuna panik yapmıştım.

Ama hiçbir şey tahmin ettiğim gibi olmadı. Telefonu açar açmaz ben daha konuşamadan Elif'in panikle ağlaması duyuldu. "Rüzgar! Algım Astım krizi geçirmiş! Arka çıkıştayız!"

Bir şeyler daha dedi ama beynim idrak edemedi. Tek duyduğum şey kriz geçirdiğiydi. O an dünyamın başıma yıkıldığını hissettim. Algım o yüzden yanımdan ayrılmıştı ama ben bir şey olduğunu fark edememiştim.

Olanları tam olarak idrak ettiğimde ne olduğunu anlamadan koşmaya başladım. Endişe her yerimi sarmalamıştı. Deli gibi korkmaya başlamıştım.

Koştuğumu gören Sinan yanında Çiğdem'le yanıma geldi ve endişeyle sordu. "Ne oldu?"

Onu görmezden geldim ve koşmaya devam ettim. Arka çıkışa açılan koridora ulaşmıştım bile. Konuşmak istiyor ama hissettiğim korkudan ötürü tek kelime edemiyordum.

Kapıya ulaştığımda ittirerek açtım ve kendimi dışarı attım. Sinan ve Çiğdem de panikle peşimden gelmişti.

Gözlerimi sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde gördüğüm şeyle kalbim hızla atmaya başladı.

Algım yerde uzanıyordu ve gözleri kapalıydı. Çağıl onun üzerine doğru eğilmişti ve onu durmadan sarsıyordu. Gözlerinden yaşlar akarken kardeşine durmadan sesleniyordu ama Algım cevap vermiyordu. Elif ise ayakta durmuş durmadan ağlıyordu. Şokta gibiydi.

Düzensiz uykularda | yarı texting Where stories live. Discover now