Bölüm 47

161 24 0
                                    

"Algım!"

Kalemimi çalışma masama bıraktım ve anneme geri seslendim. "Efendim!"

"Algım!"

"Efendim anne!" Diye bağırdım sesimi daha da yükselterek.

"Sen beni duymuyor musun kızım! Kime diyorum!"

Beni duymayan oydu ama kendi bilirdi. Bıkkınlıkla derslerimin başından ayrıldım ve odamdan çıkıp aşağıya indim.

Montunu ve ayakkabılarını giymiş olan annem beni görünce kollarını göğsünde birleştirdi. "Deminden beri sana sesleniyorum çocuğum."

Onun yaptığı gibi kollarımı göğsümde birleştirdim. "Bende sana sesleniyorum ama duymuyorsun ki."

"Üzerine düzgün kıyafetler giyi de gel." Dedi sabrsız bir şekilde.

Kaşlarım sorarcasına havaya kalktı. "Neden?"

Bıkkınlıkla duvara yaslandı. "Çünkü Rengin bizi akşam yemeğine davet etti."

"Ne!"

Gözlerim kocaman açıldı ve kalbim aynı anda hızla atmaya başladı. Bizim tanıdığımız tek bir Rengin vardı, o da Rüzgarın annesiydi.

Sabırsızlıkla ayağıyla yerde ritim tutmaya başladı ve eliyle merdivenleri gösterdi. "Bana bön bön bakmasana kızım. Biraz daha oyalanırsak geç kalacağız."

Gözlerimi ardı ardına kırptım ve üzerimden atamadığım şaşkınlıkla sordum. "Anne sen ne dediğinin farkında mısın?"

Beynimin almadığını anlamış olacak ki derin bir nefes verdi ve açıkladı. "Demin Rengin aradı. Akşam yemeği için gelmek isteyip istemediğimizi sordu. Bende seve seve kabul ettim."

Ellerimi panikle saçlarımdan geçirdim ve anneme kocaman açılmış gözlerle baktım. "Neden bana baştan söylemiyorsun anne!"

Umursamaz bir şekilde omuz silkti. "Şimdi söyledim ya."

Yüzüm ağlamaklı bir hal aldı. "Ne giyeceğim ben?"

Annem bu dediğime gözlerini devirdi ve elini havada gelişigüzel bir şekilde salladı. "Paris moda haftasına gitmiyorsun. Düzgün bir şeyler giy yeter."

"Ama sevgilimin annesinin evine gidiyorum. Üstelik akşam yemeğine!" Dedim kendimi tutamayarak.

Bana aldırmadı ve tehditkarca baktı. "Gidip hazırlanıyor musun yoksa seni pijamalarınla zorla sürükleyip mi götüreyim."

"Gidiyorum!" Arkamı döndüm ve hızla merdivenlere ilerleyip yukarı çıktım. Odama girdim ve dolabımın önünde durup kıyafetlerime bakmaya başladım.

Beynim adeta durmuş gibiydi. Heyecandan hareket edemez ve normal bir şekilde düşünemez hale gelmiştim. Aptal bir şekilde karşımda asılı olan kıyafetlerime bakıyordum.

Gözüme siyah kumaş ama fazla ciddi olmayan bir pantolon takıldığında elime aldım ve inceledim. Kot pantolon giymek istemiyordum. Sonuçta bir davete gidecektik. Üzerime de güzel görünen bir bluz aldığımda iki parçayı da hemen üzerime geçirdim.

Aynanın karşısında hızla saçlarımı taradım ve kabarıklığını almaya çalıştım. Aklıma kıyafetlerime yakışacak bir saç modeli gelmediğinde saçlarımı salık bıraktım ve yanıma bir çanta aldım.

Jet hızıyla aşağıya indikten sonra annemin daha fazla kızmaması için ayakkabılarımı da giydim ve bana uzattığı montu üzerime geçirdim. Artık ikimiz de tamamen hazırdık.

"Hele şükür." Koluma girdikten sonra kapıyı açtı ve dışarı çıktık. Annemin küçük arabasına bindik ve çok geçmeden yola koyulduk.

Bir süre sonra arabadaki sessizliği bozarak ellerimi çırptım. "Çok heyecanlıyım anne!"

Düzensiz uykularda | yarı texting حيث تعيش القصص. اكتشف الآن